İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Zamlar Bayram hediyesi! Istıkrar politikasının ikinci zam dalgası, birincisini henüz unutma- ya başlıyan vatandaşı yeni bir şaş- kınhk ve ümitsizliğe düşürdü. "Sı- kıntılar geride — kaldı" edebiyatına veryansın edildiği bir sırada gelen zammın başka türlü karşılanmasına elbette imkân yoktu. Doğrusu zam- ları ufak ufak paketler hâline getir- mek büyük bir psikolojik hata idi. Mademki bir ameliyat bahis mevzuu idi, her şeyin bir çırpıda bitirilmesi en hayırlısıydı. Bu basit psikolojik kaideyi şüphesiz iktidarın — yüksek başları da biliyorlardı, ama * Za- manki — iyimserlikleriyle, İktisadi Devlet Teşekkülleri açıklarının va- hametini olduğundan az görmüşler- di, bazı zamlarla meseleyi hallede- ceklerini ummuşlardı. Meselâ 8 Mart 1959 da Zafere bir beyanat veren Sa- nayi oakanı vekili Sebatı Ataman: "Bilhassa İktisadi Devlet Tevekkül- eri, Hazınenın herhangi bir mali başvurmaksızın — verimli deviesine girmişlerdir” (fiyordu. Ama hakikatte, — gösterilen bunca kolaylığa rağmen 'bu teşekkül- lerin mali güçlükleri halledilmiş ol- maktan çok uzaktı. Meselâ 1958 yı- lında Etibank, Sümerbank, Şeker- Sanayii, İller Ban(ası Makı ve imya Endüstrisi Kurumu, Çimento Sanayii, —Denizcilik Bankası, Azot Sanayii, Toprak Mahsulleri Ofisi gi- bi Devletin tamamen veya kısmen sermayesine İştirak ettiği teşekkül- ler finansman ihtiyaçlarının 1133 milyonunu dış kaynaklardan karşı- lamışlardı. İşte son dış yardım anlaşmasının şartları mucibince, açık veren teşek- külleri kendi kendılerıne yeter hâle getirmek için başta kömür olmak ü- zere son zamlar yapılmıştır. Şimdi bütün mesele zammın hizmetlerin ve mamüllerin maliyetlerine ne de- receye kadar tesir edeceğidir. Ekmeğe zam ugday fiyatlarına mecburi zam, siyasi bakımdan en az diğer zam- lar gibi talihsiz oldu. Zira 10 kuruş- luk bir farkın buğday müstahsilini tatmin etmesine imkân yoktur. Ser- best piyasada buğday, esasen çoktan beri Ofis fiyatının çok üstünde sa- tılmaya başlamıştır. Ama köylüyü memnun etmeye yetmiyen bu zam, şehirlerinin memnuniyetsizliğini arttı- racaktır. Zira buğday zammından sonra ya Ofisin buğday verdiği An- kara, İstanbul v.s. gibi büyük şehir- lerde ekmek fiyatını artırmak, ya da Ofisin 'Karadeniz bölgesinde olduğu gibi bu şehirlerde de zararına satış yapması gerekecektir. Son yardım anlaşmasıyla İktisadi Devlet Teşek- küllerinin açık vermemeleri esası ka- bul edildiğine göre ekmek fiyatlarına 20 da zam yapmaktan başka çare yok- u hal ne köylüyü, ne de şehir- lıyı sevındırecektı am buğday ihracatını da son derece güçleştirmektedir. Türk buğ- dayının kilosu dış pazarlarda 54 ku- ruşa satılmaktadır. Buğdayı 40 ku- ruştan alan Ofis, buna 8 kuruş iç masraflar, 7 kuruş da ihracat mas- rafları eklenirse, ihracatı hemen he- men kârsız yapmaktaydı. Son zam- lardan sonra yeniden ihracat — süb- vansiyonlarına ihtiyaç olacaktır. Dış Yardım Nerde o günler... Geçen haftanın ortasında Çarşam- a günü, merika Haberler Merkezinde bir basın toplantısı ya- ret açığının ancak enflâsyondan mü- tevellit sebeplerini ortadan kaldıra- bilecektir. Halbuki açığın sebepleri çok derindedir: Temel sebep, hızlı nüfus artışı ve şehirleşme dolayısi- le istihlâk büyük ölçüde arttığı hal- de, istihsalin buna ayak uyduramu- masıdır. Dış ticaret açığının azaltıl- masınla başlıca rolü oynıyacak o- lan ziraat sektörü, ihracat yapmak şöyle dursun, artan nüfusu besleme- ye muktedir değildir. Amerikadan et, tereyağ, peynir v.s. gelmese bu maddeleri vitrinlerde görmek müm- kün olmıyacaktır Meselenin halli önümüzdeki 10 - 15 yıl zarfında sanayide ve ziraatta muazzam yatırımların — yapılmasına bağlıdır. Bu yatırımlar için de bü yük ölçüde dövize muhtaç olduğu- muz ve bu dövizi kendi kaynakları- Fırındaki ekmekler Zamma hazır pan Amerikanın dev yapılı Büyük- elçisi Warren, ilgililerin yüreklerini hoplatan ve hıç oşa gitmiyen bir müjde verdi. Büyükelçi, "Hele bir istikrar politikası muvaffak olsun, memleketınızın o Amerika- a az yardıma ihtiyacı ola- caktır diyordu. Başbakan Menderes de birkaç yıl evvel B. de "1958 yılından i- tibaren Amerıkan yardımına ihtiya- cımız kalmıyacak" demişti. Ne te- sadüftür ki 1958 bü i fevkalâdeden bir yardıma en ço ihtiyaç duyulan yıl oldu. Gerçeklere biraz göz atınca, Büyükelçinin çok iyimser tahmininin de diğer tahmin gibi yanlış çıkacağını anlamak ka- bildir. Şöyle ki, istikrar plânı mu- vaffak olsa bıle müzmin dış tica- mızla temin edemiyeceğimiz malüm- dur. Türkiye değil yatırımlar için, sadece normal ihtiyaçlarını karşıla- maya gereken dövizi bile temin ede- memektedir. Sadece cari ihtiyaçların temini dahi 500 - 550 milyon dolar- lık bir ithalâta ihtiyaç göstermekte- dir. Halbuki ihracat 300 milyon do- lar civarında — do şmaktadır 1958 ihracatı ancak 247 milyon dolardan ibarettir. Şubat ve Martta parlıyan, fakat Nisanda yeniden — gerilemeye başlıyan 1959 ihracatının da 300 mil- yon dolar civarında kalacağı şimdi- den söylenebilir.. Önümüzdeki yıl- larda da, istihsal imkânları göz ö- nünde tutulursa, ihracatın 350 mil- yon doları aşmıyacağı ve ithalât ih- tiyacının azalmıyacağı talimin edi- lebilir.. O halde ödeme muvazenesi- AKİS, 16 HAZİRAN 1959