MİLLİ KORUNMA KANUNU KALKARKEN ilk Korunma — Kanununun kayesi, bu memleketin tarihi- en hazin yapraklarından birini teşkıl eder. Tâ başından beri fiyas- koya mahküm olan bu teşebbüsün, hiç değilse, hepimiz için bir ders teşkil etmesını, istikbalde bu gıbı vahim hatalarm tekerrürüne mü- saade ususunda umu- mi efkârın uyanık bulunmasını te- menni edelim D. P. İkt ıdarı, memleketin ik- tisadi hayatına çok pahalıya mal olmuş bu kanunu kaldırmak üzere bulunduğunu 1959 başında söyledi. Zaten 4 Ağustos kararlarından be- ri, Milif Korunma tedbirlerinden vaz geçilmesi lâzım geldiği aşikâr idi. Buna rağmen D. P, İktidarı, uzun müddet bu havari mevzu hakkın- da vaziyet almamıştı. Aylar geçti- ği halde, memleketin bütün iktisa- di hayatını ilgilendiren bir kanun hakkında hükümetin görüşü meç- hul kalmıştı. İktisadi hayatı, ikti- sadi teşebbüsleri, faaliyetleri bal- talıyan, bunların inkişafına — mâni olan başlıca unsur tereddüt ve şüp- henin mevcudiyetidir. Şüphe ve te- reddüt baki kaldıkça, fertler ve te- şebbüsler, yani hareketlere, — yeni hamlelere girişmezler, hattâ mev- cut faaliyetlerini dahi gözden ge- çirerek, bunları rizikoyu davet edecek şekılde ayarlarlar Bugün tereddüt ve şüphe hava- sı piyasada zail olmuş mudur? Fertler ve teşebbüsler umumiyetle kararlarını alacak duruma gelmiş- ler m Hayır İktidarının tereddutlerı ve mutenakız kararla- rı elan devam etmektedir. İktisadi bakımdan hangi yolu takip etmek istiyorlar? Bir İstikamette yürü- meğe başladıktan sonra birden vaz geçmiyeceklerini ve başka istika- mete yönelmiyeceklerini kim temin der? Milli Korunma Kanununun hikâyesi ve tecrübeleri D. P. ikti- darının, maalesef muayyen Ve be- lirli bir iktisadi siyasete sahip ol- madığını açıkça göstermektedir. Milif Korunma Kanununun ih- yası 1956 senedi başlarına tesadüf eder. O sırada, bizzat hükümetin takip ettiği enflâsyoncu — politika neticesinde fiyatlarda — şiddetli bir yükseliş hareketi başlamıştı. Fiyat hareketleri efkârıumumiyede fena tesirler uyandırıyordu. Bu ha- reketin sebepleri hakkında efkârı- umumiyeye izahat vermek, — bunun bediyordu. Esasında, fiyat hareket- lerının festim bizzat D. P. iktidarı idi. işte, o sıralarda halkın mem- nuniyetsizliğine yeni hedefler bul- mak maksadiyle, tüccarın sonsuz kazanç hırsı içinde bulunduğundan, bu hudutsuz kazanç hırsının fiyat- larını yükselmesine sebep olduğun- dan bahsetmeğe başlandı. Çare ne idi? Devlet iktisadi ve ticari faa- liyete müdahale edecek, fiyatları bir nizam altında bulunduracak ve böylece fiyat artışlarını durdura- caktı. Başvekil Millif Korunma Ka- nununun lüzumunu bu şekilde izah ediyordu. u hava içinde Meclise kabul ettirilen Milli Korunma Kanunu ta- dilâtının ilk — tatbikatı şu şekilde tecelli etti: mal ve hizmetlerin i- malâtı ve ticareti esnasında, ima- lâtçı ve tüccarın, maliyete nazaran elde edebilecekleri kârlar için âza- mi nisbetler tâyin edilmişti. Hükü- met tarafından konulan şiddetli ce- zalara ve estirilen terör havasına rağmen, bu tertip, fiyat hareket- lerini durdurmaya muvaffak olma- dı. Bilakis, hukumetın enflâsyoncu politikasından hasıl olan fiyat ar- tışını süratlendirmekten başka işe yaramadı. İlk tatbik şekliyle Milli Korun- anın dâvayı halletmedıgını goren ıktıdar 1957 senesinde, daha cezri bır yolu tatbik etmek miş ve mühim — maddelerin -pamuk, yv lar, eytin yagı, et, fasulye- fiyatlarını doğrudan doğruya tes- ve tayın etme — teşebbüsünde bulunm uştu Boylece 1956 dan beri Milli Ko- runma, şeklen mer'i kalmış, hü- kümleri kanun kuvvetini ifade et- miş, fakat kanun fiilen tatbik edil- memiş, şu veya bu şekilde, meselâ yanlış faturalar İbraz — suretiyle mevzuat hükümsüz bırakılmış veya karaborsa vasıtasıyla, doğrudan dogruya kanu hareketlere geniş ölçüde tevessul edilmiştir. ıste Geriye nazar atfedildiği zaman Milltf Korunmanın memlekete ika ettiği maddi ve mânevi zararların hudutsuz — olduğu anlaşılacaktır Mânevi zarar büyüktür, —çün memleketin iş â lemı durmadan ve çok defa istemiyerek, kanunlara aykırı hareket etm k runda bı- rakılmıştır. Büyük haksızlıklar ya- ratılmıştır Bir yandan, Milli Ko- unmayı ihlâl etmiş olan ufak çap- ta tacir veya müstahsiller ağır pa- ra veya hapis cezalarına çarptırı- hrken, kanuna aykırı hareket eden bazı büyük tüccar ve imalâtçı, ce- zadan kurtulmuş ve hattâ — geniş kârlar elde etmege devam etmiştir. Böylece Millif Korunma —cemiyete korkunç haksızlıklar getirmiş, ka- nuna hürmet hissini geniş — ölçüde zedelemiştir. Diğer taraftan, namuslu — olan büyük müstahsil ve tacir kütlesi, hergün kanunun şiddetli hükümle- rinden birine çarpılmak — korkusu yaşamıştır. Bir düşmanlık eseri, bir ihbar adaletin önüne sev- kedilmek için kafi gelirken, ri ve iktisadi faaliyeti huzur içinde yürütmek mümkün müdür? — Pek tabii ki hayır. Bu yüzden pek çok kimse iktisadi faaliyetlerini asga- Osman OKYAR ri seviyede tutmayı tercih etmiş, bu da memleketin iktisadi hayatın- da, buyuk maddı kayıplara sebebi- yet vermış şte, 4 Agustos kararlariyle, hükümet, enflâsyon politikasının nihayet iflâs ettiğini resmen tas- dik etmeğe mecbur olduğu zaman Milli Korunma hükümleri şeklen mer'i, fakat fiilen tesirsiz bulunu- yordu. Devletin, iktisadi — hayatın en Ufak teferruatına müdahalesini icabettiren bu hükümlerin, normal iktisadi hayatla bağdaşamıyacâğı herkesçe biliniyordu. Iktıdar da bu- nu biliyordu heyetlerle rılmasını kabul etmiş — bulunuyor- du. Günlük siyasi hayatımızı, bin- lerce hattâ milyo müteşeb- bis ve ustehlıkı ılgilendiren bu kanun hakkında bir tereddüt ha- vasının devam etmesi her bakım- dan çok mahzurlu idi. Meselenin fazla münakaşaya, ileri geri karar- lara tahammülü yoktu. Kanunun şu kısmı muhafaza edilerek, bu kıs- mından vazgeçmek de imkânsızdı. İktisad? hayat bir bütün teşkil, der. Bir kısmını serbest bırakarak başka bir kısmını dondurmak, man- tıksız okluğu gıbı umulan itimat ve emniyeti geri getirmez. 4 Ağustostan sonra hükümet ne yaptı? Uzun müddet. Milli Ko- runma hükümlerini olduğu gibi bı- raktı / ve kanunun akıbeti hakkında anda bulunmaktan İmti- na etti. Bu hareket tarzı piyasala- ra itimatsızlığı artırdı. Nihayet Eylülde, narha tabi tutulan bazı maddeler serbest bırakıldı. Serbest bırakma kararından sonra, pirinç, ve fasulye fiyatlarında artışlar vu- ku bulunca, hükümet yine tereddü- de düştü ve serbest birakma kara- rından bir hafta sonra, fasulye ve pirinci tekrar narha tabi tuttu. hareket tarzı, hükümetin, muayyen ve belirli bir istikametten mahrum olduğunu bir daha göstermiş olu- yordu. Tal batıyle, ıtimatsızlık ve keşmekeş devam Nihay t, sene baş nda, hükü met, pirinç ve fasulyeyi tekrar ser- best bırakmış ve Milli Korunmayı kaldırmak üzere bir kanun lâyiha- sının hazırlandığını — ilân etmiştir. Halbuki tereddüt ve şüphelerin de- vamına sebebiyet — vermemek için kanun tasarısını hazırlayıp derhal Meclise sevketmek ve müstaceli- yet ile müzakeresini talep etmek her bakımdan doğru olurdu. Filha- kika uzun müddettir kaldırılacağı ilan edilen ve şiddetli cezaları İh- tiva eden bir kanunun mer'iyette kalm hem bu kanunu —tatbik etmekle mükellef olanlar hem ka- nuna tâbi olanlar için zararlı ve tehlikelidir. Tereddüdün devanı et- tiği her gün yeni kayıplara yol a- çacaktır.