AFWİstibdultun SAA »— Demokrasiye Sütiyedefi u çekilmeye İmparatorluk 1918 Eylül ortasında “ıi vuku bulan İngiliz tasrruzu netkcesinde mecbur olmuştur. Filistinin küzeyinden Halebe kadar hemen her gün müharebelerle geçen uzun bir çekilme hare- ketini anlatmak güçtür. Esasen askeri mahiyette ol- mayan bu hikâyelerimde bir büyük askeri hadisenin fenni safhularını söylemeksizin tarihi nası) canlandı- racağımı tâyin edemiyorum. Herhalde altı aydan beri Suriyede Osiranlı taliline karşı büyük taarruz insan mevcudu ve silâh kuvvetiyle büyük üstünlük içinde hazırlanıyordu. İçinde yaşadığımız halk dört seneden beri zehirlenmiş, dört yüz seneden beri heraber yaşü- dığı Titrk inillettne zorla düşman hâline getirilmiş idi. Büyük tehlikeden haberdar görünmeyen bir merkezi idare alınabilecek tedbirlteri ihinal etmiş ve ordular hakikaten zayıf bırakılmış idi. Bundan başka 1918 Ey- lül 19 da büyük düşmün taurruzunu kabul eden ()5- manlı ordularının stratejik tertipleri uygun sayılu- mazdı. Denilebilir ki durumda — çaresizlik ile siyani Ve askeri kararlarda fenni ve medeni cesaretsizlik yük- sek sevkü idareye hâklın olmuştur. Her ilinit Türk as- kerinin ve Türk kıtalarının bu son dört seneden beri tekrar efsane hâline gelen dayanıklılığına bağlanınış bulunuyordu. Imkânsızlıklar içinde Türk cephesinin bütün üstünlüklere dayanması, bütün hatâları etmesi bekleniyordu. Hâdiseler haksız ümitlere mükâ- fatlar sunmudı. Tablat kaldeleri insan meziy etlerine büyük ölçüde verdikleri değerlerin yanında kendi za- ruri! neticelerini göstermekten geri durmadılar. Türk ordusunun Suriyeden muharebe ile çekilişi İmkânsız- lıklar içinde çırpınan bir heyetin insan meziyetleriyle önleyemiyeceği bir hâdise olarak vukua — gelmiştir. Arabistandan çekilişimizin siyasi neticeleri ve elem- leri üzerinde birkaç söz söyliyeceğim. Dalın evvel mu- harebeler üzerine pek kısa bir tablo göstereceğini. YERLİ HALKIN DÜŞMANA YARDIMI 918 Eylül 19 da başlayan taurruz, Eyllil nihu- “l yetinde Şamın düşinan eline geçmesiyle büyük harekâat kısmını bitirmiş idi, Şamdan Halebe kadar vuku hulan ricat esnasında düşman büyük takip hare- ketleri yapamamışlı. Ancak Ekim sonuna doğru Ha- lep elvarında ciddi muharebeler olacak hazırlıklar gö- rülebilmiştir. Bu tarihte Osmanlı — İmparatorluğu Mondros Mütarekesini imzalamış olduğundan harp ve siyaset mücadelesi yeni bir istikamet ve tablat Üze- rinde crreyan etmeğe başlamıştır. “19 Eylül İngitiz taarruzu karşısında biz üç ordu halinde bulunuyorduk. İlk günü öğleye kadar Akde- niz sahiline dayanmış olan Sekizinci Ordu saf harici kalımıştır. Cephenin ortasında bulunan Yedinci Ordu daha dört gün hem kendi cephesindeki taarruzları tar- detmeye, hem kendi sağ kanadındakl yaranın müte- madiyen genişlemesine kurşı çare bulmaya mecbur olmuştur. Şeria nehri doğusunda bulunaun Dördüncü Ordu ise meydan muharebesi kesin netleeye varınca- ya kadar büyük muharebeden hissesini almaya İmkân bulamıyarak seyirci kalmış ve uzun ricatlarla Bede- vilerin taarruzları arasında yıpraanmıştır. Bütün or- dulara kunianda eden Yıldırını Karargâhı Eylülün 19 uncu ve 20 ni günleri muharebenin idaresi üzerinde tesirini ve kavrayışını hemen kâmilen kaybetmiş bir durunda bulunuyordu. “20 Eylül aabahleyin Yıldırım Karurgâhı olan Nâsıra kasabası düşman süvarisinin baskınına uğra- mişti. Düşman ilk günü bütün sevkü idareyi esir et- mek gibi müstesna bir teşebbüse girişmişti. Yıldırım Karargâhı metanetle ve tedbirle kendisini kurtarldı. Ancak bu hâl ilk günden itibaren düşmanuı yerii halk yYardımı ile ne kadar hazırlıklı olduğunun bir misulini gösterir. n GERİYE ÇEKİLİRKEN KARŞILAŞTIĞIMIZ GÜÇLÜKLER u meydan muharehesinin cereyanı İçinde benim KÜĞ kumanda ettizim Üğüncü Rotordu Gönlar aölitinin batısında Kudüs - Nabolus yolunun iki tarafında düş- manı karşılamıştır. Birinci ve Onbirinci Tümenler kolorduya bağlı idiler. Sağımızda Alman Asya kolu denilen bir muhtelit piyade alayı Sekizinci Ordunun tol kanadında bulunuyordu. Bizim solumuzda Yirmin- ci Kolordunun iki tümeni ile beraber biz Yedinci Or- du Kumandanı Mustafa Kemal Pasşanın emrindeydik. Yedinci Ordunun cephesinde düşman birden — büyük mMesafeyle ilerleyememiş, hattâa — taarruzları — tekrar tekrar kanlı bir surette tard olunmuştu. Düşnmün sa- ğımızdaki Sekizinci Ordu üzerinde ilk kati neticeyi tasavvur ettiği ve huzırladığı gibi baskın suretinde temin ettikten sonra Yedinci Orduyu tabiatıyla mev- ziden mevziye çekilmeye mecbur etmiştir. 20 Eylülden itibaren kısa mesafelerle mevziden mevziye geçiyor- duk. Üçüncü Kolordu mevzi değiştirdikçe sağ yanın- dan açılan gediğin kapanması, hiç olmazsa tarassu- dünu da düşünmeye mechur oluyordu. Rizim kolor-