başkanlığında yapılan bir toplantıda Istanbul teşkilatının vaziyeti ele alın- muhtaçtı. Kemali Beyazıtın başkanlığında Os- man Alişiroğlu ve Emin Paksütten müteşekkil bir heyet derhal İstan- bula gönderildi. Heyet, bu haftanın başında — vaziyete el koydu. — Genel Merkez kararlı görünüyordu. Hay- siyet Divanları icabında, — Kravatlı, Kravatsız dinlemeden en radikal şe- kilde işleyecekti. Bunda kimsenin zerrece tereddüdü yoktu. İnönü fik- rini açıklamıştı: C.H.P. büyük seç- men kitlesine tam emniyet vererek İlhami Sancar Taş yerinde ağırdır. İktidara gelecekti. yolu da seçmişti: Her hakikati apa- çık millete söylemek, her onun gözleri önüne sermek, ona söyleyip devayı onunla birlikte aramak! Gerçi birçok alaturka po- litikacı hâlâ "kırık kol yen içinde" prensibini bu millete daha uygun bu- luyor, sigarayı beş kuruşa — içirece- ğiz diye vaadda bulunmadan rey alı- namayacağını sanıyor, hatta dine taviz verilmesini bile tasvip ediyordu. Bunlar tabii İstanbuldaki ihtilâfın bu şekilde patlak vermesi karşısında heyecana düştüle Heyecana duşmeyen gene İnönüy- dü. Parti içi meseleleri D.P. gibi ele almak ile C.H.P. gibi ele almak ara- sındaki farkı millet mutlaka anla- yacak ve C.H.P.nin mücadelesinin esasını görecekti. C.H.P. iktidarı al- dığında D.P. gibi bir parti olmama- nın savaşını bugünden vermeye baş- AKİS, 27 OCAK 1960 İnönü bunun için Bir Görüş Fikrimiz Demokratık rejim içinde, partile- rin çok önemli birer uzuv oldu- ğunda şüphe yoktur. Her partinin, bir gün olup ik- tidarı ele alarak memleketi idare etmesi daima muhtemeldir. Onun için parti çalışmalarını, bütün teş- kilatıyla beraber, memleketi idare etmeye namzet insanların bir top- luluğu olarak telâkki etmekte ha- ta yoktur. Partiye intisap eden her şahıs, kendisine Verılen vazifeler- hizmetleri için teminat sayılır. Parti teşkilâtı, bu noktai naza- rı daima gözönünde tutarak, ileride partinin iktidara geldiği vakit ida- re mekanizmasının başına geçirece- ği kimseleri şimdiden hazırlamaya, onların kabiliyetlerini takviye et- sarfeder. Her partılı Hiç kimsenin olanı, en kabiliyetli bulunanı se- çilmelidir. Bu kabiliyetli ve bu işe en lâyık insanın partiye intisap ta- rihi, yaşı, erkek veya kadın oluşu, şu veya bu hizibin içinde bulunuşu hiçbir tesir icra edemez. Seçilecek şahıs, bu düşüncelerin haricinde sırf şahsi vasıfları yönünden seçil- melidir. Parti çalışmalarında, vazifeleri isteyenler arasında yapılacak yarışı tabii görmek Jlâzımdır. Ancak bu yarış efendice olmalı, haysiyetlere, şereflere dokunur bir tarafı olma- malıdır. Bu hudut içinde civanmert bir çalışma, yüzyüze görüşerek me- seleleri tahlil etme ve katiyen arka- dan dedikodu ederek, perde gerisi faaliyetlere girişmemek şarttır. Bilhassa muhalefet partileri bu- ün, halkın çok nazarı dikkatini celbetmektedir. Bunların içinde va- zife alanların hareketleri, sıkı sı- kı - takibedilmektedir Mazıleı yaparken — gösterdikleri tolerans sevgi ve saygı, ilme karşı istek, memleket bağlılığı, hâdiseler kar- şısındaki kararları çok derin ola- rak tetkik mevzuu edilmektedir. Halk ileride iktidara geçireceği par- tinin şahsiyetlerini tanımak istiyor. Bunlarda, kendi aradığı kabili- —-. n i şında bulunacakları Ekrem ÖZDEN yetin ve kıymetin mevcut olduğu- nu görmek istiyor. Onun için, par- tide vazife almış veya almamış bü- tün partililerin çok dikkatli dav- ranmaları ve her bakımdan, kendi- lerini ilerde devlet hizmeti almağa hazır vaziyette tutmaları, bilgi ve kabiliyetlerinin — genişlemesi için daimi şekilde — gayret sarfetmeleri milli bir vazife halindedir. Türk cemiyeti, yeni atıldığı bu demokratik nizam içinde parti ha- yatiyetine çok önem vermek mec- buriyetindedir. Partiler, kendilerin- de kayıtlı kimselerden liste yapıp halktan oy istediklerine göre, par- ti teşekkülleri bu bakımdan çok e- hemmiyetli bir mevkidedir. Halk kitlelerinin şimdiki Jlakaydisi, za- manla geçecektir. Vatandaşların bü- yük kısmı partilere girecek ve par- ti içinde, idare mekanizmasının ba- çok büyük ti- tizlikle seçecektir. Bir ocak, bucak veya ilçe başkanının, yarın millet- vekili adayı olmak istemesi tabii olduğundan bu yerlere ve partinin diğer idari vazifelerine tecrübeli, bilgili, her yönden kabiliyetli ve sevilen kimselerin getirilmesine ö- nem verilecektir. Bundan başka çı- kar yol yoktur. Parti içinde şu veya bu idare tarzına muhalif olanlar bulunabilir. Fakat bu muhalefeti hüsnüidare etmek lâzımdır. Hizipleşerek dâva- ları şahsiyete — dökmek, kat'iyyen doğru değildir. Fikrin mukaddes ol- ması yanında, fikirlerin demokra- tik prensipler savunulması içinde, parti kongrelerinde her partili ken- sas prensiplere muhalif düşmeme- sidir. Esas fikre muhalif olan, za- ten o partide yaşamak hakkını kaybetmiştir. Partinin umumi dü- şüncesinin haricinde, başka bir me- todun tatbikini ısteyenlerın hare— ketlerini makbul görmek müm- kün değildir. Çünkü, partilere gi- renler o partinin umumi maksat ve gayelerini daha evvelce kabul et- mış ve öyle gırmışlerdır Ondan sonra, O doğru telâkki yenin yapacağı iş, istifadan ibaret- tir.