- HL afkas cephesinde Faik Paşanın şehadeti üzerine (<K arkadaşlarını kumandayı benim ele almamı is- tediler. Ben de kolordunun kumandanlığını vekâleten deruhte ederek pek yakın görünen düşman taarruzu için lâzım olan emirleri verdim. Kolordunun emrinde 5 tümen bulunuyordu. Bizim sağımızda Atatürkün ko- lordusu muharebe vaziyetindeydi. Ruslar bir saat son- ra umumi taarruza geçtiler. Bu taarruz gece gündüz 2-3 gün sürdü. Düşman, hücumu her yerde kırılarak çekilmeğe mecbur oldu. İkinci Ordu cephesinde bu mu- harebeler ikmal hizmetleri eksiğinden ve ihtiyaçlardan dolayı inkişaf edemiyerek tarafların birbirini atama- malarıyla neticelendi. Kafkas cephesinde o sene kış çok şiddetli olmuş ve orduların ilerde vaziyetleri tu- tulamaz bir darlıkta kalmıştır. "Ben nisbi sühunet hasıl olduktan sonra orduya dönmüştüm. Ordu karargâhımız Palu civarında Sek- rat çiftliğinde idi. Bu esnada Ahmet İzzet Paşa izinli olarak İstanbula gitti ve orada hastalandı. Kolordu kumandanı Mustafa Kemal Paşa ordu kumandan vekili olarak Sekrata geldi. "Atatürkle vazife irtibatı içinde ilk defa beraber bulunuyorduk. Mevsimin kânunlar olduğunu hatırlı- yorum. Atatürk gelir gelmez Kurma Başkanı olarak benimle çalışmağa başladı. Kıtaların vaziyetini, gele- cek ihtimaller hakkında ne düşündüğümü etraflı ola- rak sorduktan sonra, önümüzdeki kış orduca alınması lâzım gelen tedbırlerı bilmek istediğini söyledi. İzinli giden ordu kumandanı ile ve İstanbulla olan konuşma- ları anlattım ve kendi teklifimi söyledim. Atatürk fik- rimi kabul etti ve derhal tatbike koymak için emir hazırlanmasını istedi. Yeni ordu kumandanının gelir gelmez ehemmiyetli bir karar vermesine sebep olmayı arzu etmeyerek belki. ertesi gün umumi vaziyeti bir daha arzetmek için imkân bulacağımı söylemek iste- dim. Atatürk kısa keserek, hemen yeni tertibin alın- masını bildirdi. Ayrılma ve o gece sabaha kadar icap eden tedbirleri hazırladık ve ordu kumandanının tas- vibini kazandık. Atatürkle vazife başında ilk tanışma- mız bu suretle olmuştur "1917 başlarında Kafkas cephesinde kolordu ku- mandanı olmuştum. Ordu kumandan vekili Atatürkün emrinde ve yakınında, kumandan olarak çalışmaga baş- ladım. Az bir zamanda Mustafa Kemal Paşa beni iş ba- sında tanımış ve itimat etmişti. ATATÜRKLE BERABERÇALIŞMA A vrupada yıpratıcı siper harbleri Doğuda ve Ba- « tıda hareket harbi şeklinde kanlı inkişaflar gös- termeğe başlamıştı. Bu aralık bizim, ittifak manzume- sinin bir mütareke ve sulh teklifi olmuş, kısa bir ümit devrinden sonra karşı taraf aksi bir çehreyle hayalle- ri boşa çıkarmıştı. Bizim Avrupa cephesinde Makedon- yaya kadar muhtelif yerlerde yardım kuvvetlerimiz vardı. Memlekette İngilizler karşısındaki — Suriye ve Irak cephelerimiz buhranlı durumdaydılar. Bütün bu vaziyetleri ve harbin muhtemel neticelerini, Atatürkle uzun uzun görüşürdük. Hususiyetimiz suratle arttı ve bana samimi bir teveccüh göstermeğe baş "Atatürk bir müddet sonra ordu karargahını Di- yarbakıra nakletti. Ben Sekratta, Dersim de dahil o- larak geniş bir cephede vazife goruyordum Ruslarla Dersim hudutlarında da temas halindeydik. Kafkasya- da bu kış çok mahrumityetli geçmişti. Askerin beslen- mesini ve her türlü ihtiyacını çok tahdit ederek idare etmeğe çalışıyorduk. Memleketten sevkiyat ile cephe- deki orduların beslenmesi yalnız valilerin himmetleri- ne kalmıştı. Benim kolordum Elâzığ Valisi muhterem Sabit Sağıroğlunun faaliyetine ve tertibine istinat edi- 14 İstibdattan Demokrasiye Kafkaslardan Elâzığ Valisi Sabit Sağıroğlu yordu. Bu hal benim için çok iyi bir talih Muhterem Sabit bey sındaki türlü hâdiselerinden yüksek itibar ile çıkmış, eseriydi. Doğu vilâyetlerinin harb esna- vilâyet ahvaline ve hususiyle Dersimin — ihtiyaçlarına ve meselelerine hakkıyla vukufu sayesınde ehemmiyet- li bir yardımcı vaziyetindeydi: 1916 17 kışında da kolordunun ihtiyaçları için paha bıçılmez hizmetler ifa etmiştir. . RUSYADA İHTİLÂL (<R usyada ihtilâl 1917 baharında başlamıştır. Bü- dünya vaziyeti birden yeni bir manzara gös- terdi. Ihtılal hükümetlerinin harb karşısında ve mütte- fikleriyle münasebetlerinde durumlarını yakından ta- kip ediyorduk. Rus ihtilal hükümetleri süratle Alman- lara karşı harbe devam kararını ilân ettiler. Gerçekte de kısa bir fasıladan sonra büyük Rus taarruzları inki- şaf etmeğe başlamıştı. Ancak bizim Kafkas cephesin- de durgunluk değişmemişti. Rus hükümetlerinin ka- rarsız oldukları gün geçtikçe meydana çıkıyordu. Her- halde harb Rusya cephesınde yeni bir safhaya istidatlı görünüyordu. Ancak bu 1917 senesinde bizim için İn- giltere başlıca düşman olarak bütün şiddetiyle hareke- te geçmiş bulunuyordu. İngilterenin gösterdiği büyük tehlike Türkiyenin memleket dışındaki kuvvetlerini anavatana getirmeğe. zorlamıştı. AKİS, 16 HAZİRAN 1959