tip etti. Havanın merkezindeki en büyük meydan ve bu meydana ci- var caddeler muazzam bir kalaba- lıkla dolmuştu. Gazeteciler — -biraz mübalâğalı olmakla beraber- topla- nan kalabalığın bir milyon civarın- da olduğunu tahmin ettiler. Zaten bütün nüfusu altı milyonu geçme- yen Kübanın altıda biri Fidel Oast- ro'yu dinlemek üzere Havanaya top- lanmıştı. Şehri yerinden — oynatan alkış tufanı dindiği zaman, sakallı ve tabancalı ihtilâlcinin — hırslı sesi binlerce hoparlörü çınlattı. Castro, eski diktatör — Batistadan "Kübalı Hitler" diye bahsediyor, â- silere yapılan işkenceleri, - memle- ket dışına kaçırılan milyonları an- latıyordu. Muzaffer âsi. Amerikanın müdahaleye çahşmasrnı hiç doğru bulmuyor ve bunun için vaktin artık çok geç olduğunu soyluyordu Ame- rika, ani müdahale etmesi gerekti- ği zaman, yani Batistanın diktatör- lüğü arasında sesini çıkarmamış, şimdi de Küba halkının rahatça in- tikam almasma mânı olmağa baş- lamıştı. Castro bu müdahale teşeb- büslerini şiddetle reddettikten sonra. meydanı dolduran halkın heyecanın- dan istifade için gayet akıllıca bır harekette bulundu. Sakallı âsi, "i- damların devam etmesini isteyenler ellerin, kaldırsınlar!" diye bağırdığı zaman, koskoca meydandaki muaz- zam kütlenin taşkınlığı son haddini bulmuştu. Milyonluk kütlelerin de tasvibini alan Castro ve adamları- nın Ööfkesini anlamak lâzımdı. Arjantin Kopan kemer rjantin Cumhurbaşkanı — Arturo A Frondizi bu hafta ortasında mem- leketine döndüğü zaman hayatından çok memnundu. Geçen hafta Was- hıngtona giderken Başkanın ne de- rece keyifsiz olduğunu bilenler, Ame- rikadaki görüşmelerin muvaffakıyet— le neticelendiğini anlamakta gecik- . Frondizi, bu kısa seyahat sırasında temas edebıldıgı bütün A- merikan devlet adamlarına — Arjan- tindeki iktisadi şartların — bozuklu- ğundan bahsetmiş ve nihayet Kon- gre önünde verdiği bir nutukla a- çıkça para yardımında bulunmuştu. Perondan sonra iktidara yerleşen adama böyle apar topar Washington yoluna düşüren şey, gecen hafta Ar- jantini baştan basa kaplayan grev dalgası olmuştu. Memleketteki /bütün işçi sendikaları ve muhtelif konfede- rasyonlar azalarına umumi grev em- ri vermişler ve Arjantinin İktisadi hayatı üç dört gün için âdeta felce uğramıştı. Arjantin işçilerini greve sevke- den vaziyet, dünyanın bazı memle- ketlerindeki -ve meselâ Türkiyedeki- vaziyetten pek farklı" değildi. Peron AKİS, 31 OCAK 1959 memleket dışına kaçtıktan sonra, Frondizi, selefinin yaptıklarını gol— gede bırakmak istercesine, — plânsız bir yatırım politikası takıp etmeğe başlamıştı. Arjantinin her tarafında geniş yollar yapılıyor, et konserveci- liğini daha da gemşlettırecek muaz- zam fabrikalar inşa ediliyordu. Ta- bii bütün bunlar para isteyen işlerdi. Görülmemiş iktisadi kalkınma için Amerikan yardımı ve yabancı ser- maye yatırımları kâfi gelmeyince, bu defa en kolay çare olarak, bank- not fabrikasının - imalâtına başvur— mak icabetmiş, bunun arkasından da enflâsyonun bütün kötü tesirleri kendisini göstermeğe — başlamıştı. Fiyatların gittikçe yükseldiğim -Ar- jantin bu bakımdan Türkiyeden son- ra ikinci gelmektedir- gören Frondizi, yapılan yatırımlar sayesinde herşe— yin düzeleceğini ümit etmişse de, ikti- sadın haşin kanunları başkanın iyim- Harold MacMillan Hodri meydan serliğini boşa çıkarmıştır. Arjantin hükümeti, enflâsyonu durdurmak için. zam pohtıkasına ve iştira gücünü frenliyecek başka tedbirlere başvu- runca, halkın memnuniyetsizliği da- ha da artmıştır. İşte geçen hafta, memleketi saran grev dalgası bu u- mumi memnuniyetsizliğin ifadesiydi. Aynı zamanda, Arjantinde karışık- lık çıkarmak için fırsat kollayan Peronistler ve komünistler de bu müsait durumdan istifade etmege çalışmışlardı. erikanı yaptığı yardım Vaadlerı ve orduyla polisin aldıkları çok sert tedbirler sayesinde, Arjantindeki iç harp teh- likesi şimdilik önlenmiştir. Bu arada, kalkınmacı Frondizi de, halka kemer sıktırmanın bir haddi olduğunu çok iyi anlamıştır. DÜNYADA OLUP BİTENLER İngiltere Seçım sathı maili ngilterenin yavaş yavaş Uumumi seçimlere hazırlanmakta olduğ- nu bu haftaki bazı belirtilere baka- rak anlamak mümkündü. Başbakan MacMillan, bir konuşma sırasında, seçimlerin 'normal tarihten önce ya- pılabileceğim ima eden bazı sözler so ledi. Ayrıca, muhtelif gazeteler seçim tahminleri yayınlamağa, baş- ladılar. Ingılterede simdi hâkim olan kanaate göre, hükümet, seçimlerin önümüzdeki Mayıs ayında yapılma- sına karar verecek ve böylece -as- lında 1960 Mayısında yapılması ge- reken seçimler- bir yıl önceye alınmış olacaktır. Muhafazakârlara 59 kişilik ekse- riyet kazandıran son 1955 seçimle- rinden beri İngilterenin dış sıyasetm— de vuku bulan değişiklikler, dünya- nın dört bir tarafında çıkan yeni hâ- diseler ve nihayet memleketteki ik- tisadi durum, hükümete milletin nabzım bir defa daha yoklamak ih- tiyacını hissettirmektedir. Dış siya- setteki Süveyş ve Kıbrıs meselesin- den sonra, içeride bir de işsizlik meselesinden bahsedilmeğe başlan- mıştır. Gerçi İngilterenin dış tica- ret muvazenesi her zamankinden iyi durumdadır ve İngiliz lirasının iti- barı hayli yüksektir ama. bir taraf- tan da enflâsyonu durdurmak için isçilerin hiç de hoşuna gitmeyen bir is siyaseti gitmek icabetmistir. Üc- retlerdeki yükselişi frenlemek mak- sadıyla büyük sanayicilerin — tazvi- kiyle girişilen ve hükümet tarafın- dan âdeta teşvik edilen issizlik ha- reketi, bu bugün ortaya 500.000 kişilik bir işsiz kütlesi çıkarmıştır. Bu küt- lenin de gelecek seçimlerin neticesi üzerinde tesirli olabileceği tahmin edilmektedir, Tngilterenin iki büyük partisi a- rasında fark son seçimlerde de pek fazla değildi. Muhafazakârlar 13. 300.000 rTey - almışlar. - İsçiler de 12.400.000 reyle onları yakından ta- kin etmişlerdi. Reyi erdeki bu yakın- lığa rağmen, tek adaylı secim bölge- şi ve basit ekseriyet usülüne dayanan Ingıhz seçim , sisteminin hususiyet- leri. Avam Kamarasındaki durumun Muhafazakâr Parti lehine çok daha elverişli bir şekilde tecelli etmesine yolaçmıstı. Şimdi. İşçilerin bütün id- diası. Muhatazakâr hükümetlerin si- yasi ve iktisadi sahalardaki hataları yüzünden rey durumunun kendi leh- lerine dönmüş olduğudur. Halbuki, İngilterede muhtelif müesseseler ta- rafından yapılan anketler, halk ef- kârının iki parti arasında şimdilik eşit olarak bölündüğünü ortaya koy- maktadır. Bu bakımdan, önümüzdeki aylarda Muhafazakâr ıktıdarm ge- rek dış siyaset sahasında gerekse iktisadi sahada son derece dikkatli davranması ve hassas terazinin öbür tarafa doğru eğilmesini önlemesi i- cabetmektedir. 23