Bir D. P. Toplantısında Gazeteciler Eşekarısına Benzetildi (Gazeteler den| MUAMME rahatça yayınlıyablldlgının herkes- çe kabul edildiği günü tenkil ede- cek olan "kendisinin tahliyesi anı- nı beklemek" zarureti de mevcut- tur. İlhami Soysalın lâflarına gelin- ce: Ona. mukabelede bulunmayı şimdilik bir zaman kaybı telâkki etmekteyim. Fakat taammüdünde devam ederse, bu zatla toptan bir hesaplaşma yapmak mecburiyetin- de kalacağım şuphesızdır Kendi düşen ağlamaz Muammer Aksoy Blok apartmanların gerısınde bulu- nan "Vat: Cephes ocağı acıklı ve hep bırlıkte boza ıçılmeye, gidil- di! i gün D. P, nin en üst kade- melerine yukselmış- iki gözde idare- ci, Celâl Yardımcı ve Tevfik İleri Taşıma Su ve Değirmen!.. kadar uzak bir mazi oldu ki o günler, artık lafı açıldığında bir de "ruh" kelimesi eklenerek anıl or, 1946 ruhu deniliyor. Son günlerde pek çok tekrarlanan bir tabir de budur: 1946 ruhu... o ruhu taşıyan ve D. P, saflarında — kalmak için inatçı bir vefa gosteren iyi niyetli ınsanların bir sevgili partilerinin bugünkü üye devşirme gayretlerine, bir o zamanlar taşıdığı sevgi hâlesine bakıp yüreklerinin parçalanmamasına imkân — var — mıdır Nerede bir taş bulurlarsa üstüne çıkan adı sanı duyulmamış adamla- rın etrafına toplanan binlerce, on. binlerce vatandasın bagrım futuş- turan imanın, o hürriyet aşkının o demo, ti terkedıp gıttıgıne ınanıla Bir zamanını adı sanı duyulmamış, Jakat k günün, meşhu, rları sırasına girmiş hatiplerinin etrafındaki tenha, k çok bunları telaşl ndırktadır. Radyolarda ardı arkası kes, ılmeksızın Vatan Cephesine yeni iltihakların okunması, bu telâ- Fakat b muhayyel kalabalıgın da duyulan telâsı madığı anlaşılmaktadır. di Del Teşekkülleri memurları hakkındakı sıyasetle eşgul olm yasag ın - kaldırilmasının icadı, bu zevatın, kendileri yurekten bağlı olmadıklarını bile, bile etraflarına'a gozle görülür bır kalabalığın mevcudiyetine duydukları ıhtıyaçtan doğmuştur. Ya ekmeklerini kaybetmek, ya da D. P. kayıt Jiğini imzalamak şıkkı karşısında kalanların ikinciyi tercih etmeleri ne mâna ifade eder? Bunların seçimlerde reylerini D. P. lehine kul- lanmalarını beklemek doğru mudur? Lütfen söyleyiniz. — Karanlıkta yalnız kalan çocuğun yüksek sesle şarkı söylemesi, korkusunu ne ka- dar azaltırsa, bu teşebbüsler de D. P. ye o kadar fayda getirecektir. D, P. idarecilerinin bu basit hakikati farketmıyeceklerını duşunmek hata olur. Milyonlarca ııye kaydettikten sonra, D. nin rtık se- çimlere lüzum kalmadı"” demes ihtimali ise, saa'ece tebessum uyan- i 'halde D. Si maksadı nedir ? İktisadi Devlet Teşekkülleri memurlarını ocaklarına kaydettikten sonra, onlara "iste artık C. H. P. nin kı AYLAYI tiniz; iktidara gelırlerse size hesap soracaklardır" diye gözdağı ver- meyi ve böylece aradaki suni bağı Kuvvetlendirmeyi mi, dü, dirler? Bu kadar ince hesap sahiplerinin, bu oyunun da bir netice ver- meyeceğini önceden bilmeleri lâzımdır. Yarın iktidara gelecek olan bir C. H. P. nın sanki risk peşınde dıdınenlerle ugraşmaktan başka hiç mi işi olmıyacaktır? Insaf edilsin nin "âdil mahkemelerde 'eri ünde h lar verılecektır Ssözü, rızk için kaydolunanların yureklerınde korku değil, ancak ümit uyan- Maruz kaldıkları muamele, kalmıyacaktır dıracaktır. mukabelesiz diye... . AKİS, 31 OCAK 1959 DOĞRUDUR, BURNUNU BASINBÜYÜTTÜ!. yurdun başka — yerlerindeki parti kongrelerinde konuşuyorlardı. Yar- dımcı Kocaeli Valisi Ekmel Çetinel ile birlikte Kandıra İlçe Köngresin- deydi. Delegeler, hâdiselerin meşhur ettiği Çetinelin Kongrede konuşma- sını istedilerse de Çetinel Vali oldu- ğunu hatırladı ve kürsüye çıkmadı. Söz Celâl Yardımcıya verildi. Lâik Türkiyenin Milli Eğitim Bakanı Al- lahtan, Haktan, Ahıretten bahseden ve bütün bunları D. P. ye mal eden bir konuşma yaptı. Madem ki gaze- telerde artık kulak resmi yapılıyor. alde Türk'yede basın hürriyeti tamdır dedi Dinleyicilere Üniversi- te Muhtariyeti teranesinden bir şev anlamadıklarım tasdik ettirmeyi de unutmadı Kayseri İl Kongresinde, Vali Ah- met Kınıkı da yanında taşıyan Tev- fik Peri. Kandırada konuşan kabıne arkadaşından gerı kalm d zeteci! muharriri" nıd larıyla, herkes gıbı ilâç y okluğun- dan pahalılıktan, hergün — yapılan zamlardan şikâyet eden 290 delege- yi coşturmasını ve anları "kahrol- sun muhalif basm!" dıye bağırtma- sını bildi. Ustad için de olmakta haklıydı. 1946 günlerini bir türlü unutmayan İspatçı Osman Kavuncunun arkadaşlarından hiç bi- ri idare Heyetine seçilememişlerdi. Ben, partime ve programıma bağ- den Osman Kavuncu uzuntu 1çınde Ankaraya donclu ve n gibi üzü- m. yıdakı P milletve- kıllerı ile bırlıkte bir nefıs muhase- besine daldı. Vuslat başka bahara n Kavuncu gibi üzülen D. 0 mılletvekıllerı bu haftanın ba— 11