YURTTA OLUP BİTENLER İnönü istifası kabul edildikten Her sabah yeni taya atılan teklifin bir sabun köpüğü olabileceğini zannettiler ve nitekim Grup Başkan vekillerinden İbrahim Öktem, bunu gazetecilere bile açıkla- dı. Öktem, kahve ocağından gelen kahvesini yudumlarken, bir gazeteci kendisine meseleyi anlattı ve C. H, P grupu içinde kuvvet bulan bir cere- yanın gittikçe geliştiğini izaha çalı- şarak öktemden fikrini sordu. Sa- kin tavırlı Öktem meseleyi pek mü- himsemedi ve: "— Siz bakmayın, her grupta bu kabil heyecanlı arkadaşlar olur. A- ma bu bütün bir grupun fikri olma- sa gerek" diye cevap verdi. o Anlaşı- lan henüz mesele kendilerine pek İn- tikal etmemişti. Ayni kanaattir ki bir kaç dakika sonra olağanüstü grup isteyen C. H. P. li'milletvekillerinin kendi başlarına bir grup toplantısı yapmağa karar vermelerine sebep ol- du. C. H. P. nin sabrı taşan millet- vekilleri meselenin ciddiyetini bu son hareketleriyle ortaya koyunca C.H.P. Grup İdare Kurulu alelacele top- landı ve meseleyi son şartlar muva- cehesinde bir kere daha teşekkür et- ti. İşte bundan sonradır ki Genel Başkanla temas etmek zarureti ha- sıl oldu. o Başbakan İnönü meseleye muttali olur olmaz tek cümle İle me- seleyi özetledi: N ' Benim var. — Pek memnun oldum. de kendilerine söyleyeceklerim Ayrılmasınlar geliyorum." O sırada saat tam 18 di. Haber C. sonra gazetecilerle bir başlangıçtır.. H. P. içinde ve Meclis salonlarında süratle yayıldı. Genel Başkan İsmet İnönünttn C. H. P. grubunun olağan- üstü bir toplantı yapmakta fayda gör- mesi ve grupuna bunu iletmesi, hare- ketin mihrakı olan genç milletvekil- leri için bir moral takviyesi yerine geçti. Birden C. H. P. içinde esen hava değişti. Adana Milletvekili Me- lih Kemal Küçüktepepınar bir arka- daşına bunu şöyle izah etti: . ana öyle geliyor ki Paşa çizmeleri bir kere daha ayağına çe- kiyor. Bundan sonra onu kimse dur- duramaz." Hakikaten öyle oldu. İsmet Paşa kati kararını vermiş, o sabah Cum- hurbaşkanı Gürsel ile (konuşmuş. Cumhurbaşkanına bu koalisyonun bu şartlar altında yürüyemeyeceğini bildirmiş ve grupu ila temas ettik- ten sonra Başbakanlıktan ayrılaca- ğını söylemişti. C. H.P. nin azimli lideri, "Siyasi Af" ile ilgili toplan- tılar, çalışmalar sonunda son sözü- nü söylemiş ve bu noktadan bir adım dahi geriye gidemiyeceğini bildirmiş- ti. Ne var P. nin basiretsiz bir lidere sahip olması, grup içinde belli bir fikrin bulunmaması A. P. gru- pundan çıkan tebliğin, Hükümetin tebliği ile aykırı manzara arz -etme sine sebeb olmuştu. Üstelik İsmet İ- nönü A. P. idarecilerine af ile ilgili son toplantıda alınan kararı grupla- rına götürme' erini ve bir cevap getir- melerini bildirmişti. Başbakanın yılan - hikâyesine dönen Af konusunda iste- Meclise geliyor diği sadece bir cevaptı. Müspet veya menfi bir ceva Fakat A. P. grupundan çıkan, bir başka tebliğ ve tefsir olmuştu. İsmet İnönü tebliği tetkik ettikten, sonra haftanın ortasındaki o çarşamba gü- nü Kabineyi toplantıya çağırdı. Saat 18'de yapılacak Kabine toplantısında kararını A. P. li bakanlara açıklaya- caktı. Toparlak kafalar İşte bunun için o gün gazeteciler Mecliste A. P. 11 Bakanları yakala- dılar. Şüphesiz A.P. li bakanların en talihsizi de Gümrük ve Tekel Bakanı Şevket Bulatoğlu oldu. Hürriyet tem- silcisi Cüneyt Arcayürek ve bir A- KİS'çi Bakana ayni anda aynı sua- li sordular: "— Beyefendi, hükümet bugün is- tifa ediyor mu dersiniz ? Bakan gaze- tecilere şaşkın şaşkın baktı ve cevap ve erdi: — Hükümet niçin istifa etsin. Siz nereden çıkarıyorsunuz bunları?" Bu defa AKİS muhabiri bir sual sormak lüzumunu hissetti: — Beyefendi, saat 18 de yapıla- cak Bakanlar Kurulu toplantısında konuşurken A. P. grup tebliğinden mi yoksa hükümet tebliğinden mi ilham ayaksız — Tabii grup tebliğinden. Zira Hükümet tebliği ile grup tebliği ara- sında bir fark yok ki.. Gazeteciler, Bakani iki tebliğ a- rasındaki farkı izah ettiler ve A. P. liler bu hava içinde kabine toplantı- AKİS, 4 HAZİRAN 1962