YURTTA OLUP BİTENLER konuşacaktı. Hazırlık, telâş, sağa sola koşuşma bunun içindi. Fakat, Pala Paşayı bu derece sinirlendiren ve mütadı olmadığı halde böyle sert konuşturan sebep neydi? Mesele bu- rada düğümleniyor, zihinlerdeki is- tifham bu noktada biraz daha belir- li hale ela Gümüşpala, kendisine yer ayrılan Şükran Palas otelinin merdivenlerini i. Merdiveni çı- lanca hemen sağa rastlayan banyolu odada kalacaktı. İçeri girdi. Peşin- den, seyahati boyunca yanından ay- rılmıyan A.P. Genel İdare Kurulu Üyesi Nuri Beşer . Daha sonra da Aydın İl İdare Kurulu üyeleri oda- yı doldurdular. Kapalı kapıların ar- dında geçen konuşmaların hayli en- teresan Olduğu, dışarı (o çıkanların yüzlerinden anlaşılıyordu. İlkin Nuri Beser odayı terketti. İl İdare Kurulu üyeleri bir müddet daha içerde kal- dılar. Aydınlı A.P. lilerin derdi bü- ü Ertesi gün yapılacak açık hava mitinginde Pala Paşa konuşa- caktı. Aydınlılar (aylardır, umdukları bu konuşmayı bekliyor- lardı. Ne var ki Gümüşpala, Yuvar- lak Masa toplantısının pek fazla dı- şına çıkmak istemiyor, hele gazete- lerle bütün yurda duyurulacak nut- kunda bir muayyen noktaya dokun- mayı hiç mi hiç arzulamıyordu. Tar- tışma bu konu etrafındaydı. Aydınlı A.P. idarecileri, eğer konuşmanın a- ğırlık merkezini Aydınlı D.P. liderle- rinin başlarına gelenler teşkil etmez- se, Aydında istenilenin elde edilemi- yeceği fikrindeydiler. Ama Gümüş- pala, güler yüzle başladığı Ege seya- hatini asık yüzle bitirmek niyetinde değildi. Nitekim Aydına geldiğinde, vakit geç olmasına rağmen A.P. İl Merke- zine tezahürat arasında girmişti. Gar çi fazlaca bir kalabalık yoktu ama kendisine gösterilen sevgi yönünden A.P. lideri ziyadesiyle memnun kal- mıştı. İl binasının mütevazi odasın da kahvesini içerken, solunda oturan Nuri Beşere: "— Nasıl bir konuşma yapalım? diye sordu. Beşer, usta bir politikacı -Gümüş palayla kıyaslanırsa (o öyle imi itiraf etmek gerekir- edası " Oo Yuvarlak Masadan, partinin tutumundan ve A.P. nin Egelilerin partisi olduğundan bahsediniz Pa- " şam" dedi. Gümüşpalanın fikri de bu mer- kezdeydi. Nitekim, o akşam İl bina sının etrafım dolduran, pek küçük ve yeni bir parti için normal sayıla- cak taraftar kitlesine bu vâdide va- sat bir konuşma yaptı. Gelgelelim, ertesi gün yapılacak mitingde ilâh- lar behemehal kurban istiyorlardı. 18 Eski asker, henüz politikanın bu yö- nüne tam mânasıyla vakıf olmadığın- dan, diretiyordu. Zaten bütün seya- hati boyunca Pala Paşaya partisinin D.P. den müdevver esnaf politikacı- ları ısrar ettiler, o diretti. Fazla di- retemediği veya kalabalık karşısında heyecanlandığı (o yerlerde ise ipin u- cunu kaçırmamak için elinden gelen gayreti gösterdi. Böylece, Şükran Palas otelinin odasında yapılan tartışma bir sonu- ca bağlanamadı. İşi oluruna bırakan, ertesi gün toplanacak kalabalık için gayret sarfının beyhude olduğu ka- rarma varan Aydınlı A.P. idarecileri bedbin bir halde odayı terkettiler. Bir cambaz.. perşembe günü Aydında hava hayli sıcaktı. Gömlekle rahatça dolaşı- labiliyordu.Vatandaş sabah erkenden yollara dökülmüştü. Gar binasının önündeki meydanda kalabalık gittik- çe artıyor, meydan dolmağa başlı- yordu. Saatlerin 10'u gösterdiği sıra- da meydan yarıyarıya dolmuş bulu- nuyordu. o Aydınlılar D.P. mitingle- rinde büyük meydanı böyle yan dol- muş görmeye oalışmamışlardı. Ama, doğrusunu söylemek O gerekirse, bir gece evvelinden köylere haber veril- memiş, bazı ilçelere de A.P. Genel Başkanının sâdece (oziyaret maksa- a geleceği — bildirilmişti. Sonra, A.P. İl Merkezinin bütçesi de bir hayli zayıftı! D.P. gibi deşlet kasası - na sahip olacağı günler henüz gelme- mişti ki... Açık hava toplantısı başladığın- da, gelenler bir ara irkildiler. Kür- süye çıkan adamın gözünde kalın çerçeveli güneş gözlüğü vardı. Kür- süde duruşu "birisi"ni o hatırlatıyor- du. Adam, hareketlerini "birisi"ne benzetmeğe çalışıyordu. Sâdece saç- ları ak, yüzü zayıf ve boyu da biraz kısaydı. Konuşan, A.P. Genel İdare Kurulu üyesi Nuri Beşerdi. Başarılı bir konuşma yaptı. Halkı heyecan- landırdı, coşturdu, toralkış topladı. Sözlerini bitirip Okürsüden inerken iki elini havaya kaldırarak halkı u- zun uzun selâmladı. Gözlükler, yakı- cı güneşten Beşeri doğrusu iyi mu- hafaza etmişti! undan sonra da kendisini bir kere daha gözlükle gö- ren olmadı. İhtimal bu Aydın için hazırlanmış bir mizansendi. P. Genel Başkanının Aydın mi- tingindeki sözleri, diğer illerdeki Ko- nuşmalarına nazaran hayli değişik oldu. Gümüşpala bütün isteksizliği- ne rağmen, gene de Aydının havasına uyarak, D.P. idarecileri hakkında Yüksek Adalet Divanı tarafından verilen kararlara oOtemas etmekten kendini alamadı. C.H.P. ye de bura- da biraz fazlaca yüklendi. Kalabalık, A.P. liderinin konuşmasından mem- nun olmuştu. Pala Paşa, bütün seya- hati boyunca tekrarladığı bir cüm- leyi Aydında da tekrar etti. Aslında her konuşmasının büyük bir kısmım aşağı yukarı bu fikrin izahı teşkil e- diyordu. Anlatılmak istenilen husus seçimlerin dürüst yapılacağı, korku- ya mahal olmadığı ve milletin oyu kime teveccüh ederse iktidarı onun alacağıydı. (Bunu kudret sahipleri söylemişlerdi. Her zaman söylüyor- lardı. Korkmağa, çekinmeğe hiç lü- Gümüşpala Muğlada omuzlarda Geçti Borun pazarı... AKİS, 2 EKİM 1961