17 Ocak 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 8

17 Ocak 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Tüzük tâdilini hazırlayan Parti Meclisi Komisyonu Ehveni, linmezdi ama, partisini canından çok seven üstad herhalde böyle bir işe rahat rahat teşebbüs edebilirdi. Genel Sekreter, bu isleri kimse- nin bilmediği, bilemediği, bilmek is- temediği kadar biliyordu. Nitekim bu defa da, yeşil çuhalı masanın etrafındaki onbirlerin dâ- valarını dürüstçe izaha, çalıştıkları şırada, Kurultayın çoktan teşekkül etmiş kulislerinde, ne demokrasinin, ne de demokrasi ahlâkının icabı o- lan bu faaliyet, bermutat yurutulup gidiyordu. Mese arti Meclisi üye- leri, bir müddet sonra öğle tatiline çıktıkları zaman, uçakla gelmiş İs- tanbul gazetelerinde şu çeşit başlık- lar göreceklerdi: "Gülekin ayağını kaydırmak için C. H.P.de faaliyet arttı -Sırf bu iş için tüzükte yapı- lan bir tâdil teklifi Kurultaya ge- tiriliyor." Genel Sekreter seçiminin Meclisinde yapılmasını iste- : P. lilerin mücadelesini bir kıskançlık gayreti şeklinde takdim etmek demekti. Haberlerin metnınde ıse başlıkları teyıd eden şöyle ller vardı: "Tüzükte yapılması is- tenilen bu degışıklık, doğrudan doğ.- ruya Kasım Gülekin ayağını Genel Sekreterlikten kaydırmak için düşü- nülmektediır. Zıra teşkılat tarafın- Meclis B Parti Grub nda ay ta- rafından kabul edildiği takdirde ye- ni kurulacak Parti Meclisinin Ka- sım Güleki Genel Sekreterliğe seç- miyeceğine muhakkak nazarıyla ba- kılabilir." Ama İstanbul — gazetelerine, bir gün önce, kimler tarafından uçurul- duğu gazetecılerce malüm bu haber- ler-haberi Mehmet Hazer vermiş- ti- Kurultay kulislerinde bir de tef- sire tabı tutularak şu şekilde bir te- sanenin ortalıkta dolaşmasını sağ- 8 şerre tercih edenler "Canım, bu kadar memle- parti meselesi varken, hepsini bir yana . bırakıp, Kasım Beyle uğraşmak ayıp — değil mi? Bunlar şu kıskançlıktan hâlâ kur- lamıştı: ket meselesi, tulamıyacaklar mı? Meclis Grubu- nu, Parti Mechsını günlerce işgal ediyorlar. Ne içi ım leki kabele edecek dagarcıktan mahrum olanların tıpkı P. idarecileri gibi "Onların maksatları iktidara — gel- mek" seklinde lâflar — çıkartmaları kimseyi şaşırmadı. Menderesin parmağı ülekofiller daha da ileri — gidip, "Bunlar iktidarın adamıdır. Gü- lekin gıtmesı Menderesin isine gelır Bu neticeyi temine — uğraşıyorlar." seklinde lâfları da kulaktan kulağa yayıyorlardı. unun pekâlâ .hem de daha mantıki olarak- aksi de ileri sürü- lebilirdi. Gülekin Genel Sekreterli- gını garanti altına almak isteyenler için denilebilirdi ki: "Bunlar iktida- rın adamlarıdır. Gülekin — kalması Menderesin işine gelir. P. idare- cılerı onun kazanması ıçın dua edi- e karsı tarafın bu tip bir propagandası vardı..Ne de karşı ta- rafta bu tip bir propagandayı gaye- ye varmak için vasıta edinecek a- dam. Üstelik Gülekofiller, antigüle- kofillerin mücadelesinde Menderesın parmağı olduğuna dair bir de kari- -e yaratmışlardı. Bu, birtedaiye, kar- şı tarafın ileri karakolunu teşkıl eden adamın hususi ,hayatındakj bir dost- luğa -Ferit Melen ile Nihat Erim arasındaki dostluğa, dayanıyorlardı. İşin garibi, Gülekofillerin elinde bir kulis malzemesi olarak kullanı- lan "Bu Menderesin oyunudur" lâ- kırdısı, tezlerini bir prensip mese- lesi halinde savunmaya çalışan On- birlerin yüzüne karşı Parti Meclisin- de d ortaya atıldı Azılı bir Güle- kofil, Celâl Dora, aklından geçeni, hıç çekinmeden, prensiplere dayanan z. müdafaasına cevâp olsun diye soyled Hâdise Parti Meclisinin Cumar- meşkur toplantısında öğle vakti, cereyan etti. Gene reterin Kurultay' tarafından — seçil- mesi tezini müdafaa için "Kurulta- ya verdiğimiz bir hakkı geri alırsak, delegeler bize çok kızarlar." diyen Gülekten sonra söz alan Celâl Do- ra, uUzun uzadıya parti tesanüdün- den bu gibi teşebbuslerın tesanüdü bozacagından bahse ve — birden: "Ben bu oyunda Menderesın parma- ğı olduguna inanıyorum" dedi Ortalık bir anda karıştı. Vuruluyor "O söz","Sözü- nü geri al" diye bagırılıyordu Ku- lislerde söylendiğini , işittikleri, bu çok şarklı iddianın simdi de, resmi bir toplantıda, ortaya atılması,. cüretin bu dereceye erişmesi, Onbirlerden çoğunun asabını altüst etti. Masaya arkadaşları kadar sinirli değildi.. Müdahelesini sükünetle yaptı, Pa an sözünü geri aldırılmasını istedi. Ağırbaşlılık, — olgunluk ve ci yet, zaten Melenin tabiatı idi. Bu esmer, kavruk yüzlü, dik — bakışta, dik yuruyuşlu boyu bir seksene ya- kın adam, çok küçük yaşında aıle reisi olmanın olgunluğunu, ağırlığı- nı taşıyordu, ömrünü bir Şark Vi- lâyeti Malıyesının -Van Malmüdür- lüğünün. tahta masalarında geçir- miş olan babası, o daha çok küçük- ken, -ortaokul talebesi iken- ölmüş- tü. Aılenın en büyük oğlu Ferit, iki kardeşine ve Uzun Hasanın oglu Ugurlu Mehmetin soyundan .gelen annesine akmak — mecburiyetiyle karşı karşıya kalmıştı. Vanın Rus- lar tarafından işgali üzerine göç et- mek zorunda kaldıkları küçük Ana- * dolu kazalarında, daha sonra tekrar Vanda, devlet hesabına okuduğu Er- zurum ve Bursa Liselerinde hep bu mesuliyeti sırtında taşımıştı. Genç Ferit -Bursa Lısesındekı lakabıyla Kara Ferit- daha sonra devam etti- ği — Mülkiyede, kaymakamlıgında Maliye Mufettışlıgınde Umum Mü- dürlükte, siyasette, hayatının o dev- resinden kalan ciddi ve olgun tar- zını muhafaza etti Evinde de öyle idi. Lüzumu olmayan, yerde konuş- maz, laubalılıkten hoşla az, Hu- kuk Fakültesinde — okuyan kızı ile . kolejdeki oğluna da, evine gelen mi - -safirine de, tanıdığına da, tanımadı- ğına da. hep o ciddi hali içinde mu- âmele ederdi. Hattâ kendisine *Am- ma'da gururlu adam" dedirtmek pa- hasına Aslında Ferit Melen gurur- Ciddi ve disiplinlidir. münakaşalarda da, asap bozucu hâdiseler olduğu zaman da aynı ciddiyet ve sogukkanlılıgı muhafaza etmesi, yapacağını sinir- lenmeden yapmasıdır. Parti Mecli- sinde Celâl Dora, herkesi çileden çı- karan o lafı "Bu oyunda Mendere- AKİS, 17 OCAK 1959

Bu sayıdan diğer sayfalar: