25 Haziran 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

25 Haziran 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Haftanın İçinden Sorunun cevabı İsmet İnönünün yeni hükümeti kurma görevini Devlet Başkanına iadesinden sonra, yeni bir Başbakan ada- yının arandığı günlerde sayın Gürselin A. P. Genel Baş- kanına niçin bir şans tanıyamadığı suali soruluyor. A. P. şuanda, Parlamentoda C.H. P, den sonraen fazla temsilciye sahip partidir. Onun Başkanının, iddia edilen bir takım siyasi meşrep yakınlıkları dolayısıyla, ekseri- yet olmasa bile bir kütleyi Meclis içinde toparlayabile- ceği inancında olanlar vardır. Zaten bunun dışında, ge- nel prensipler bakımından, en kuvvetli partinin mazeret söyleyince ondan sonra gelen partinin liderine başvurulması gerekmektedir. Buna -ve öyle görünüyor ki bir tekim ümitlere- rağmen sayın Gürsel böyle bir yolu denemek imkânını bulamamış, memleket realitele- ri kendisini, kriz patlak verdikten sonra temkin ve ba- sirete zorlamıştır. Teşekkül tarzı ve kuvvetlerin nisbeti itibariyle, şa- hıs olarak İsmet İnönüden başka bir kimsenin hüküme- ti kuramaması bir matematik zarurettir. C. H. P. için, sadece lideriyle birlikte iktidar a ei Ea sudur. İnönü mazeret söyleyince, C. H ka b - rl görev alacak ve C. H. P. onunla, liderinin beri prensipleri umursamayarak hükümet kuracak! rİ- nönü, sadece kapris, şahsi endişe dolayısıyla e bu ihtimal düşünülebilir. Ama gerçek bu olmadığından dolayıdır ki elaltından yapılan bütün sondajlar omenfi netice vermiş, böyle bir durumun imkânsızlığı belir- miştir. Beslenilen hayallerin yıkılmasının sebebi budur C. H. P. katılmayınca Mecliste bir ciddi hükümet kurmaya yetecek çoğunluk kalmamaktadır. Seçimler çeşitli şekillerde tefsir olunmuştur. Hatta neticeyi, mil- letin C. H. P. ni istemediği tarzında yorumlayan yük- sek makam sahipleri dahi çıkmıştır. Fiili durum Oor- tadadır. C H. P. siz bir koalisyon, adet yetersizliği do- layısıyla mümkün değildir. Zira, P. nin yanında Bağımsızlar ve Bölükbaşı Grubu hiç bir maceraya he- vesli görünmemektediler. Bu bakımdan, A, P. liderin şans tanınmaması fili bir önemi haiz değildir. Millet iradesi, C. H. P. siz bir iktidarın kurulmasına imkân bı- rakmayan bir Meclis seçmiştir.. Buna rağmen, kuru hukuk itibariyle Devlet Başkanı- . P. kapısını çalması gerektiği kanısında olanlar, Gürselin o yola sapamaması için bir takım mânilerle karşılaşmış bulunduğunu o sezinlemişlerdir. e Mâninin, memleketin sağlam kuvvetleri olduğu gerçeği de göz- den kaçmamıştır. Bu yüzdendir ki şimdi, 1980 öncesinin çalımlı edasının yerini almış bulunan ürkek, korkak, "höt" denilince tornistan etmeye hazır bir üslüpla bir sapık "Parlamento Hakimiyeti" anlayışının şampiyon- ları sızlanmakta, bu sisteme Demokrasi denilemiyeceği- ni söylemektedirler. Bu sapık anlayış, Parlamentonun isterse Hilâfeti bile geri getirebileceğini iddiada en meşhur formülünü bulan ve kendi başıyla birlikte mem- leketin de başını derde sokan zihniyettir. "Parlamento Hakimiyeti" demek, umumi heyet salonundaki koltuk- larda oturanların yarısından bir fazlası neye el kaldı- rırsa onun mutlaka tatbik olunması gerektiği dernek de- ğildir. Bu. iptidai "kelle başına oy" sistemidir. Medeni AKİS, 25 HAZİRAN 1962 Metin TOKER bütün topluluklarda Parlamento kuvvetlerin sadece bi- ridir ve bu kuvvet, öteki kuvvetleri hesap etmek Zo- rundadır. Anayasa, metni ve ruhuyla, bunlardan biridir. Halk, Ordu, Gençlik, Basın hep bu çeşit kuvvetlerdir. İnsan hakları beyannamesinde dahi bazı hallerde a- yaklanmaların meşru gösterilmesi böyle bir muvazene- nin mevcudiyetinin delilidir. Nitekim 1960 Meclisi, Hilâ- feti geri getirmek bir yana, memleketi bir sivil ojunta idaresi altına sokmak hedefine bile e varamamış ve bir sabah dünyanın başına yıkılıverdiğini görmüştür Devlet Başkanı, eğer A. P. liderine bir platonik şans tanımak imkânını dahi bulamamışsa bunun sebebi bu partinin 1961 seçimlerinin neticesini tefsirde düştüğü ha- tadır. Bu hata, lâfta değil ruhta düzeltilmedikçe hiç bir kimsenin Türkiyenin başına bir A. P. veya benzeri ida- reyi geçirme kuvveti yoktur. Böyle bir ihtimalin belirme- si dahi, memleketin bütün sağlam kuvvetlerini bir an- la 1960 Mayısının o şafak günündeki inançla kenetle- necek ve doğacak selin önünde durulamayacaktır. Sa- n Gürsel, kriz günlerinde bu gerçeği görmüştür. 1961 seçimlerinde bu millet, mak istedikleri gibi, ne ihtilâlin, prensiplerinin karşısında vaziyet İM, ma mokrasiye en ziyade hararetle inanmış olan- ları dahi vaziyetlerinden eder. O zaman Milli Mücade- le sonrası günlerine dönmek ve her şeye iş haşlamak zarureti tabii hale gelir. Bu haz umdur, zira kırk yılda hiç bir şey anlamamız oldu- gunun itirafı demektir. Böyle bir iflasın içinde deği- liz, 1961 seçimlerinde bu millet, ihtilâl yöneticilerinin memleket idaresindeki (okorkunç Oo başarısızlıklarıyla tek parti devrinin usullerinden sıyrılamamış C. 'ilerin yer yer yarattıkları endişenin bir araya gelerek doğurduğu bir muhalefet havası içinde oylarının bek- lenmeyen bir kısmını A. P. ve benzerlerine, akıtmış- tır. Millet cahil, millet geri, millet kolay kandırılıyor, millet şuursuz.. Diyelim ki, hepsi iyi. Peki sen bu mil- lete, birbuçuk yıl içinde bir başarılı idare verdin de o, sırf sen Atatürkçüsün, sen ilericisin, sen ülkücüsün, en batılısın diye senin aleyhinde mi vaziyet aldı? Bu- nu söylemenin, insafla alâkası yoktur. İhtilâlin yöne- ticileri, İhtilâlin ta yanındaki pek çok kuvvetli elleriy- le karşı tarafa itmişlerdir. Aralarından bir (kısmının seçim öncesinde, bu neticeyi alabilmek için sarfettik- leri açık, kapalı gayretler işin cabası! çeşitli mr yay- eC.H.P. p © 3 — e hakim zihniyet, temsilcileri başkente gel- diğinden itibaren milletin, saatin ibreleri geri döndü- sizliği, prensiplerden memnuniyetsizlik gibi göstermiş- tir. Belki de buru aslında bildiği için, durumdan mem- nuniyetsizliği devam ettirmek gayesiyle elinden gele- ni yapmış, huzur ve rahat bırakmamıştır. Böyle zehap içinde bir teşekkülü memleketin ba- şında görmek ihtimali bile bütün sağlam kuvvetleri şid- detle sarstığından dolayıdır ki Sayın Gürsel, A lide- rine bir kapıyı dahi aralayamamıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: