sin parmağı var." lâfını söylediği am ne sogukkanlılıkla Paşa- dan D oraya sözünü geri aldırmasını ıstemekle iktifa ederek de bunu gös- terdi. Paşa, Doraya sözünü seri aldırt— tı. "Ben öyle söylemek istemedim." dedirt Keskin sirke İ şin daha da enteresan tarafı Par- ti Meclisinde Celal Dora tarafın- dan ortaya atılan "iktidarın türkü- sünü çağırmak" lâkırdısı, Kurultay- da Kasım Gülek tarafından fütur- suzca tekrarlandı. Soğan - ekmek yemenin ve tatlı canını zahmete sok- manın fazıletlerı hakkında konuşan Amerikan nel Sekreter, Ku- rultayda aleyhınde bir hatıbı -Hıf- zı Oğuz Bekata-, kırdığı potları or- taya döken ve Gene Sekreterin sa- dece ayağına kuvvetli olduğunu ya- zan bır mecmuayı -AKİ "Iktıdar organı" olarak ithamdan çekınmedı Dudaklarından tebessümü düşür yen Genel Sekreter, anlaşılan Partı Meclisi tarafından iskatı hakkında karar alınabilmesini bir maglubıyet olarak kabul ediyordu ve bu yüzden sinirleri iyice bozulmuştu. Fak t u- nutulmamalıydı ki keskin sirkenin zararı sadece küpüne . dokunuyordu. Bu hakikati Çarşamba gecesi saat 11'de Alemdar Sinemasını Sosyal Dâ- valar Komisyonu ile Gençlik Komis- yonu raporlarım bir karara bağlı- yamadan terkeden delegeler bittec- rübe anladılar. Ondördüncü Kurultay, çalışmala- rıyla bundan evvelki Kurultaylardan ayrılmış fakat yeni görüşler ile ye- ni fikirler getirmekteki kısırlığı ba— kanından iktidara namzet Ur partı— nin kongresi olma vasfını tam mâ- nasile ispat edememiştir. —Aksine, Kurultay devamınca hararetle yürü— tülen kulis faaliyeti, dikkati asıl ü- zerinde durulması gereken mesele- lerin çok uzaklarına çekerek, Ondör- düncü Kurultaya bazı ümitler bağlı- yanları hayal kırıklığına uğratmış- ır. listeciler u hayal kırıklığı asıl büyük salon- Bdaki müzakereleri takip edenler- den çok. kulıstekı faaliyeti takip e- denler için varit Kulis falıyetı “Parti Meclisi se- çimleri etrafında dönüyordu. Genel Sekreterlik seçimlerinin — neticesin- en pek az kimsenin şüphesi vardı, .Gülek herhalde kazanacaktı. Gerçı Kurultayda hem yakları, hem kafası çalışan bir Genel Sekreterin hasretini — çekenler — ekseriyetteydi. er an bir sürpriz olabilirdi. Nite- kim hayanın hiçte müsait olmadığı 1954 te son dakikada adaylığını ko- yan Ferit Melen, 290 a karşı .169 rey almıştı. Yani 61 oyda degışıklık vukubulsa Genel Sekreter değişmiş olacaktı. Ama AKİS'in baskıya gir- diği Perşembe sabahına kadar, Gü lekin soğan - ekmekli yeni polıtıka AKİS, 17 OCA.K 1959 görüşüne ayak uyduramıyanlar, ta- raftarlarını ve sayısı bir hayli ka- labalık müteredditleri, toplıyacak bir isim bulamamışlardı. Bu sebeple ku- lis faaliyeti daha çok Parti Meclisi seçimlerine yönelmişti. Alemdar . Sinemasının, alt ka muşterılerının sigara içmesine tah- sis edilen dar salonda kulisçiler, bil- hassa Çarşamba günü çalışmalarım kesifleştirmişler, ellerindeki çeşit çe- şit listeler — üzerinde oy avcılığına çıkmışlardı. Listelerin biri Güleko- fillerin, öteki antıgülekofillerindi. İ- kisi de ayrı ayrı birer kesin kadro tespit ediyor. Ötekinin aldığı isme ortada, telâkki edilen Fuat Sirmen müstesna— katiyen iltifat etmiyordu. Bilhassa Gülekçiler, bu hususta bir de hususi talimat almışl ardı: zinhar, Turhan Feyzioğlunu, Nüvit Yetkini, Sırrı Atalayı, Ferit Meleni seçtirmiyesiniz!" Karanlıkta göz kırpanlar! eşhur Zaferin mahut baş- , İnönünün Kurulta- lerinden bahsetmesını ve Rus yanın bu yar. Amerıkayı geçtiğine işaret etmesını diline dolamış vea hızını alamıyarak Muhalefeti Amerikalılara Jur- nal bile etmiş. İşi ne, varsın jurnal etsin! Hattâ sanki A- merikan Feza Araştırma Ko- misyonunun sözcülüğüne tayin edilmiş gibi, Amerikalı resmi şahsiyetlerin açıklamaktan çe- kinmedikleri bu vakıanın tam zıddını "salâhiyetle" iddia et- sin! Ama lütfen, yaptığı yakı- şıksız imâlardan dolayı herke- sin kendisini ayıplıyacağı ha- buyursun. bilmiyen yoktur ve mahut baş- yazarı tanıyanların sayısı da az deği Gülekçiler. "Genel Sekreter Ka— sım Gülek olacağına göre, onu hat çalışacağı bir ekibe kavuştur— maktan bahşediyorlardı. Listelerine göre, üstadın rahat çalışacağı ekip- te bir kısım Adanalı kafadarlar, kürsüsüne çıktığı hatırlan- milletvekilleri ve Kınkoğlu, ankut, Hazer.Öztrak gibi Güleko- fillıkle şöhret yapmış eski Merkez İdare Kurulu üyeleri yardı. Kâmil Kırıkoğlunun kol başı olduğu bir lis- tede "Allahlık Ulus" Neşrıyat Müdürü İhsan Ada, Emin Halim A gun, Mehmet Zeki Tolunay, Aslan Bora, Remzi Tüzümkan, Mehmet r kafileyi teşkıl ediyorlardı. Eymi Bunların dışında ismini sadece bazı YURTTA OLUP BİTENLER Gülekofillerin bildiği bir takım ze- vat da listede yer almıştı. Antigülekofîl listede ise, C. H. P. nin münevverler hazınesının temsil- cileri sıralanmıştı. Liste, Faik Ah- met Barutçu ile başlıyor, — İsmail Rüştü Aksal, Turhan Feyzioğlu, Fe- rit Melen, Sahir Kurutluoğlu, Bü- lent Ecevit ve bunlar gibi diğerle- riyle devam —ediyordu. Anlaşılan, mucadele çetin olacaktı Gülek C. H. P dikensiz bir gül bahçesi halı— ne çevırmek istemişti. "Diken"ler de hepsi bir safta toplanmış, aralarında gülleri barındırmamak — istiyorlardı. Ellerde dolaşan diğer listeler tasrihe lüzum yok, Gülekofiller tara- fından dagıtılıyordu Bunlar aldatıcı bir mahiyet taşıyor, meselâ bir Ba- rutçu, bir Feyzıoglunun Partı Mec- lisine girmemesini C. P. için ayıp telâkki edenlere hitap edıyordu Bun- lar ıstedıklerı ısımlerı bir listenin başında görünce, listenin son kı- sımlarında yer alanları da aynı yol- a zannedecek, onlara da rey vere- cek, boylece Gulekof'ıllerden Parti Me clısıne gırmesı istenenler muarız- larından da almış olacaklardı Hesap buyı du ve hesa pçılar, bu değ şik lıstelerle muhtelif temayullere göre, adamına göre ayrı ayrı mua- mele tatbik ediyorlardı. — Böylelikle hem muarızlarının reylerini parçalı- yacaklar hem de onlardan kendileri için rey temin edeceklerdi Güçbirliği G üçbirliğinin tatbikatı bakımın- an ise adam kandırma İisteleri hariç, Gülekofil ve antigüleköfiİ lis- teler. bir. noktada ayrılıyorlardı Gulekofıller İnönünün kanlarını toplayıp, benim kadar rey ısterım dediği al- tı eski Hür. en sadece beşını almışlardı. Dışarıda bırakılan -her- halde ilmi kariyerden geldiği ve es- ki partısınde Genel Sekreterlik yap- tığı için olacak- Turan Güneşti. Kurultay, Güçbirliği —mevzuunda hakikaten büyük bir hassasiyet gös- teriyordu. Bu prensibi kuvvetlendi- recek ne kadar karar varsa almış, teşvık etmişti. Kurultayın birinci günü sadece büyük devlet adamları- na has bir ileri görüşle hazırlanmış, r nut uk soylıyen yet Vererek telkin etmiş. bu telkine yürekten iştirak etmişti. Fevzi Lütfü Karaosmanoğlunun Kon- gre İkinci Başkam seçilmesi ve şid- detle alkışlanması, kanlık Diva- nının Güç birliğine katılanlara ter- cisian -söz -vermesi, onlara itina ile ön sıralarda yer ayrılması hep bu dâvaya inanısın tezahürleri.'idi. Esasen Ondördüncü Kurultayın, iktidara namzet bir parti için iftihar vesilesi olabilecek en mühim iki hâ- disesinden biri İnönünün nutku, di- ğeri de Guçbırlıgının teşkilât tara- fından tasvibiydi