İKTİSADİ VE MALİ SAHADA dırlar. Capitole'de senatörlerin büyük ir kısmı zencilerin hakları için ko- misyon odalarında kestirirken, Gü- neyli zenciler de gösteriler yapmağa koyulmuşlardı. Virginia — Eyaletinin merkezi Richmond'da beyazlara mah- sus bir lokantaya giren 38 tane zenci talebe, lokanta sahibinin müdahale- sine rağmen lokantayı terketmekten içtinap etmiş ve talebelere karşı po- lisin cop kullanması Jlâzım gelmişti. unun üzerine Virginia Eyaleti Mec- hslerı lokantalarda ırk tefrikine ri- şehrinde zencilerin beyazlara ait lo- anta ve otobüsleri terketmek iste- memeleri üzerine polis müdahale et- mış ve bunun neticesinde şehrın zen- ci mahallelerinde iki gün süren karı- şıklıklar çıkmıştı. Fakat, lâka uyandırıcı - tarafı, r yişlerinin tarihte ilk defa İç Güneye de sirayet etmiş olmasıdır. Alabama Eyaletinde Montgomery'de 35 zenci talebe beyazlara mahsus bir lokanta- yi işgal edince şehrin "Sheriff'i zen- ci talebeleri silah kullanarak bir du- vara sıralamış ve tahkikat için re- simlerini almıştı. Fakat, en tesirli nümayiş Virgini- a'nın Hampton şehrinde olmuştur. Bu şehirde 500 tane zenci talebe so- kaklarda nümayiş yaparlarken şöyle "Şu lokantada fakat bir döviz taşıyorlardı: Krutçef bile yemek yiyebilir; biz yiyemeyiz!" Cezayir Şaşkınlık Kanarya Adaları açıklarında ma- nevra yapmakta olan Tümamiral Cabanier'nin komutasındaki Filosuna, başta "La Fayette" uçak gemisi olmak üzere 16 parçasıyla der- hal Agadir Limanı açıklarında demir- lemesi ve 20 bin insan cesedinin kor- kunç bir şekilde taaffun ettıgı şehir- deki kurtarma rinde çalışması için emir verdikten sonra, General de Gaulle, Fransız Ordusunun ileri hatlarında subaylar- la karavanayı paylaşmak üzere Ce- zayirde dört günlük bir seyahate çı- kıyordu. Bütün Arap dünyası gadir'de uğradığı felâket karşısında bu kadar büyük bir anlayış ve insan- lık gösteren Fransa Cumhurbaşkanı- nın bu defaki seyahatinde Ordu men- suplarına Cezayir politikasını çok daha açık bir şekilde anlatacak kud- rete artık mâlik olduğu umuluyordu. Üstelik, Cezayir milliyetçilerinin lideri Ferhat Abbas, geçen hafta ver- diği bir demeçte, âsilerin Fransayla Cezayire derhal istiklâl — verilmesini müzakere etmek istemediklerini, âsi- 26 lerin tek arzularının, General de Ga- ulle'un vaad ettiği plebisitin garanti- lerı için bir müzakere açılması oldu- söylemişti. -Âsiler, — plebisitin bağımsızlık lehinde netice vereceğin- den emindirler.- General de Gaulle de, Cezayire hareket etmeden önce Sete ve Montpellier'ye yaptığı ziyaretler- de plebisitin garantileri hakkında ko- nuşmanın tabit olduğunu bildiriyor- du. Böylelikle, iki taraf arasındaki fark pek küçülmüştü? Mıllıyetçıler müzakerelerin sâdece Cezayir Cum huriyeti Geçici Hükümeti ile Fransız Hükümeti arasında olmasını, ral de Gavlle ise bu muzakerelerde Cezayirde mevcut diğer cereyanların yani Fransız halkın temsilcileriyle muhafazakâr milliyetçi Messali Hac- cın taraftarlarının da temsil edilme- lerini istiyordu. Bu ise, halledilmeye- cek cinsten bir ihtilâf sayılamazdı. Fakat, General de Gaulle, Cezayir- de ekmeğini karavanalara banarken, birden eski askerlik hatıralarına faz- la kapılmış olacak ki, bisitin ancak Fransız Ordusunun tam zaferinden sonra yapılabileceğini söy- leyiverdi. Bundan kasdettiği şey ney- di? Milliyetçilerin silâhlarını teslim etmeleri mi yoksa bir mütarekenin akdedilmesi mi? Milliyetçiler asla si- lâhlarını teslim etmeyeceklerdi. 9 mil- yon Cezayir Arabını katletmedikçe milliyetçilerin — Kurtuluş — Ordusunu yok etmek de mümkün değildi. O halde, Generalin maksadı, Ordusunun zaferiyle mütarekeyi ay- gibi mi göstermekti? Fakat, mıllıyetçıler herhalde, plebisitin ga- rantileri hususunda alacakları temi- nat fiiliyatta da gerçekleşmeden -pek haklı olarak- silâhlarını bırakmak is- temeyeceklerdi. AKİS, 9 MART 1960