yıaları dolaşıyordu Vatan — sathını derin bir endişe havası kaplamıştı. Genel Sekreter Kasım Gulekın ard arda yaptığı üç mada "istik- lâl tezinin bazı şartlar altında mü- zakere VZUuU yapılabileceğini" söylemesi endişeleri daha da arttır- mıştı. u mevzuda İnönü ne duşunuyordu Turkıyede dış politi- kadan en iyi anlayan adam, Kıbrıs meselesındekı gelişmeleri nasıl kar- şılıyordu? İnönü, görüşünü gayet kısa iki üç cümle ile açıkladı. Şayialar üze- rinde fikir yürütmeyi caiz bulma- yan Genel Başkan, görüşünü rTres- mi beyanların memlekete bildirdiği son duruma dayandırdı. Buna göre, Kıbrıs için İngilterenin teklif ettiği geçici ortaklık idaresi üzerinde ça- lışılmaktaydı. C. H nihai hal ' çaresi- olarak Taksım tezi uzerınde duruyordu Kıbrıs mevzuunda y;: son muzakereler hakkında daha fazla bilgi sahibi olmadan bir şey söylenemezdi, İnönünün sözlerinin, çok şeyler bildiğini sanan bir mektep çocugu edasıyla şayialar üzerinde fikir yü- rüten ye yeni halcareleri ortaya koyan Kasım Gülekin sözleriyle ta- ban tabana zıt olduğu kimsenin gö- zünden kaçmadı. "Esaslı bir bilgiye sahip olmyarak her şayia — üzerine Vazıyet almaktan sakınırız* "Bu va- kastedildiğini herkes anladı. nö helium gazı kadar hafif Genel Sek— retere aleni bir tekdir er- mişti. 1500'e yakın delegenın çılgın— ca alkışları, tekdir cezasını onların da tasvip ettiğini gösteriyordu. Kritik günler... ıbrıs meselesi bu hafta da hum- 1 bir dıplomatık faalıyete mevzu olmaktadır. Yunan Bü- yükelçisi Pesmazoglu Dışışlerı Ba- kam Fatin Rüştü Zorlunun en cok gördüğü adam halıne gelmiştir. Mü- zakerelerin hangi mevzular etrafın- da döndüğü, bir anlaşma imkânının mevcut olup olmadığı bilinmemekte- dir. Daışişleri Bakanının Bütçe Ko- mısyonunda yaptığı konuşma da me- seleye yeni bir aydınlık getirmedi? Taksim kelimesini telâffuz etmekten dikkatle kaçman Dışişleri Bakanı, Türk Yunan dostlugunun ehem— miyetini belirtmekle yetindi. Zorlu, ükümetinin,Türk . dostluğu uğruna "H ikümet Kıbrısı satıyor" ithamlarıyla! Karşılaşmayı göze aldığını göstermek için, bir Atina gazetesinden parçalar okudu. Bu sözler, Yunanistan' gibi, Türki- yenin de bazı fedakarlıklar yapmak zorunda kalacağı şeklinde tefsir e- dildi. Mamafih İstanbul ve Ankarada Yunan sefırıyle yapılan goıuşmeler— de bir görüş birliğine varmak müm- AKİS ,17 OCAK 1959 kün olmamıştır. Müstakil Kıbrısta bir Türk ve bir Yunan tugayı bulun- durulması ve Ada Türklerine, Tem- silciler Meclisinin ve icra et Türkiyenin yaptığı tekliflerin Yunanistan tara- fından kabul edilmediği söylenmek- anlaşma pılan henüz değildir.. Bu ajan son- larına doğru, Türk ve Yunan Dı- şişleri Bakanları Pariste karşı kar- şıya gelecekler ve ihtilâf mevzuları- nı ortadan kaldırmaya çalışacaklar- Halen bilinen tek şey bir anlaş- maya varılırsa bunun Taksim olma- yacağıdır Zabıta Dr. Namık Gedik Mesul arıyor Sebep ne, mesul kim? urbanlarının sayısının 50 ye yak— laşması,” Sirkecideki' korkunç filâki, Istanbulun 'başına — gelen en rkunç facia haline getirirken, bu başında zihinler hâlâ vaplandırılamayan suallerle doludur Facianın Neyyir handaki Kumla Madencilik Limited Şirketinde, ruh- satsız olarak temin edilen 4500 lira değerindeki 80 . 90 kilo -gazetelerin yazdığı gibi 250 - 300 degıl— dına— mitin infilâki yüzünden na geldiği anlaşılmıştır. Dinamitın kas ten, hattâ fıtıllenerek infilâk ettiril- iği muhakkaktır. Bunu kendi zavi- yesınden ilk ffcrft etlen "adam Hâdi- senin cereyan ettiği. 250 metrekare- lik adamn sahibi Halil Lütfi Dördün- >-ı. YURTTA, OLUP BİTENLER cü olmuştur. Dördüncü, üzüntü ve tazıyetterını bildirmek için Vilâyet- ten kendisini bulduran Başbakana, bir sabotaj karşısında bulunduğunu ifade etmiştir. Hakikaten Tan mat- baası, Aaşağı yukarı 30 gün önce de bır yangın tehlikesi savuşturmuş- tur. Halil Lütfi gibi, uyanık D. P. liler 4e muhayyilelerinin elverdiği nisbette infilâk sebeplerini” keşfet- mekte gecikmediler! tnfilâk sahası nın içinde bulunan Viyâna otelinin sahibinin koyu bir H.P. li olma- sı uyanık P. lilerin bu olay üze- rine ko koca bir bina inşa etmele- rine kâfi geldi! Efendim maksat bir anarşi havası yaratmaktı. Kimbilir hangi niyetle Viyana oteline patla- yıcı maddeler depo edilmişti! Ama; . lilerin muhayyilelerinde şişir- dıklerı bu balon, infilâkin — Neyyir ında -Viyana Otelinde değil.- vu» ku buldugunun anlaşılmasıyla sönü- verdi. Neticede, karaborsası resmi fiyatından ucuz yegâne madde olan dinamitin nasıl -infilâk ettiği" mese- lesi muallâkta kaldı. Bu nokta he- nüz aydınlatılmamıştır İstanbul po- lisi ve adliyesi meselede bir kadın parmağı keşfetmiştir. Şimdi Kumla Madencilik — şirketi sahiplerinden Mustafa Atik ıle kâtibesi ve metre- si eriha alın — münasebetlerini aydınlatmaya- çalışılmaktadır. İhtimal ki bu yaşlı adam ile genç kız, facianın-esrar ve mesulıyetının mesulıyetler kalmaktadır. Memleket- te halen yururlukte olan bir İller Barut ve patlayıcı sılah Ve teferruatı ve av rakabesine maddelerle malzemesinin ait nizamname mevcu tt n yıl evvel, 34 kı'şinin hayatına mâl olan. Sütlücedeki Nuri Paşa fab- rikası infilâk ettiği zaman bu ka- nun ve- nizamnameler hatırlanmış ve o zamanın İstanbul Vilâyeti ve Belediyesi — tebliğler — yayınlâyarak harekete geçmişti. Ama zamanla tedbırler ve kontroller gevşemiş, İs- anbulun en fazla meskün bölgeleri, laboratuarlarla, patlayıcı ve iştial edici maddeler' ile dolmuştur. Yuka- rıda zikri geçen kanun ve nizamna- patlayıcı tehliken — maddelerin Vilâyetçe hiç vakit zararsız bölgelere naklini anbul ilinin emniyetten — yetişm başlarının böylrr bır faalıyette bu lunduklarına dair hiç bir ize rast- lamak imkânsızdır. Halbuki — insaf ntı ve Gösteri Yürü- u ve benzerlerinin tat- bikiyle cok meşgul İçişleri Bakanı amı edikin emrindeki idarecile- ri bu işlere fazla zaman ayıramıyor diye ayıplam mâni k Ama yi e de dıger acı bir olayın mesullerinin İçişleri Bakanını küftY mesullerinin ortaya çıkarılması için elinden gelenı esirgemeyeceği ümit edilmektedir. 13