DÜNYADA OLUP BİTENLER olmadıkları Berlinin — idaresini Doğ Almany Cumhuriyetine ter- kedecekler vs Batı Berlının dışarıyla irtibatı böylece tehlikeye girmiş ola- caktı. Bazı Batılı devlet adamlarınca "ültimatom" diye vasıflandırılan teklif, bır bakıma Sovyetler tarafın- dan verilmiş bir tâvizden ibaretti. Moskova daha önce bu iş için 27 Mayısta bahsettıgı hâlde, — sonra bundan vazgeçmiş, kararını Cenevre toplantısının sonuna bıraktığını söy- lemişti. Şimdi ise, Batılılara daha bir yılık müddet tanınıyordu. Ancak, Sovyetler, bu hayli uzun —müddeti bazı şartlar bağlı olarak vere- ceklerini bıldırm eyi de mal et- memişlerdi. Daktilo sayfasıyla iki sayfa, tutan bu şartlar, Gromyko tarafından geçen hafta — sonundaki bir aleni toplantıda açıklandı. Sov- yetler. Batı Berlindeki Batılı devlet- lere ait garnizonun — sembolik bir mevcuda indirilmesini, Batı Bellin- den Doğu Almanya aleyhine yapılan propagandala son verilmesini, ca- susluk faalıyetlerının durdurulması- nı ve şehrin füze veya atom bomba- sı Üssü olarak kullanımamasını şart koşuyorla Sonun başlangıcı Simdi bu esaslar Üüzerinden — gö- 5 Trüşmelerin devam edip etmiyece- ği, zirve toplantısının da kaderini or- taya koyacaktır. — Aslına bakılırsa, zirve toplantısını mümkün kılacak şartlar bakımından da iki taraf ara- sında derin görüş ayrılıkları vardır. Dulles'ın yolundan hâlâ ayrılmayan Eisenhower'e göre, — zirve toplantısı yapılabilmesi için, — dört devlet dış- işleri bakanları arasında hiç olmaz- sa asgari bir anlaşma zeminine va- rılması şarttır. Halbuki, — Krutçef, asıl ortada derin bir anlaşmazhk bu- lunduğu zaman zirve toplantılarının faydalı olacağına inanmaktadır. Sov- yet Başbakanına göre. hükümet baş- kanları, dışişleri bakanlarının anlaş- malarına engel olan noktaları hallet- mek için toplanacaklardır. — Yoksa, bakanlar anlaştıktan sonra, bir de hükümet başkanlarını bir araya ge- tirmek Krutçef'e pek mantıki gözük- memektedir. sinde uzlaşmaya takdirde Doğu razı ÂA. B. D. Vatan haini Lausanne'daki Milletlerarası Olim- iyad Komitesinin son aldığı ka- rardan sonra, Formozadan Washing- ton'a yollanan protesto mektupları- nın geçen hafta da ardı arkası kesil- medi. Amerikalı Avery Brundage'ın başkanlığındaki komite, 1960 Roma Olimpiyadları ile California Kış O- limpiyadlarında, Formozanın bütün Çin adına müsabakalara katılamaya- cağına karar vermişti. Milliyetçi Çin Hükümeti, Formozadan başka yerde SÖZ geçıremedıgme göre, koskoca Çin adına olimpiyadlara katılması ve asıl Çin devletini bu haktan mah- rum etmesi diplomatların hılafına 24 Fakat, Amerikan Dışişleri lığı Lausanne'daki komiteye — artık pek saçma gelmeğe başlamıştı. Yeni ka- bul edilen esasa gore Milliyetçi Cin- liler isterlerse Formoza adına olim- piyadlara katılabıleceklerını faka bundan sonra, olımpıyadlarda 'çin takımı", "Cinli atlet" dendiği zaman Pekin hukumetının yolladığı sporcu- lar akla gelecekti. Tabii, böyle bir karar, Formoza adasında, büyük devlet ruyaları gö- renlerin pek onuruna dokundu. Ma- dam Çan Kay-Şek'ten takım antre- nörlerine varıncaya kadar — herkes, Amerikan Daışişleri Bakanlığına pro- testo mektubu yolluyordu. Mektup- lara bakılırsa. Amerikan hükümeti, kendi vatandaşlarından birinin, han- gi teşekkül içinde olursa olsun, ko- münistlerin ekmeğine yağ süren böy- le bir karar almasına müsaade et- memeliydi. M Amerikan halk efkârında da hayli münakaşalara sebep oldu. Fakat çoğunluk, — Avery Bundage'ın tutumuna karşı — yapılacak bir şey olmadığını kabul ediyordu. Kendisi, milletlerarası bir spor komitesinin başkanı olarak karar almaştı ve bu kararını Aalırken meselenin — siyasi tepkilerini düşünmek mecburiyetinde değildi. adem ki, Milletlerarası O- limpiyad Komitesi, Formozanın spor müsabakalarında bütün Cini temsil etmesini mahzurlu görmüştü, o halde -siyasi icapları ne olursa olsun- bu karara hürmet edilmeliydi Her zamanki gibi Bakan- böyle düşünmüyordu. Başla- bulundukları rejimler veya karakterleri ne olursa olsun, Amerikan taraftarı her iktidar sa- hibini tutmayı kaide edinen State Depaitmen, sevgili müttefiki Çan Kay-Şek'e zarar verebilecek bir spor hâdisesi karşısında bile hemen telâ- şa kapıldı. Bakanlıgın yayınladığı bir resmi tebliğ, — Amerikadaki bü- tün spor teşekkullerını Milletlerara- sı Olimpiyad Komıtesının kararını değiştirmek hususunda ücadeleye davet ediyordu. Washmgton dakı dip- lomatlara göre, Komitenin başında- ki safdil. Amerikalı, bu son kararı alırken komünistlerin tesirinde kal- mıştı. Hatasını bir an önce kabul et- mesi ve fikrinden cayması şarttı. Avery Bundage'ın, Lausanne'dan kendi mensup oldugu devletin resmi makamlarına verdiği cevap pek sert oldu. Komite başkanı, alınan karar- larda hiçbir ırk, milliyet veya siyaset mülâhazasının rol oynamadığını her- şeyin aklın icaplarına göre yürütül- düğünü söylüyordu. İhtiyar genera- lin yanındaki birkaç milyonluk Çin- liye koskoca bir kıtayı temsil etmek hakkım varmak — herhalde mantıga uygun düşen bir şey olamazdı. rikan Dışişleri Bakanlığı, hiç luzumu olmayan bir yerde komünizmden bah- setmekle — siyasetle — sporu birbirine karıştırmak suçunu bizzat işlemek- teydi Lausanne'dan gelen ses, Mc- Carthy zamanından beri boyle şey- lerden yaka silken Amerikan halk efkârı tarafından, medeni cesaret öÖr- negı olarak takdirle karşılandı. A- very'yi vatan haini ilân etmek kim- senin aklından geçmedi. Fakat, Tem- silciler Meclisindeki demagoglar ha- rekete geçmekte gecikmediler. 1960 yılında California'nın Sauaw Valley bölgesinde yapılacak Kış Olimpiyad- larında Amerikan Kara Kuvvetlerine ait malzemeden vs personelden fay- dalanılması için bütçeye 400 bin do- larlık tahsisat konmuştu. İşte. şöhret meraklısı demagoglar, Milletlerarası Olimpiyad Komitesinin kararına "mukabelei birmisil" — olmak üzere, bu tahsisatın — verilmemesini temine muvaffak — oldular. Nikaragua Koltuk iptilâsı O rta Amerikadaki küçük Nikara- guanın — sözde asıler tarafından istilâ edilmesi — tehlikes kuvvetlerinin celâdeti sayesmde bu hafta başında kati olarak önlendi. Genç General Anastasio Somoza em- rindeki kahraman iktidar kuvvetleri, memleketi zapta gelen tam se ken kişilik istilâ kuvvetini — bozguna uğ- rattı. Nikaragua tekrar sulh ve sü- küna kavuştu. Başkan Luis Somo- za'nın istediği de buydu. Memleket- teki hakimiyetini tehlikeye düşüre- cek karışıklıkların çıkması onun da ini kaçırmıştı Şimdi, halkı "ya- vaş yavaş” demokrasiye — alıştırmak işine yeniden başlanabilirdi. Nikaragualılar, yıllardan beri bu “"yavaş yavaş demokrasiye alışmak" sözünü duya duya bıkkınlık getir- mişlerdi. Başkan — Luis Somoza, üç yıldan beri hep aynı 1lâfları tekrarlı— hükümet yordu. Memleket, şimdiki Başkanın babası Anastasio Somoza Gurcia za- manında, 1937 ile 1956 arasında tam bir diktatörlükle idare edilmişti. İh- tiyar diktatör, kendi gibi düşünen bütün devlet Aadamlarının akıbetine uğrayınca, yani bir suikaste kurban gidince, oğlu Luis Somoza muvak- katen Başkanlığa — getirilmiş, ondan sonra 1957'de yapılan — rakipsiz se- çimlerde resmen Başkan seçilmişti. Genç Somoza babasından daha kur- nazca hareket etmeğe — kararlıydı. Dıktatorlugun lehinde falan konuş- uyordu. Hattâ, kendisinin nihait gaye olarak demokrasi için çalıştığı- nı, emrindeki halkı demokrasiye ya- vaş yavaş — yaklaştırmak — niyetinde olduğunu her fırsatta tekrarlıyordu. Tam bir diktatörlükten demokrasiye gitmek, Luis Somoza'nın nazariyele- rine göre, tehlikeli bir şeydi Küçük bir çocuk kendisine fazla yemek ve- rildiği zaman nasıl kusarsa, geri kal- mış milletler de tam serbest bırakıl- dıkları zaman birbirlerini yerlerdi. Onun için geçit devresinde çok dik- katli davranmak lâzımdı. Demokrasi oyunları e yı niyetle söylendiği zaman pek- âlâ makül görülebilecek olan bu AKİS, 16 HAZİRAN 1959