YURTTA OLUP BİTENLER seltti: “Burası benim enm savıhr bunlar da benim misafirleri Bunun üzerine Jandarma muduw- leden vazgeçerek kenara çeklildi ve uzaktan seyirci oldu. Genç jandarma astsubayı ise otele girdi ve gelip ge- çenlerin meı—ak!ı bakışlan altında, Amerikan barı anında oturan orta boyl mral vc göz’Lxlü bir hanı- mefend.ye âdeta rapor vVerdi: balık olsun diye çalıştılar, ama anrcak u kalar adam toplay abıldıler mak- satları hâdise çık9rmak...”. Gözlüklü hanımefendi -ki Sebatı Atamanın re- fikası idi- ile Dirlikte şifahi jarriarma buna imkân bırakmadı. Göl saatleri İ nönü, İsmail Rüştü Aksal ve Nüvit Yetkinle birlikte Abanta geldikle- rinde hâ&âva kararmıştı. Yo!çulukü)ı ve rahat geçmişti. Ankarada nereye gitse otomobilinin hemen ar- kasından ayrılmıyan Ankara H 45474 plâkalı, siyalı, Chevrolet marka po- lis otomobilinin ortalıkta görülme— mesi yolcular için bir surp ldu. siyah Chevrolet'yi Geceyi istirahatle geçiren İnönü. Pazartesi sabahı Abantı keş[e koyul- u. En erkenci olduğunu ispat eden Nüvit Yetkin, sabahın altmında Böl- de, nilüferlerin arasında bir sandal gezintisi yapmıştı. sözde o zamanki Cumhurbaşkanı İnö- nüÜ icin inşa edilen şahane köşktü! İnönünün merakı büsbütün arttı. Bu, Abantı ilk ziyaretiydi; eskiden bura- dan geçmiş, fakat birkac saat bile kalmağa fırsat bulamamıştı. Köşkün resi Abantta bırkaç bina yaptırmuştı. Bunlardan biri o zamanlkı ölçülere göre fazla lüks kaçtığı için ve o Za- manlar gene her türlü israf fazla gö- ze battığından “İnönü için yapılıyor” Aslında Şimdi otel tdaresine devredilen bu bi- nadan. otelde yer kalmadığı zaman müÜğşterileri geri çevirmemiek için is- tifade ediliyordu. Hikâyevi kahkaha- larla gülerexk dinleyen İnönü, Abant Bölünü ve civarını çok beğendi Ve ak- 8i tavsiye edilmesine rağınen bir an önce göle girebilmek için turu kısa tutup ötele döndü. Ötelin yanındaki iskeleden “çivi- İsmail Rüştü Aksal Şaştı kaldı leme” atlayan İnönü. nilüferlere ka- dar 3üıdü Su çok soğuk, fakat son derece berraktı. İnönünün suya atla- dığını g'bn—n gençler ve bılhassa ha- nınılar hemen ona refakate koşuştular Hep beraber yüzlildü ve hâtıra resinm- leri çektirildi. Yüzme faslından sonva, yaretçilerle görüştü. Bolulu z'yaretçi- leri Düzceliler takip ett. ve bu defa jandarmasız görüşmek mümkün ol- du. önü akşam yemeğinde bol bol alaoa!m yedi kLen g0r okudu. He rati'nin “Kira Kiralina'sının sayfa- Jarını cevirmesini İsmal Rüştü Ak- #aij bir hayli yadırgadı ve takılmaz - tan Kkenanmı asamladı. İnönü, bunun Ü- zerine romanı bir yana buraktı ve bi- raz da bezik oynadı. Nüvit Yetkin o gün İstanhula hareket ettiği için ten- halaşan İnönü grupu, salondan yatak odalarına en son çekilenler o Ötelden ayrılan sadece Nüvit Yet- kin değ ldi. Ayni gün Sebati Ataman da. ters istikamete, kırmızı plâkalı makam otomodbili ile Ankaraya dönmeden önce, İnönüyü ziyaret etmek isteyen vatandaşlara jandaftmanın nası! muamele ettiğini gbrmek fırsatını da buldular. alı sabahı hava daha serindi. Gü- le girmek cesaretini gösterenlerin sa- yısı bir güin evvele nazaran pek azal- miştı. Çesuriarın başında İnörlü var- dı. İskeleden “çivileme” atladı, ama o ble suda 3 dakikadan fazla kala- ma,dı ÖOtekje kitap okumaya çekildi. elen ziyaretçilerle görüşme do- layısiyle kesintili olarak uzun müddet devam etti. Carşamba günü, havanm serinh— çır nonüyü iyice neşelendirdi. Uzun za- mandan beri bu kadar sâkin bir ha- yat sürmemişti. Tam bir istirahat hâlindeydi. Dağ güneşinde adama- kıllı esmerleşmişti. Dinç, sıhhatli ve neşeliydi. Keyfinin tam olması için bir tek eksiği vardı: Sigara... İnsan bu güzel manzara karşısında bir si- gara tellendirmez de ne yapardı? A- ma İnönü bir müddet için kendine si- Tası bile bozmaya yetmiyordu. Cuma günü İnönü gölde her za- mankinden fazla kaldı. Sonra Bolu- luların yemek dâvetinde bulunmak 1- Amerikalılar da Muhalefet Hderinin filmini çekme fırsatın kacırmadılar. SAT ie”eski Cümh li e$ AŞ nı İnönünün bır Muhalefet Lideri o- larak halk tarafından ne kadar se- vildığıni anlatırken, sözleri İ- rini duvara aksettırecekleri iilmle pçrçmlıvecekl Yemekten sonra Bolulular İnönü- ye şehı"n hâtıra defterini getirdiler. İlk sayfadeki imza, büyük Atatürke aitti ve 1934 tarihini taşıyordu. İnö- nü defteri 1939'da imzalamıştı. ra ayni deftere bir imza daha atması isteniyordu. İnönü, Boluya gelmekten duyduğu meninuniyeti belirten iki Üç satır vazdıktan sonra imzasını attı Ve defterin diğer sayfalarını karıştı- ravak bir müddet eski günlerin hâtı- ralar'na daldı. Akşama doğru tekrar Aşanta döndü ve Kâtip Celebinin hn- yatı hakkındaki bir incelemeyi o maya başladı. Cumartesi sabahı hava sıcak ve güneşliydi. Hafta sonu münasebetiy- le otel kalabalıklaşmıştı İnönü göle vedayı bir hayli uzun tuttu, her za- mankinden daha fazla yüzdü. Saat 15'te Ankaraya dönüş için yola çıkıl- dı. Yolda Bolu ve Ankara trafik ara- baların:, gelişte olduğu gibi rastian- dı. Kızılcahamamdan sonra gerideki otamoblin lâstiği patlayınca, öndeki otomobilde bulunan İnönü hemen ge- ri döndü ve lâstiğin değiştirilmesini merakla seyretti. Ama asıl meraklı, pek tabii torunu Gülsün Tokerdi. De- desi, Gülsüne etomobil lâstiğinin nasıl AKİS, 4 AĞUSTOS 1959