di “"Bulduk!" Kıbrıs bayrağının or- tasına kocaman bir "K" harfi otur- tulacaktı. Fakat, iş bununla bitmi- yordu. Bu "K" harfine bir de renk bulmak lazımdı. Renk, kırmızı ola- mazdı, mavi olamazdı, sarı olamaz- dı. İki Cemaat de matem tutmağa niyetli görünmediklerinden siyah da olamazdı. Bunun üzerine, — Başpis- kopos etimolojik malümatını yokladı ve "Kiprus" kelimesinin eski Yunan- cada bakır kelimesinden — geldiğini hatırladı. Gerçekten, Kıbrıs Adası çok eski zamanlardan beri bakır madenleriyle meşhur olmuştu. Eh! Ada hem Türklerin, hem Rumla- rın değil miydi? Şu halde, bakır iki cemaate birden ait olan bir nimet sayılırdı. Netice: "K" harfi bakır ren- ginde olacaktı. Doğrusu istenirse, böylesine sun'i bir yaratığın, millet- siz bir Devletin, bayrağı da bundan farklı olamazdı. Cakalı Tehir ondra Konferansı işte bu hava içinde başladı. Görüşülen mesele- lerin başında İngiliz üsleri meselesi yer alıyordu. Londra Anlaşmalarına bakılırsa, iki küçük köyde kurula- cak olan İngiliz üsleri sadece 167 mil kare tutacak ve İngiliz hakimiye- tinde kalacak olan bu bölgedeki aha- linin nüfusu 16 bin civarında olacak- tı. Bu nüfus tamamen mdu. Bu sebeble, Türk Cemaatinin bu işle il- gisi yoktu. Ancak, bu meselede Rum- larla zahiri bir beraberlik gösterile- cekti. Ama, aslında, İngilizlerin ge- reken üslere sahip olması Türkiye- nin de menfaatiydi. asıl lelikle nüfusun da bine inmesini ka- bullendiler. Makarios, İngiliz Aske- ri Valiliğinin üs bölgesinde — çalıştı- rılmak üzere dışardan yabancı işgü- cü getirmesinden çekiniyordu. Selwyn Lloyd kat'i teminat verdi; işgücü Adadan sağlanacaktı. Makarios, üs bölgesinde mevcut su depolarının sa- dece İngiliz idaresinde olmasını, böl- genin su ihtiyacı için büyük bir teh- dit diye görecek kadar mübalâğalı endişeler ıçındeydı Selwyn Lloyd, su lif etti. Selwyn Lloyd, daha da ileri gidiyordu: Üüs bölgesinde kalacak Kıbrıslılar hem İngiliz, hem Kıbrıs tâbiiyetinde — sayılacaklardı. Kıbrıs İdaresi, bilhassa vergi ve gümrük işlerinde İngiliz idaresinin ajanı ola- rak hareket etmek yetkisine sahip kılınacaktı. —Üstelik, bu — kadarı bile yetmiyorsa, Ingılız Hükümeti AKİS, 27 OCAK 1960 de bölgesinde kalacak bin tane Ru- ma Üüs bölgesinin dışında mesken ve yerleşme imkânları temin etmeğe ha- zırdı; bunlar, istedikleri anda, iste- dikleri gibi üs bölgesine girebilecek- ler, işleriyle güçleriyle ve mülkleriy- gul — olabileceklerdi. — Fakat, Makarios inat ediyordu. İngilizlerin niyeti Adada askeri hakimiyeti elde tutmaktı. Eğitim mahallerine olan ihtiyaç bir bahaneden ibaretti. Me- sele sadece, İngilteretnin Ortadoğu- daki askeri taahhütleri idi; bunun için de 40 mil kare yeter, artardı bile! Bunu Selwyn Lloyd'dan duyan İngi- liz Savunma Bakanı Mr. Watkinson ile Genelkurmay Başkanı Büyük A- miral Lord Mountbatten yerlerinden fırladılar. Doğrusu, Makariosun as- kerlik bilgisine hiç diyecek yoktu. Fakat, işin aslı aranırsa, Başpisko- pos Cenabları bu büyük askeri bil- gileri eski Başkomutanı Korgeneral Grivastan almışlardı. — Hakikaten, Cumhurbaşkanı Atina Hava Alanın- dan transit olarak geçerken kendisi- ne yapılan Devlet Başkanlarına has merasim esnasında eski dostlarından Savvas Loizidis yanına yaklaşmağa muvaffak olup Grivasın bir mektu- bunu vermişti. Grivas mektubunda, Başpiskoposa 40 mil kareden fazla- sına razı olmamasını söylüyor, ay- rıca Kıbrısın İngiliz Milletleri Cami- asına üye olmasını da Yunan milli- yetçiliğinin prensiplerine aykırı bu- luyordu. Öyle ya, gaye halâ Enosis olduğuna göre, Kıbrısın Common- wealthte ne işi vardı?! İşte, Başpis- kopos Cenaplarının inadının sebebi buydu. Rodosta Grivasla buluştuğu zaman İngiliz üslerini azami dere- cede küçük tutacağına söz vermişti. Şimdi bu sözünü tutamazsa Grivasın tekrar taarruza geçmeğe hazırlandı- ğını anlıyordu. Nitekim, üsler mese- lesi yüzünden Konferansın akamete uğradığı ve istiklal tarihinin de 19 Şubattan 19 Marta atıldığını haber alan Kıbrıs Rum gazeteleri, — istik- lâlin bu yüzden gecikmesini bile bir Rum zaferi sayıyorlar ve Makariosa methiyeler okuyorlardı! Kıbrıs bayrağı Krutçef alınacak OLUP BİTENLER Fakat, Başpiskopos Cenapları neticede anlaşmaya mecbur olduğu- nu da biliyordu. İngilizlerin ve Türk- lerin hiç acelesi yoktu. Kendi keyfi- nin gelmesini bekleyebilirler ve böy- lelikle, Kıbrısın istiklâli de çıkmaz ayın son çarşambasına kalabilirdi. Bu sebeple, Londrada kalmağa ve Konferansın kurduğu Çalışma Grub- larının ve Komisyonların çalışmala- rına nezaret etmeğe karar verdi. Ta- cekti. leri Bakanları, Makariosun sonunda uzlaşmaya Trazı olacağını biliyorlar- dı. Averoff, -Zorlu gibi- - İgilizlerin eğitim sahalarına ihtiyaçları olduğu- nu bile açıkça kabul etmişti. Fakat, "bazı güçlükler" olduğunu da söy- lüyordu. Zorlu da, sevgili dostunun katırı kalmasın dıye ne idüğü belir- siz "bazı güçlükler" — olduğunu be- lirtmekten geri kalmadı. Nitekim, Makarios da yanında Dr. Küçük, İn- giliz Bakanlıklarının kapısını aşın- dırmağa başladı, Selwyn — Lloyd'la yaptığı ilk görüşmeden sonra, Fore- ign Of€fice'in bir resmi tebliği iyi gidiyor" diyordu. Bunun Makariosun açıktan açığa 120 mıl kareyi kabul etmiş olması Ama, Makarios sanki bunu lenmiş gibi diğer meseleleri konuşu- yordu. Dr. Küçükün ise Makariosa böy- lesine yardımcı olmasının başka se- bepleri de vardı. meselesınde şılığında, İngilizlerden külliyetli ik- tisadi yardım koparmak istiyordu. Makarios, -şimdiki yıllık 2,5 milyon sterline karşı-en aşağısından yılda 4 milyon sterlin istiyordu. Dr. Kü- çük de bu talebi alabildiğine destek- lemekteydi. Makariosun başka bir gayesi de, üs işinde taviz verip İngi- liz Commonwealth'inin tam üyesi ol- mağı koparmaktı. İngilizler, ilk başta, Kıbrısa tabiiyet bakımından diğer Commonwealth üyelerine tanı- nan hakları tanımağı kabul etmişler- di; ama, bu kadar küçük ve bu kadar acayip Devleti Commonwealth Kon- feranslarına kabule pek niyetli de- ğildiler. Fakat, Makarios o kadar 1s- rar edıyordu ve Dr. Küçük de Maka- riosun yamacında Nehruların, Dif- fenbakerlerin, N'Krumahların, Men- zieslerin ve MacMillanların arasında pek Zzarif majesteleriyle resim çek- tirmeği hayalinde o kadar büyütüyor- du ki, Commonwealth İşleri Bakanı Lord Home, nihayet buna razı oldu. Fakat, Kıbrısın Commonwealth'e ka- tılması sadece İngiliz Hükümetinin isteğiyle olamazdı; diğer Common- wealth üyelerinin de -Kanada, A- 17