SİNEMA rosuyla -Paul Newman, Eva Marie Saint, John Derek, Lee J. Cobb, Sal Mineo ve Jill Haworth-, biraz da ta- raf tutaraktan anlatıyor. Rejisör Preminger, roman yazarı Uris'in bu taraf tutucu davranışına bir o kadar kör kör parmağım gözüne katılmış ve "Ewodus," geçen yılın Cannes fes- tivalinde de "sevimsiz" karşılanmış- tır. Diğerlerine gelince Meselâ, John Huston' un ,gösterilmek filminin Unforgiven-Affedilmeyen"- rejisörünün iki yıl önceki Know9 Mr. Allison-Beyaz (o Rahibe" çelmesinden kat kat başarılı film- lerdir. Huston baş rollerinde Clark Gable, Marilyn Monroe ve Montgo- mery Clift'in oynadıkları "Uygun- suzlar"ı, ünlü oyun yazarı Arthur Miller'in orijinal bir uzun hikâyesin- den çevirmiş, "Uygunsuzlar"ın çağ- daş bir hikâyesine karşılık, given - Affedilmeyen"le western tü- ründe de geçmiş günlerin serüvenle- rine dönmüştür. "Affedilmeyen'in oyuncuları Burt Lancaster, Audrey Hepburn, Audy Murphy ve Char- lie Bickford'dur. "Highnoon - Kahraman Şerifin usta rejisörü Fred Zinnemann, bu yıl hayli eski bir film, "The Nun's Story - İnsanlık Uğruna" ile seyircimizin karşısına çıkıyor. Yazar Kathryn C. Hulme, senaryocu Robert Ander- son ve rejisör Fred Zinnemann, "İh- sanlık (oOUğruna"da ortak yönlerini; insancıl tutumlarım açıklıyorlar. Zinnemann'dan sonra sıraya giren "The Guns of Navarone-Navarone'un Toplan," ünlü yıldızlan -Gregory Peck, Anthony Ouinn, David Niven, Stanley Baker, Anthony Ouayle, o /- rene Papas, Gia Scala ve James Dar- ren- bir araya toplamasının yanısıra, Türk seyircisine yeni bir İngiliz reji- sörünü, J. Lee Thomson'ı tanıtacak- tır. İkinci Dünya Savaşı sırasında Rodos adasında Almanlara karşı sa- botaj hareketine girişmiş çilerin savaş hikâyesi olan rone'un Toplan"nın prodüktörü se- naryocu-prodüktör Carl Foreman'- dir "Heaven Emekçiler, listelerine, bir vakitle- -in Hollywood'unu Hollywood yapan bir kaç ustadan en büyüğü Frank Capra'nın, oyuncu-şarkıcı Frank Si- natra ile ortaklaşa yaptıkları son filmi "A Hole inthe Head-Miami Mâ- ceralarını da almışlardır. Yeni tanımadığı Preminger ve Jean Negulesco' 36 dan sonra bir başka eski kuşak reji- sörü, Anatole Litvak da artık ünü so- gumakta olan yazar Françoise Sa- gan'la şans denemektedir. Baş rolle- rinde Ingrid Bergman, Anthony Per- kins ve Yves Montand'ın oynadıkları "Goodbye Again-Brahms'ı Sever misiniz?", üç iyi oyuncusunun dışın- da seyirciye pek birşey verememek- tedir. Anatole Litvak'ın bu o başarı- sızlığına karşılık, Stanley oKramer, aynı listede kendi TE emer de en iyi filmlerinden biri bilm "In herit the Wind-Rüzgânn Mirası" ve "The Defiant One-Kader Bağlayın- ca" ile yer almaktadır. Bunlardan "The Defiant One-Kader Bağlayın- ca", içinde siyah-beyaz çekişmesinin fazla ileri bir görüşle sözkonusu e€- dildiği ileri sürülerek, Hollywood filmleri üzerinde bizde tek söz sahi- bi bir kurum tarafından yurda s0- kulması men edilmiştir. Geriye ka- lan "Rüzgârın Mirası", 1925 yılla- rında Amerikayı altüst eden bir dâ- vayı ele almakta ve baş rollerini iki iyi oyuncu, Spencer Tracy ile Fredric March canlandırmaktadır. Hikâyeye göre, genç bir Öğretmen olan Gates -Dick York- içinde yaşa- dığı eyaletin kanunlarına aykırı ola- rak öğrencilerine Darwin'in gelişme teorisini anlatmıştır. Halbuki Dar- vin'in bu teorisi hıristiyanların kut- sal kitabında yazılanlarla bağdaşma- maktadır. Çok dinci olan eyalet hal- kı, genç öğretmeni yargılanıp cezalan dırılmak üzere adaletin karşısına çı- karır. Öğretmen suçu kabul etmez ve direnir. Dâvada tiraj kokusu alan gazeteci Harnbeck -Gene Kelly- avu- kat Drummond'ı -Spencer Tracy- öğ- retmene vekil tutar. o Drummond'ın rakibi, üç defa başkanlık seçimlerine katılmış, fakat kaybetmiş Matthew Brady -Fredric March- dir. Brady, tanıkları öyle bir ustalıkla sorguya çeker ki, dâva boyunca tanıklar, zor neticesi, sevdikleri öğretmenin aley- hine konuşurlar. Drummond umut- suzluğa düşer, fakat bezirgan gaze- teci Harnbeck'in verdiği akıl üzerine Savcıyı kutsal kitap hakkında sorgu- ya çeker. Sonunda da kutsal kitapta yazılan herşeye körükörüne inan- manın doğru olmadığını itiraf etti- rip. Öğretmen de para cezasıyla kur- tulur. Stanley Kramer'in iyi anlatılmış, orjinal hikâyeli filminden sonra John Ford, "The Horse Soldiers-Kahra- man Süvariler"le yine o usta işi wes- tern'lerinden birini daha vermekte- dir. Oyuncuları John Wayne ve Wil- liam Holden'dir. "Our Man in Hava- na-Havana Casusu", ortadan yukarı çıkamıyan ve rejisörünün "The Key-Anahtar"la iyiden iyiye durak- lama çağına girdiğini daha da belir- ten bir Carol Reed filmidir.