Hafıza-ı beşer nisyan ile malul değildir A nkara Hilton sakinlerinin son zamanlarda dillerinden — düşür- medikleri bir şiir var Bunu bir yıl- hk mahkümiyetini Kemaliye ceza- evinde çeken bir başka basın men- subu -onaltı aylık bir mahkümiyet cezası da Temyizde sıra beklemek- tedir- Yusuf Ziya Ademhan yazmış ve bir mektupla Ankaradaki mes- lektaşlarına çam sakızı çoban ar- mağanı kabilinden yılbaşı hediyesi olarak göndermiştir. Öteden beri halk şairleri tarzında manzumeler kaleme almakta mahir olan Yusuf Zı Ademhanın bu yılbaşı he! dıye— Ankarad ki Hilton sakınlerı i- O kadar ki, yılın ilk uı'unu "hapıshanecılık" en "tah— liyecilik" e yukselen Ulus Yazı İş- leri Müdürlerinden Nihat Subaşı bu şiirin bir kopyasını cebinde ta- şımakta, cezaevi hatıralarını anla- tirken sık sık çıkarıp okumakta- dır. Nihat Subaşının tahliyesinden koğuşunda halen —bu h kişi olduğuna göre geride kalan bir kişilik yere kimin geleceği merak edilmektedir. apıshanede sabahları erken kalkılmaktadır. Gazeteciler için sabahları aranan ilk şey pek tabii ki -hürriyetlerinden sonra- gazete- lerdir. Ama gazeteler Hiltona pek erken saatlerde gelmemektedir. Sa bahları Ankara — gazetelerinin te- Fatin Fuat Tözer AKİS , 17 OCAK 1959 Y. Z. Ademhan Yılbaşı Hediyesi Söz: Yusuf Ziya Ademhan Ses: Şinasi Nahit Berker Gazeteciler koro halinde oku- yacaklardır. Aldı Metin Toker: Allah verdi bir çocuk Sevemedim birazcık Her çocukta Hiltona Çıkar bana yolculuk Aldı Nihat Subaşı: Olsaydım tek başıma Bakmazdım hıç yaşıma Şinasi Nahit Bu çorabı başıma Aldı Şinasi Nahit Berker: Kara demem ben aka Bir daha basmam faka Hapse alıştım ama Dayanamam konyaka Aldı Ülkü Arman: Kimler yok bu kervanda Benim yarim Divanda Aldı Fatih Fuat Tözer: Zaferimin şen sesi Ya hapishane nesi? Aldı Yusuf Ziya Ademhan: Hürriyet çok efsunkâr Bana etmez bir şey kâr u yıl da kaldık bekâr tebbuu bittikten sonra sıra İstan- oş durmamakta- ırlar. M. Bulvarı diye adlandırılan bir koridorda voleybol ve futbol oy- namakta, gene de vakit artarsa satranç turnuvaları yapmaktadırlar İçerdekilerin belli başlı meşgalele- rinden biri de kitap okumaktır. Me- selâ Metin Toker, "Dışardayken bir türlü vakit bulup da okuyamadığım pek çok kitabı burada okudum" de- mektedir. Fatin Fuat satrancı dört başı mamur bir şekilde öğrenmekle meşguldür. —Ülkü bol bol mektup yazmaktadır. Basın mensubu ha- plshaneciler içinde en kıdemlisi olan Şinasi Nahit ise, koğuşun kah- kaha bombasıdır. Hemen her an r bir esprisi olan ve her an bir yenısını bulan Şinasi, satranç us- talığının da verdiği bir gurur için- de oradan oraya dolaşıp durmak- tadır. Basın mensubu Hilton sakinleri öğle ve akşam yemeklerini — dört kişilik bir masada hep beraber ye- mektedirler. Yemek saatlerinde her- kes evinden gönderilmiş olan ye- mekleri ortaya koymakta ve yemek bır arada neşe içinde yenmektedır suplarını sofrasının ku- rulup kald ılm gazetecileri pek seven her an tesellı- ye çalışan bır dığer mahkum yar diım etmektedi Hilton sakinlerinin asıl büyük şİ- kâyetleri akşam — saatlerindendir. Daha doğrusu yatağa — girildikten sonra geçen saatler. Zira hemen herkesin tek baş na kaldığı bu sa- atler bir türlü bitin tükenmek bil- memekte, sabah olmamaktadır. Ülkü Arman 23