Vatı tespit etti. yi dışarıya çıkarılırken İbrahim Ökt "— Söz sayın Genel Başkanın" diyordu. Son söz İsmet İnönü, yerinden kalktı ve kürsüye doğru ilerledi. Yeni bir alkış başlamıştı. Genel Başkan pek mütehassis oldu ve sordu: "— Beni niçin bu kadar çok al- emi Sevap olarak tek bir sayha yükse aşa, “Varol Paşa" o Başba- kan İnönü bundan sonra grupuna hi- tap etmeğe başladı. İnönü, izahatına Bakanlar Kuru- lunun yaptığı son toplantıdan girdi. Altı şu kadar aydır, koalisyonun yaşatılması, müşterek dertlerin hal- li için mücadele edilmiş ve netice- de koalisyon ortağı bulunan A. P. nin kararsızlığı her gün yeni tavizler is- temesi üzerine işin içinden çıkılmaz hale gelinmişti. Başbakan olarak bu mesuliyeti yüklenmenin artık lüzu- mu yoktu. İnönü C. H. P. nin de bu mesuliyeti yüklenmesine razı değil- di. İşte bunun için İnönü de istifa etmeye karar vermiş ve bunu evve- lâ Cumhurbaşkanı Gürsele sonra da Bakanlar Kurulunda bulunan A. P. li bakanlara açıklamıştı. Şimdi gru- pun fikrini soruyordu. Başbakan söz- lerinin bu kısmında durakladı ye: "— Şimdi benden 24 saatlik me- hil isterler, arzu ederseniz buraya çı- kın konuşun ve fikirlerinizi söyleyin sonra ben de kararımı o bildireyim" dedi. Fakat bütün gruptan bir ses ME — Konuşmak istemiyoruz. Müh- let vermiyoruz". alkışa daha sebep oldu. Grup, Genel Başkanı kararından dolayı ( alkışlı- yordu. C. H. P. grupu, koalisyondan çekilmeyi ittifakla tasvip ediyordu.. Kapılar açıldı ve milletvekilleri i- ki koldan dışarı, çıktılar. Bir C. H. P. milletvekili bir gazeteciye : — Tamam işi bitirdik" dedi ve sonra sevinçle uzaklaştı. Bu sırada İnönü de dışarıya çıkıyordu. Millet- vekilleri Paşayı elini öperek kutladı- lar. Bütün bunlar bardağın ne derece taştığım gösteriyordu. Gazeteciler İsmet İnönünün etrafını aldılar ve sordular: "— Paşam çekilecek (o misiniz!?" İsmet Paşanın bu suale verdiği cevap iki kelimelik oldu "— İstifa edeceğim." Son karar C. H. P. grupu dağıldığında saat 11: 38 di. Milletvekilleri heyecandan sarhoş bir halde dışarıya (o çıktılar. AKİS, 4 HAZİRAN 1962 Başkentte ılık.bir hava vardı. So- kaklar hala kalabalıktı. Subaylar, meraklılar, milletvekillerinden habe- ri duydular. Hemen herkes Paşanın kararım tasvip, ediyordu. İnönü o ak- tesi gün istifasını Cumhurbaşkanına verecekti Haftanın ikinci yarısındaki per- şembe günü istifasını bizzat daktilo ettik ve sonra Çankayaya gitti. Saat 11.28 de ise istifasını'Cumhurbaşka- nına takdim etmişti. Ogün A. A. Başbakan İsmet İnönünün, hüküme- tin istifasını Cumhurbaşkanı Gürse- le verdiğini bildiriyordu. Bu satırların dizildiği sırada C. H. P. Genel Başkanı İnönü yeni bir koa- OLUP BİTENLER " YURTTA Kimse kimseyi itham etmesin Genel Başkanın sözlerinden, ne o- lursa olsun "istifa etmeye niyetli" olmadığı, şefaat talep ettiği, bu sta- Ü devam etmeyi faydalı bul- duğu anlaşılıyordu. Hakikaten toplantının sonucu, . başlarda belli olmuştu. Olm ama, A. P. Genel İdare Kum nn büyük bir kısmı içini dökmek zarureti- ni duyuyordu. Nitekim, Gümüşpa- ladan sonra söz alan Halük Nurbaki, . P. nün iç işlerinden bütün çıplak- lığıyla bahsetti. Çeşitli cereyanların menşeini, Grup içinde Irkçı Ekalli- yetin kimlerden talimat aldığım eni- ne boyuna anlatı. Salonda bulunan- lar: — Aman doktor, gazeteciler dı- İnönü ve Gümüşpala son görüşmelerinde Elveda! lisyonun yükünü omuzlanna almağa hazırlanmaktadır. A. P. Lâf ve peynir gemisi Gümüşpala, ellerini ovuşturarak sö- ze başladığında toplantının sonucu âdeta belli olmuş, yüzleri derin bir tebessüm kaplamıştı. Genel Başkan karşısında bulunan A. P. li politikacı- lara, Genel İdare Kurulunun haftanın ikinci yarısındaki cuma günü yapı* lan önemli toplantısında ilk söz ola- rak yn söyledi: "— tık omaziden bahsetmiye- lim. Kazlk kabahatler olmuştur. Bunların üzerine sünger Oo çekelim. şardan dinliyorlar, bağırma bu ka- dar" demek zorunda kaldılar. Genç milletvekili sesini biraz da- ha yükselterek sözlerini bağladı: Gümüşpalanın etrafındakiler ya kezzapla temizlenmeli veya onlar- la beraber kendisi de terketmelidir." Olan olmuş, ok yaydan çıkmıştı. Gümüşpalanın oyerinde kımıldan- dığı görüldü. Ama Genel Başkandan evvel bir başkası, Saadettin Bilgiç, atıldı ve konuşmak için söz istedi. Başkan, sırasının gelmediğini belir- iç : "— Ama, Nurbaki konuşmasında bize sataştı!" dedi. Genel Başkana hücumlar bunun- la kalmadı. Son derece sakin ve ha- fif sesle konuşan Prof. İzzet Birant. 9