30 Temmuz 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

ye gelerek İnönüyü karşıladılar, karaya çıktığında, ohiç vakit kaybetmeden işe koyuldu. o Önce, üs komutanlığında kendisi için tertip- lenmiş birifingte hazır bulundu. Son- (doldurmuştu. Zonguldaklıların heyecanı ribi, akşam YURTTA OLUP BİTENLER zife gezisi yapıyorum. oYeni tesis- üzeri Saat 16 idi. ra gezilerine (o başladı. Bu, 11,30'a (Okara veya İstanbulda, tören iste- ndan sonra yeniden yola koyul" kadar devam etti! Bu sırada Ereğ li- oOmedi mi, sessiz çalışması kabildir. odu. Alâkasını en ziyade kömür hav- liler, (o misafirlerini ogörmek üzere Ama başka şehirlerde halk Başba- zasının meseleler! çekti. Kozlu, Ü- Cumhuriyet kana susamış olduğundan onun "ne zülmez kömür o bölgelerine giderek alanında birikmişlerdi, i İnönü oraya gitti ve pek kısa bi konuşmayla Oo kendilerine (oteşekkür o diğinden, etti, çalışmakta olduğunu söyledi, millete iyi haberler vereceğini bildir- di. Halk, memnun ayrı Resmi şahsiyetlerin, Ereğlide zi- masını biçim adam" olduğunu görmek iste- böyle bir ziyaretin daima hadise teşkil etmesi yüzünden o va- tandaşın işini bırakıp istikbale önlemek imkânı yoktur. inö- nü bunu bildiğinden, tetkiklerde bulundu. Genel Müdürün verdiği uzun izahatı dinledi. Ertesi sabah İnönünün programı daha da yüklü oldu. Donanmanın kendisine göstermek istediği tesisleri gezmek için Amasraya, oradan Bar- çık- vilâyette vali yafette bulunma tekliflerini, (ısrar. ( ile kısa bir görüşmeden sonra, ziya- tına gitti. (Başbakan NATO'ya bağ- larını Başbakan nazik, ama azimli (Tetlerinden Önce Cumhuriyet ala- Jı Hava Radar üssünü, Pelikan deniz şekilde reddetti. 'İşim çok, yolum (Dında vatandaşlarına hitap etti. Ko- o üssünü dolaştı, gördüklerinden mem- uzun.." dedi. "Bana gemide yemek ( Duşması gene kısa oldu ve hiçbir onunluğunu beliriti. Karadeniz sahi- verirler" diye Alpaslanın okomutan- parlak, şatafatlı söz söylemedi. Nu- Jindeki bu tesisler, osavunmamızın larına takıldı. Hakikaten İnönü, tuk vermedi, bıhalde Obulundu. ve batı savunma sisteminin en esas- ini gi bitirmez (o muhribe dön- (Halk biraz şaşırdı ama, muradı gör- Jı noktalarından ikisidir. muhrip oZonguldağa hareket (mek olduğundan | Ismet Paşayı böl Başbakan, askeri tesislerden ge- etti, bol alkışladı. İnönü “Ufak bir va- pi kalan zamanını, gene sivil tesis- Bir Demeç bir rejimi biç Ur gurup veya kişinin süreli bir şekilde yürütemiyeceğine ve ortamın da asla buna elverişli ola- mıyacağına kat,i inancım var- Böyle bir teşebbüs, 15O yılık hürriyet ve demokrasi mücahitlerinin ruhunu ta- zip eder. 7 aylık çekişmeli ve kuvvetli bir parlâmento des- teğinden mahrum bir hükümet denemesinden sonra U- zun tartışma, karşılıklı görüşlerde fedakârlık sonunda *orta yolu tems.il eden bir anlaşma ile hükümet kurul- du. Partilerin liderleri ile seçkin elemanlarından kuru- lan, Atatürkçülüğü, 27 Mayısçılığı ve Anayasa'nın iste- diği reformları benimseyen ve bunun için de kesif bir faaliyet içinde bulunan hükümeti desteklemek, inanan, sür, atli kalkınmayı arzu edenler ve 27 Mayısı benimseyenler için desteklemenin bir vatanperverlik gereği olduğuna inanıyorum. 80 yaşındaki bir Başbakanın saat 15 de Erzurum dan hareketle saat 18 de başlıyan ve geç vakte kadar süren Kabine toplantısına katılması, saat 13'e kadar devam eden tetkik ve teftişlerden sonra saat 15'de Plân- lama Kurulu çalışmalarına katılarak 5,5 saat çalışması karşısında bütün gücünü olumsuz tenkidlere harcıyan- ların pek fazla söyliyecek bir şeyleri olmadığına o ina- nıyorum. Her şeyi Hükümetten bekliyecek yerde herke- sin payına düşeni yapmasını, bu hususta kendilerinden çok şeyler beklediğim kimselerin tenkidlerini (hayretle karşılamamdan dolayı beni bağışlayacaklarını ümit e- derim. Seçimlerden evvel büyük ümitler veren, taahhüt- lerde bulunan ve söz vermelerden sonra, bugünkü dav- ranışlarına baktığım zaman hayret ettiğim (kişilerin AKİS, 30 TEMMUZ 1962 sayısı oldukça kabarıktır. Hiç bir teşekkül ve kişiye karşı körü körüne bir bağlılık duygusu beslemediğim için objektif görüşleri- Öğrencilerin Ankarada yaptıkları nümayiş Menderesin yadigârı ini ve vicdani kanaatimi ifade ettiğimi söylemek, ta- şıdığım hüviyet ve durum karşısında benim için bir borçtur,"