liderinin yolu kesilmeğe, lider durdu- rulmağa başlandı. Afyonun girişin- de bine yakın Afyonlu yolu kesmiş, U şeklinde dizilmişlerdi. U'nun orta- sındaki boşlukta süslü iki beyaz ke- çiyle, çökmüş, ağır ağır geviş geti- ren bir deve görülüyordu. Devenin ü- zerinde, "Adalet Partisi" yazılı kır- mızı bir şal vardı. Krepon kâğıtlarıy- la süslenmişti. Devenin başında, e- linde iri bir bıçak, güçlü bir A.P. li bekliyordu. Başını, gelecek otomobil- ler yönüne çevirmiş olan deve, dün- yadan habersiz, geviş getirmekteydi. Saat 19 sıralarında Gümüşpalayı getiren taba renkli Station - Wagon'- un ışıkları uzaktan göründü. Keçile- rin ve devenin başında bekleyenler hazırlandılar. Gümüşpala ve refaka- tindeki otomobiller insandan çizilmiş U harfinin içine girdiler. A.P. Genel Başkanı kendisine tezahürat yapan- lara doğru ilerledi. Taraftarlar koşu- şarak ellerine sarıldılar. Bu sırada devenin yanına fazla oyaklaşılmıştı. Kasap, devenin boynuna bıçağı sal- ladı. Kan, tazyikli su misali etrafa fışkırdı. Deveye fazla sokulan Gü- müşpalanın üzerine kan sıçramıştı. Fışkıran kan Genel Başkanın otomo- bilini de berbat etmiş, kıpkırmızı yapmıştı. Taraftarlar koşuştular, A. P. Başkanının üzerini silmeğe koyul- dular. Gümüşpala ürkmüş, sessiz se- dasız olup bitenleri seyrediyordu. Bir "— Zararı yok, zararı yok" diye- bildi. A.P. idarecilerine kurban kesilen yerin, 1946'da Bayar Afyona geldi- ğinde kendisine okurban kesilen yer olduğu, kalabalıkta yayıldı. Arkasın- dan da, devenin topal filân olmadığı ve fışkıran kanın Gümüşpalaya sıç- ramasının uğurlu olduğu söylendi! A.P. Genel Başkanının şaşkınlığı geçmişti. Afyonda kapalı salon top- lantısı yapılacaktı. Sinema salonu- nun bulunduğu yere gidildi. Salon doluydu. Dışarda da içerdeki kadar kalabalık birikmişti. Bir serencam Gösterilen ilginin son derece mem- ettiği Gümüşpala, şayet sine- ma salonundaki olayla okarşılaşma- saydı, gezinin diğer kısmını daha ra- hat bitirecek, huzuru kaçmadan, ne- şeyle yoluna devam edebilecekti. Kalabalık, tezahürat, A.P. Genel Başkanım şaşkına çevirmişti. Kürsü- ye heyecanla çıktı. Konuşması, di- ger illerde yaptığının aynı değildi. Artık rahatça iktidardan bahsediyor. A.P. nin, milletin oylarının büyük bir kısmını kolaylıkla alacağını be- lirtiyordu. Hattâ AP., daha şimdi- den, iktidardaymış gibi çalışmağa başlamıştı. Tek güçlük, gölge kabi- AKİS, 2 EKİM 1961 nenin kurulmasında çıkan güçlüktü. Kabine koltuklarının opaylaştırılma- sı son derece güç oluyordu. Maama- fih onu da halledeceklerdi! A.P. lideri Afyonda Yassıada ka- rarlarına da bir nebze temas etti. A.P. lideri olarak infaz üzerinde aza- mi gayret sarfedilmişti. Hattâ itti- bakla verilen idam kararlarından bi- i, elde mevcut kanuna rağmen uy- sulanmamıştı! Gümüşpala bunları, kendisinden umulmıyan bir ustalıkla anlatıyordu. o Salonda çıt çıkmıyor, gelenler lideri dinliyorlardı. Süsleri- ni bitirip kürsüden ayrılmaya niyet- leniyordu ki, ön sıralardan zayıf, bej renk elbiseli genç bir kadın fırladı: "— Gümüşpalaya bir sualim var. Sizden soruyorum, A-P., D.P. nin de- vamı mıdır? Buna lütfen cevap ve- rin!" diye konuştu. Mikrofona o söylenmemesine rağ- men genç kadının sözleri duyuldu. Salonda önce genel bir şaşkınlık hü- küm sürdü. Sinek uçsa vızıltısı duyu- lacaktı. Şaşıranların başında A.P. li- deri geliyordu. Sonra salonun bazı yerlerinden alkış ve bravo sesleri du- yuldu. Bunu hemen ıslık ve "yuh*'lar tâkip etti. Sonra gene genel bir şaş- kınlık salonu kapladı. Adının Neba- hat Aslan olduğu öğrenilen genç ka- dın tekrar bağırdı: "—Eğer devamıysa, vereceğim!.." A.P. İl İdare Kurulu üyeleri şa- şırdılar. Gümüşpala şaşkın şaşkın etrafına bakındı. Sözlerin bir kısmım anlamış, bir kısmım anlamamıştı. A- ma durumun vahametini kavramıştı. oyumu ona Gümüşpala kahvaltı yapıyor Sabah şerifler hayır, YURTTA OLUP BİTENLER Bu arada, nasıl oldu anlaşılamadı, ayan Aslan yakapaça sahneye atıl- dı. Genç kadın hızla mikrofona sarıl- dı ve tekrar, A.P. nin DP. nin deva- mı olup olmadığım sordu. A.P. idare- cileri atik davrandılar, mikrofonu kestiler. Bu defa kadın bağırarak se- sini duyurmağa çalıştı: — Ben eski bir D.P. liyim. AL lâlden sonra hapse girdim. Hale hiçbir partiye mensup değilim." Bu defa ortalık adamakıllı karış- tı. Bir A.P. li mikrofona saldırdı vs genç kadım merakla tâkip eden din- leyicilere: "— Toplantı sona ermiştir. Prog- rama göre Genel' Başkandan sonra konuşacak kimse yoktur** dedi. Böylece genç kadının kendilerine ait olmadığım belirtmek istiyordu. Hakikaten bayan Aslana kimse sa- hip çıkmadı. . idarecileri evvelâ bir tertip karşısında kaldıklarım san dılar. Sağa sola genç bayanın kim olduğunu sormağa başladılar. Sonra Senatör adaylarından birinin oğlu, genç kadının yanma sokuldu, onu a- lıp büfeye götürdü, sigara ikram e- derek sakin olmasını söyledi. Salon yavaş yavaş boşalırken, gelenlerden bazılarının dudağı bükülüyor, başla- rı iki yana hafif hafif sallanıyordu. Gümüşpala o gece Afyonda kaldı. Verilen muhteşem yemekte bazen neşeli, bazen keyifsizdi. Sulu rakısını güçlükle yudumladı. Afyonlu bir A. P. linin kendisi hakkındaki sitayiş- kâr nutkunu da can sıkıntısıyla din- ledi. C.H.P. li rozetliler. Şans, A.P. Genel Başkanına gezinin bu kısmında ogülmemeğe başla- mıştı. Gümüşpala ve beraberindeki- ler Dinara girdiklerinde, toplanan kalabalığa bakarak bir hayli keyif- lendiler. Ne var ki, kalabalığın bü- yük bir kısmı Genel Başkanın konuş- masını bir Hitit heykeli donukluğun- da dinliyor ve arada sırada başlarını iki yana sallayıp, dudaklarım büzü- yorlardı. A.P. li idareciler kalabalık arasındaki bu kitleyi sonradan far- kettiler. Biraz dikkat edince, bunla- rın göğsünde C.H.P. rozetlerinin bu- lunduğunu gördüler. Hakikaten o günlerde C.H.P. kalesi olarak tanı- lan Dinarda C.H.P. nin bir mitingi vardı. Partililer birer rozet alıp gö- güslerine otakmışlardı. Gümüşpala kasabaya gelince, konuşmasını dinle- mek istemişler ve kalabalığın aşağı yukarı ni yakın kısmım teşkil etmişler Dinar A.P. lideri için bir başka o- layla daha süslendi. Kurucu Meclis üyesi ve Dinar C.H.P. İlçe Başkanı Osman Yüksel başkanlığında bir C H.P. heyeti, A.P. liderini ziyaret e- 21 *