YURTTA OLUP BİTENLER yasında değil de bir iş görme havası içinde yapmak, Hükümetin pek fazla ihtiyacı olduğu bir hususu, vatandaşın itimadını sağladı. Seçkin ve Feyzioğlu, ilk merhale olarak Kesikköprü barajına gittiler. Baraj oldukça önemli bir konudur, 1964 yılında inşaatı tamamlanacak ve enerji şebekesine büyük bir güç ka- tacaktı Oradan Kırşehire gittiler. Kırşe- hirden Kayseriye geçildi. Kayseride Bakanları koalisyon partileri mensup- ları karşılandı. Kayseride bir de top- lantı yapıldı ve durum partililere an- latıldı. İki Bakan sırasıyla, Bünyan, Pı- Sivasa dı çıkarılmadan ve nurlu istikbal nu- tukları atılmadan meseleleri incele- diler, başkente döndüler. Hükümet ve işleri.. İki genç Bakan bir konu için dolaşır- ken, Başbakan Yardımcıları o Ali- canla Hasan Dinçer de yurdun başka bölgelerine gittiler. İki Başbakan Yar- dımcısının gezilerine politika isteris- temez biraz bulaştı. Ama doğruyu söy- lemek gerekirse, iki Yardımcı da bun- dan uzak kalmağa, daha fazla Hükü- meti ilgilendiren teknik meseleleri tet- kike gayret ettiler ve muvaffak da oldular. Bir başka Bakan, Çalışma Baka- nı Ecevit, geride bıraktığımız hafta içinde kendi sahasıyla en ziyade ilgili lisin çalışmağa başlamasıyla Mecli- se sunulacak Sosyal kanunlar konu sunda, kanunların uygulanacağı mu- hitlerde tetkikler yaptı. İşçilerle bu hususlarda konuştu, bilgi edindi ve başkente dağarcığı dolu olarak dön- meğe hazırlandı. Hükümet üyeleri bu gezilerin so- nunda edindikleri intibaları Bakanlar Kurulunun ilk toplantısında teker te- ker anlatacaklardır. Bu bilgilerin bir araya gelmesinin, Hükümetin elinde bulunan kanunlarla olan yakın ilgisi bakımından büyük faydası olacaktır. Hükümet şimdilik birinci derece- de 5 yıllık kalkınma plânıyla ilgili bu- lunmakta ve Ağustos başında Yüksek Plânlama Kurulu plânın tetkikini bi- Nitekim yerde, şaşaadan uzak, sessiz, gürültü patır- "C. H. P. güç devirlerin partisidir" derken ne derece haklıdır bilinmez. Her güç devirde, Türk milletinin C. H. P. tarafından sevk ve idare edildiği doğrudur. Milli Mücadelenin sivil organizasyonu bu te- şekkülün tohumları tarafından yapılmış, devrimler Fır- ka tarafından başarılmış, İkinci Dünya Harbi C. H. P. idaresi altında geçiştirilmiş, Demokrasiye aynı şartlar altında geçilmiş, C. H. P. nin yerine gelen iktidarın bütün millet hayatını soysuzlaştırma gayretine onun etrafında toplanan Ur muhalefetle mukavemet edilmiş, İhtilâle o desteklik etmiş, İhtilâlden sonra beliren oto- riter rejim temayülleri de onun gayretiyle — bertaraf edilmiştir. İnönünün sözünde belki doğru olmayan, C. H. P. lilerin pekâlâ, daha az güç devirlerde de kudret sahibi bulunmanın keyfini çıkardıklarıdır. Ne ise! Bu meselenin esasını değiştirmez. Meselenin esası, bugün C. H. P. nin, kaderinin en zorlu misyonlarından biriyle daha karşı karşıya oldu gu gerçeğidir. İçinde bulunduğumuz şartlar altında ancak C. H. P. ve onun idareci takımı arasındaki gen? dinamik, ülkücü aydınlar bir misyoner ruhuyla -siz is terseniz buna, Kuvay-ı Milliye ruhu diyebilirsiniz- oça- lıştıklan takdirde Türkiye selâmet kıyısına ( erişecek- tir. Memleketin, bir vahim tehlikenin tehdidi altında bulunduğu çok kimse tarafından farkedilmiyor. İki aşı rı ve fanatik ucun, bütün fanatikler gibi canlı çalışma ları sonunda, bir çok iyi niyet erbabı şüphe ve tereddüt içinde kalmıştır. Sol tarafın elindeki Devrimler Türk ler, bilhassa memleket kaderinde güçlü söz sahibi Türk ler için öylesine mukaddestir ki onlara toz konabilece ği ve onların bu sistemle korunamayacağı yolundaki propagandalar, bütün kasıtlı taraflarına rağmen te- sir lora etmektedir. Sağ tarafın vicdansızca istismar ettiği hisler ise, Türk halkının hassas ve rakik kalbini zaman zaman mantığının üstüne çıkarmakta, onu rea litelerden uzaklaştırmaktadır. İşte, bu şerait içindedir ki genç Halkçılar bir yeni ruhla ortaya çıkmak ve bu ruhu kütlelere aşılamakla mükelleftirler. Bir yandan Devrimleri başka sistemle- re varabilmek için basamak diye kullanmak isteyenle- re, diğer taraftan tavizcilerin hakikaten kendi safları- na sızmış mimli şampiyonlarına karşı onlar savaşacak- İnönü, 18 bulunan kitlenin arasına girdi. İşçiler- le yakınen temas eden Ecevit, tirmek için çalışmaktadır. Plânlama Teşkilâtı binasında yapı- C.H.P.nin lardır. Türkiyenin manzarasına bakılacak olursa, iyi niyet erbabının şöyle kuvvetli şekilde silkinmesine mut- lak zaruret bulunduğunu farketmemek imkânı yoktur. Tıpkı komünist tahrikçilerin başka yerlerde yaptıkları gibi, iki ucun bir avuç şamatacısı şirretlikleri ve gü- rültüleriyle umumi efkâra hâkim tavır takınmaktadır- lar. Mec- Bugün Türkiyede, C. H. P. nin desteği olmaksızın hiçbir şeyin yapılamayacağı bir basit gerçektir. Her iki uçtan gelebilecek tehlike, C. H. P. liler harekete geçtiği gün perişan olup dağılacaktır. (Bu bilindiği içindir ki iki uçtan biri Beşinci Kolları vasıtasıyla Par- tide köprübaşları sağlamak, öteki Partiyi tamamiyle uyutmak sevdasındadır. Bu cereyanlara karşı, C. H. P. nin Türkiyenin her tarafına dağılmış aydın ve genç militanlarının derhal saflarını almaları, obarikatlarını kurmaları, elete vererek bir süredir bıraktıkları müca- deleye yeni baştan başlamaları lâzımdır. Bu ruhun yu- kardan aşağıya ve aşağıdan yukarıya yayılmasını bek- leyecek yaman yoktur. Aşağıda da, yukardada "gaf- let, dalâlet, hattâ hıyanet" içinde bulunanlar mevcut- tur. Kendilerini C. H. P. nin fikirlerini temsil ediyor, hattâ C.H. P. li diye satanların yazıları ve sözleriyle saçmaya çalıştıkları tohumlar dikkate alınacak olursa donup kalmamak zordur- Genç, aydın C. H. P. ülkü- cüleri Türkiyenin her tarafında önce bunların maske- lerini suratlarından çekip almalılar, C. H. P. li taba- kaları o misyoner ruhuyla uyarmalıdırlar. Ateş, teşki- lâtın her tarafında, birden ve kuvvette yakılmak, dev- rin icaplarına geride bırakılıp ileriye yü- rünmeli, C. H. li olmak haysiyeti iktidarın nimetle- rinden silnlamzk değil, iktidarın sorumluluğuna sa- hip olmak suretiyle ispat edilmelidir. C. H. P. bugün, sessiz durduğu için cücelerim iğ- -elerine, oklarına, alaylarına, rahatsız edici tecavüzle- rine maruz bir deve benziyor. Bu devin uyanması, can- lanması, ortaya çıkması saatinin çanları bütün kuv- vetiyle çalıyor. Aksi halde, dev uyandığı zaman, tıp- kı Guliver gibi kendini bağlanmış ve bir arabaya ko- nulup sürükleniyor görecektir. C.H. P. liler! Meşalelerinizi yakınız ve karanlıktan faydalanan yarasaları bir solukta dağıtınız. AKİS, 30 TEMMUZ 1962