cısı, T. C. Kanununun 104/3. madde- si gereğince «anığın tevkifini talep edince, iri yapılı A. P. İl Başkanının keyfi iyiden kaçtı. Şaşkınlık içinde itiraza yeltendi ama, netice Savcının talebine uygun oldu ve yargıç, tok bir sesle kararı bildirdi: İzmir A. P İl Başkam Mehmet Ali Aytaş, mu- hakeme edilmek üzere tevkif edilmiş- ti. Bunun üzerine sanık, geriye döne- rek, kapıda kemi polise hitaben, şaşkın bir halde Beni siz nü tevkif niz?" diye sordu Sonra aynı şaşkınlık içinde, A. FE. li dostlarından bazı isteklerde bulun- du. Emekli General, dilinin belâsına gideceği cezaevinde kendisine lazım olacak pijama diş macunu gibi şey- lere muhtaçtı. Hep birlikte mahkeme salonu terkedildi ve kapıda bekleyen 10707 numaralı polis arabasına bi- nilerek Buca Cezaevinin yolu tutul- du. Bu sırada aynı çeşit suçtan ötürü tevkif edilen bir başka A. P. li de Aytaşa iltihak ediyordu. Bu Bayın- dırın Çırpı köyünde, "Biz D. P. nin devamıyız" diye kükreyen A. P. Genç- lik Kolu üyesi İhsan Erzurumluydu ve jandarma nezaretinde getirilmiş- ti " edeceksi- Aslında hikâye, bitirdiğimiz haf- tanın ikinci yarısında, perşembe gü- nü başladı. OgünA. P.niniri ya- pık İzmir İl Başkanı, İzmirin Mit- hatpaşa caddesindeki 879 numaralı sokağın bir binası önünde genç bir gazeteciyi, kolundan tutup sarsarak bağırmağa başladı: — beyler, evet!... oBeşbin yılık Anadolu tarihinde 10 yıllık D. P. devri kadar mesut bir devir geç- memiştir! Bunu söylememi istiyor- sanız, işte söylüyorum ve söylemekte devam edeceğim!" Hiddetli A. P. İl Başkanının, evi önünde ve sırtında pijamasıyla sar- fettiği bu sözler birden ilgi Demek ki A. P. li başkan bir gün ev- vel İzmirin Poyracık köyünde yaptı- ğı, D. P. devrini öven konuşmasını teyid ediyordu. Birkaç dakika sonra konuşma süratle İzmirin becerikli ve inkılâpçı Valisi Burhanettin oOUluça intikal ettiğinde Uluç küplere bindi ve derhal, bu kendini bilmez A. P. li hakkında gerekli muamelenin ifa- sını emretti. Ne var ki iş, polis tara- fından biraz hafif tutuldu ve A. P. nin cüretkâr İl Başkanını ancak İl Merkezinde, sevgili lideri Pala Paşa- nın yanında yakalamak kaabil oldu. Aytaş, polisleri görünce evvelâ ne istediklerini sordu. Meseleyi oan- layınca, renk vermemeğe çalışarak: nlara hürmetim var Bm, gidelim" dedi ve öne düştü. A. P. nin. Keresteciler içindeki bisküvi fabrikasından bozma İl Mer- AKİS, 2 EKİM 1961 Osman Bölükbaşı Alaturka kurnaz kezinin salonuna gelindiğinde (o saat 11.20 idi ve tam o sırada Gümüşpa- la salonda arkadaşlarıyla müdâvele-i efkârda bulunuyordu. Konu, Egede- ki A. P. karışıklığı idi. Gözleri pek iyi seçmeyen Pala Paşa, İl Başkanını güçlükle teşhis edebildi ve: "— Hayrola, nereye gidiyorsun?" diye sordu. ytaş: — Paşam, belki Oo görüşemeyiz. Müsaade edin de bir hatıra resmi çektirelim " cevabım verdi. Salonda hatıra resmi çekmekle meşgul fotoğrafçılara Pala O Paşası- nın yanında poz'verdikten sonra yola koyuldu. İl Başkanı Mehmet Ali Aytaşın tevkifiyle Egede A. P. kazanının fo- kurdaması bir oldu. İyi niyetli A. P. liler gruplar halinde istifalara (o baş- ladılar. Bunlar istifalarım, Parti Merkezi içinde Gümüşpalaya alenen arzettiler ve bu şartlar içinde A.P saflarında çalışamıyacaklarını bildir- diler. Pala Paşa kendilerini dikkatle dinledi ve sonra arkadaşlarıyla müda- velei efkârda oulunmak üzere mü- saade istedi. O gün A. P. İl Merkezi bir an kovanından farksız oldu. Ge- lenlerin bir diğer kısmı, A.P. ninen kuvvetli bildiği Esrefpaşa teşkilâtın- dandı. Bir samanlar D. P- kalesi ola- rak bilinen İzmirin bu semtinin Pala Paşaya cephe alması pek manidar karşılandı. . Eşrefpaşalı (o heyetlerde Pala Paşayı belli ve bambaşka bir istikamete itmek için gayret sarfe- diyorlardı. " YURTTA OLUP BİTENLER Eski oyun Aslında, A. P. nin iki cami arasın- sağlamadı. lak Masa Toplantısı sırasındaki şah- si tutumunu oy avcılığının icabı ola- rak meydana vurunca C.K.M.P. içinde de kıyamet koptu. C. K.M. P. nin D. P. oylarında gözü olduğu bi- liniyordu. Nitekim infazlardan sonra Bölükbaşı, Milli Andlaşmaya imza basmış bir partinin lideri bulunma- sından dolayı zerrece fütur duyma- dan Pala Paşayı bu toplantıya katıl- dığı için ithama başladı ve onu eski Demokratları satmakla suçlandırdı! Pala Paşa C. H. P. ile muvazaa ha- lindeydi, o yüzden D. P. dâvasına i- hanet etmişti. Peki Bölükbaşı? Bö- lükbaşı aynı fütursuzlukla ve o Ö- vünmek için sirkatini söyleyen merdi kipti gibi "Ben, Örfi İdarenin yasak ettiği bir demeç verdim" demek tu- haflığım da gösterdi. Bu "siyasi omanevra" herkesten çok tecrübesiz Pala Paşanın ağzım hayretten açık bıraktı. Hiç böyle şey görmemişti. Halbuki bir C. K.M. P. lideriyle İstanbulda, haftasın ortala- rında yapılan bir alaminüt basın top- lantısı A. P. liderinin şaşkınlığım da- ha da arttırdı. Basın mensupları, C.K.M.P. Ge- nel Başkan Yardımcısı Fuat Arnayı C.K.M.P. nin Cağaloğluda, Cemal Nadir sokaktaki İl Merkezinde kıs- tırdılar ve kelimenin tam manasıyla terlettiler. Konu, Yuvarlak Masa toplantısı ve , C.KM.P. nin irikiyım liderinin otutumuydu. Bir muhabir. Arnaya dosdoğru: "— Sakin Yuvarlak Masadaki tu- tumunuzla A. P. ye gidecek reyleri toplama gayesi gütmüş olmıyası- nız?"şeklinde bir sual sorunca, Ar- na, aktörlükteki maharetine bir ye- nisini ekleyerek ve pis renk verme- den şu cevabı ver — Böyle pespâye düşünceye hiç bir zaman kendimizi kaptırmadık ve e da Fa muhabir. Arnayı kolay bı- çalmak. aeiade olmamalı ki, arka- daşlarının 'çokluğundan bilistifade yeni bir sualle lider yardımcısını bo- calattı: "— Pekâlâ, sizi Yuvarlak Masa- dan iğrendiren sebep nedir? Arna, serinkanlı görünmeğe çalı- şarak, şu cevabı verdi: "— Vicdani kanaatim ne ise, a- çıkça belirttim. Herhangi bir mah- kemenin kararına müessir olabilecek bir beyanda bulunmayı hukuk anla- yışımla kabili telif görmedim." 25