4 Ağustos 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 27

4 Ağustos 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 27
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- Dudakların boyanması İnce sanat!. ponpsnla yüz bolca pudralanmalıdır. Pudra yüze Ki - 5 E 3 —© ğ B .'1 T yı almak için ince bir pılıdra fırçasiyle yüz hafifçe fırçalandıktan sonra ya- rine evvelce kul- bittikten sonra ruj ir. Rujun daha sabit olması istenirse sürüldük- ton sonra Üzerine çok ince bir kat pudra konup, tuvalet kağıdına iki dudak arasında pudra ve rüj yediril- melid r. Sonra bir defa daha ruj sü- rülmelidir. Sıra kırpiklere geldi de- mektir. Bu çok dikkat isteven bir iş- tır. Her şeyden önce rimel fırçasırın Üzer:inde tabaka halinde toplanmı ve kurum-!s parçalar olmamasına dik- kat edilmelidir. Fırça ilıik suya batı- rıldıktan sonra rimel siülrülmelid'r. Üzst kirpikler alttan vukarı doğru kal- dırılarak fırça gezdirilmelidir. Göz uçlarına daha fazla sürülmek sure- tiyle göze uzun bir bicim verilebilir. N.hayet son bir defa daha aynava ba- kılmatıdır. Yüzdeki fazla pudrayı bir daha fırçaladıktan sonra saç diplerin- deki ve kaşlara konan pudra tozu kö- lonyalı veya tuvalet ispirtosuna batı- rılmış pamukla alınmalıdır. En son kasları kalem ile şekillendirip mak- yaj işini bitirebilirsiniz. : Ev İdaresi Gümüş takımlar Halis gümüş veya kristofl çatal, 'm- çak ve kaşık takımları asla bula: l; ütün dünya devletlerinin siya- set iİcatn birhirte. İyle sıkı döst- hiklar küurmak zorumda olduklürı Dalüe .duür. Bu destluklar zaunanla değişebilir. Niteklim, bizim tarihi- ndzde de devre devre değiştiği gü- rülür. İkinci Dünya Harbinden son - Tü, meimnleketlerin. Düğü ve Batı blokuna ayrılmasiyle beraber, Ba- ti blokuünun hâkiim devleti olan A- merika He sıki bir dastluk ve l-şblr- Üğine girişmiş balunuyoruz. Siyas ve öskeri ahşvesişimiz oluyor, Ikll- sadi yardımlar m kabul ediyoruz, költürle ini xmnnrlar. eskiden Al- Manyayıt, yu tahsile xldı-ıı talebelerimdiz w.ıııılı daha çok Ame- rikaya günderitiye l)ıllı-rini Öğ- rebmek İçin kurslar, hüsüsi okullar açıyorlar, anlaşmalar gereğince da- z çok onların derxi ve kitaplarını okuyor, bol bol filmlerini seyredi- yoruz. Nihayet bu kadar — küvvet- K ve şuurlu kendilerini kabul ettir- me gayretleri, gayeye ulaşıyor ve nemleketimizde de Amerikalılara özenme, onları taklit etme ve hay- ran olma temayillleri beliriyor. Ye- ni heceleyen uklarına — “Bay bay” dedirtmeğe kalkanlar, şalvar- la gezdirmeği akıllarından geçir- medikieri halde oğullarına kan çiftçi ve sığırtmaçlarının kıya- fetini giydirip, bayramlarda el öp- taeğe gerlirenler oluyor. “Blu-cin” denilen is pantalonlarını delikanlı ve genç kızlarımızdan — giyenler du v:ır!nrd.ı ke)lne dolaşıyorlar. Taklit giyimden. reketten, ka- düar siniyor. Bu ıııılk—tloıı alacağı- mnuız ıuıı-ı ve doğru hiçhir sey yok mu? Vardeır süphesiz. Yalnız sathi bir hayranl k ve sevgi ancuük bunlu- rıe getiriyor. İyl taraflarını — alıp, Lünyemtze uydurup kendin:ize mal ebmeğe niyetli görünmüyoruz. Ay- r.ca, bizim de onlara göntereceği- Amerikalılar ve Biz : Falıta OZCAN miz, telkin edeceoğlmiz iyi şeyleri- müz az değildir. Alaka çekiel gö- rünmek için, falaka atan cüppeli hoca resinileri satımaktan, uğızlik ve — tespihlerl mizi — göstermnekten başyka ne yuüpıyoruz? Niçin onlara kendimizi tanıtmak güyretinde de- &lliz, yahat bu gayreti büyük ölçü- de göstermiyoruz ? Duüyulan sevgi ve hayranl k on- Tarı östün görme derecesine varı- yorsu, kendimize karşı kırıı'ı hure- ket etmiş olmuyor n.uyuz urtla- rı icahı avantajlı ılıırıımıla ıılmu!'ı- rı, onları üstün görmek ve sev düymük İcin yeter ıı—bı-p değildir. Ancak mülli kurakteri — üstün olan milletlere saygı duüyülmülı, örnek alnııy a gayıet edilmelidir. Bahasının 1:*ııı_mllı_ım- KİlVe- nip de şımaran çocuktar gibi bazı Amerikalıların yak şıksiız hareket- Terini sik siık düyarız, — güzetelerde okuruz. İşte, evinin hahçe duvarın- düa gezen genci sebepsiz vyere vuran ve İzmirde Atatürk hf-vkı-ll önlünde çirkin hareketler yapan addini bllmıı iki Amerikulının nıarltellen n yeni misallerdir. Kanun ndamları suçluların ce- zasını verinceye kadar, hoşlanma- dığımız bü başıbozuklüğü belirtme - Nyiz, Pert olarak, onlara memleke- “timizde de tıpkı kendi memleketle- rinde olduğu £ saygılı hareket etmek fcap ettiğini, misafir olduk- ları yerde misafire yaraşır şekilde ihtiyatlı davranmalarını ihtar et- m"'hiı Bir. müddet için iyi yüz £ memekle, küstahlığa taham- ımil odemhm'oğlmlzi ima etmeli- Dastluk, sevgl ve iyi niyet. ku- surları görmemize müâni olmamalı- dır. Sevgimizde bilraz suurlu ol- mak, kendimizi la.nıım.ık ve say- dırmak için kâfidi şgık yıkanan suda yıkanmamalıdır. Bu, takımları iyi muhafaza edebilmek icln en başta gelen tedbirlerden biri- dir. Gümliş takımların çizilmemesi ve asitten kararmaması için bir tasın içine koymalı ve üzerine kaynar su dökülmelidir. Arap —sabunu ve bir tutam soda atarak iyice çalkalandık- tan sonra cıkarılmalı, tekrar kaynar suda yıkanarak çalkalanmalıdır. Sonra derliral kurulamak icap eder Bazan bu madenler oksitlenirler, Üzerlerinde siyah İlekeler hâsıl olur. O zaman amonyaklı b.r bezle silerek temizlemek lâzımdır. Yumurta gü- müş takımlarda ekseriya leke bırakır. Bu lekeyi çıkarmak için bir kap içinde dört adet soyulmuş patates kaynatı- lir, ez.lmeğe başladığı zaman gümüş çata! veya kaşık bu suya sokularak patates ile ovulur. Gümüş takımlar ne kadar iyi mu- hafaza elilirse edilsin, havanın okaije- niyle temas ettiği müddetçe karara- caktır. Bu hal s:k sık kullanılmayan ve ancak vılda birkar defa misafir ağırlamak için meydana çıkarılan ta- kımlard; da görlilür. Böyle sık kulla- mnı'mayan gümüş takımları siyah kâ- &ıtlar îç nde saklamak lekeleri önle- mesi bakımından faydalıdır. Giülmüs takımları yeni gibi parlat- mak için kolay bir usul vardır. Bcza— neden 20 gram “kre ta n gram alün tozu alıp. hunlara 20 zmm mutfak tuzu ilâve ederek bir litre 1- | lik suda hepsini eritip. takımlar bu su içine konmalkdır. Ateşte heş daki- ka kaynatıldıktan, sonra derhal çıka- rıp sonra r parça sÜetle ovulup parlatılmalmdır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: