K A D Aile Kadın denen muamma adının aile içinde — durum ün ngçtıkçe zor bir hal almaktadır Çalışan kadın ailenin matı mâne- bi esuliyetlerini kocası 1le başına aileyi yürüten kadın erkek- leşmek tehdidi ve töhmeti altında- dır. Bugün erkekler — karılarından, her sahada becerikli olmalarını is- ter, bir takım maddi — mesuliyetler, yukler ve evlenırken onların tahsil durumlarını sıkı sıkı ti gi bir fikir münakaşasına girişme- lerine, herhangi bir konuda — iddia sahıbı olmalarına — katlanamıyorlar. . N birşeye dayanabilir. Her fikri peşi- en kabul eden, her şeye evet diyen kadm şahsiyetsiz ve zayıftır. Koca- sı da, etrafı da, onu kısa zamanda kuçumsıyecektır Erkek hiçbir za- man itirazla karşılaşmadığı için, e- vinde daima kendisini monolog yap- mıya çıkmış bir artist gibi hissede- yavaş yavaş konuşmaktan, fi- kırlerını bıldırmekten Vazgeçecektır Herşeye evet diyen kadın, aşkı da kısa zamanda oldurec ktir. ünkü aşk bir yenmek arzusudur. — Fakat kadını bır defa elde ettikten sonra» eğer artık onda sahip olmadığı hiç bir şey kal madıgını görürse ılgıı çabuk söner. Aşkı tazelemek için gizli ve belirsiz bir mücadelenin de— vam ettirilmesi lâzımdır. Şunu unutmamak gerekir ki, erkek ne ka— Mesut Mesele basittir diyeceksiniz: Şu hal— de erkekler hiçbir konuda fikir hibi olmıyan, hanım hanımcık tatlı kadınlarla evlenir mesut olurlar! Öteki kadınlar da kendı başlarının derdine bakarlar bu kadar basit, hattâ hıç basıt degıl— . Bu yolu deneyen, erkekler yok değildir ama, bunların mesut olduk- larını söylemek mümkün olmamış- tır. "Evet efendim!" rkekler, çok zeki ve herşeyi ken- Edılerınden iyi bilen kadından sı- kılırlar. Onu sevmiş olsalar bile on- dan yavaş yavaş uzaklaşırlar. Fa- kat' herşeye evet diyen kaldın, onla- ı daha da çabuk bıktırır. Çunku ev- lılıkte erkeğin de kadının da en çok aradığı şey, birbirlerine dayanabil- mektir. İnsan ancak kuvvetli olan AKİS, 17 OCAK 1959 bir aile Dikkat, aradan kara kedi geçmesin! dar kuvvetli otursa olsun, daima zor zamanlarında karısına danışmak on- dan fikir almak ihtiyacım — duyar. Herşeye evet diyen kadın, evvelâ bu kapıları kapamıştı Erkek bu tip kadına meselelerını söylemekte fay- da görmez ve kendisini anlıyabıle- cek bir kadının hasretini duymaya başlar. "Hayır" demenin faydaları aman zaman hayır demesini bi- Z len kadın evet dediği zaman er- karısını ikna edebilmek erkeği cid- den mesut eder. Bundan başka e- vinde fikirlerinin munakaşasını ya- pan erkek, çok düşünm fırsatını boylece onları derinleştirebilir. Erkeğin asıl istediği, zeki ve ka- fası işleyen kadındır ama, bu kadı- nın kafasını aynı zam. da saadeti için de 1şletmesını ogrenmesı lâzım- dır. Herhangi bir münakaşada kadı- nın daima kadın kalmaya gayret et- mesi, yumuşak ve tatlı olması ve erkegın fikirlerini dikkatle dinleme- si, neticede kazansa da bunu çok fazla tebaruz ettirmemesi. lazımdır Hele güzel konuşuyorsa daima haklı ldugu fîkrıne kendısı ni asla kaptır- mamalıdır. Erkeğin kadında aradığı şey aptallık değil mütevazi bir ze- kâdır, zaman zaman — gizlenmesini bilen bir zekâ! Sanat Heryerde kadın 959 yılına gırerken bir camide bir 1y0baz ayağa kalkarak "heryerde kadın" diye şikâyet etmiş ve "Çıp- lak geziyor, çıplak adam resmi ya- pıyorlar" diye dert yanmıştı. — Bir başka vaiz de kadının saçlarının ke- silmesinin günah oldugunu kadının çarşaf içinde gezmesi gerektiğini i- leri sürmüştü. Bütün bu sözlerde ve şikâyetlerde bir hakikat payı gör- memek mümkün değildir. Gerçekten yanıbaşında yer alm O kadar ki, kendilerinin kaldıgım yavaş yavaş ortad n si- lindiklerini gören bir yobaz lar, kabılıyetsızler ve kuş beyınlıler kadın böyle cemiyet hayatında ön plana geçmesi karşısında isyan et- meğe, hiç değilse şikâyet — etmeğe başlamışlardır Bunların bu isyanla- e şikâyetlerinin altında, sa- dece ve sade ce ilkel bir kıskançlı— ğın yattığını görmemek için kör at- ak lazımdır. Evet, her geçen yıl bütün dün- yada olduğu gibi Türkiyede- de ka- dını bir adım daha ileri goturmek— te, onu erkeğin yanıbaşında, — ayni sevıyeye geretirmektedir. İşte bunun rneklerinden biri: Yeni — yıla gırerken İstanbul Şehir Galerisinin hemen bütün salonlarını işgal eden eserler, kadın sanatkârlar tarafın- dan hazırlanmıştı. Düşündüren kadın şte bu sergilerden biri Ulker Ö- erdemin sergisidir. Genç sanat- karın tahta heykellerı yanında ba- kır üzerine, emaye ve seramik üze- rine çalışılmış işleri de bu sergide edir. ve Ka teşhır edilmekt "İn deri" — isimli heykelı "Dunyanın insanları" adlı tepsisi seyirciyi ye- rinde mıhlayıp uzun uzun düşündür- mektedir. r Özerdemin heykel sergisi- nin karşısındaki salonda ise herşey iç açıcı ferah parlaktır. — Maviler giyinmiş çok zarif, güzel bir genç kız seyircileri tatl bir — tebessümle, karşılamakta ve desen panolarısın önünde biriken kalabalığı - görünce sevincini saklamamaktadır. Bu genç 23