17 Ağustos 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

17 Ağustos 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

zuru mutad” zevattan Fatin Rüştü Zorlu ve Emin Kalafat bulunduğu halde gelmişti. Sabehleyin Başbakan- lıkta kabineyi toplamış ve “mutad iş- leri" görüşmüştü İki yo Muhalefetin işbirliği yapmasının *“4 iktidar değişmesi demek olaca- ğını İktidar kampında pek çok kimse mükemmelen biliyordu. Bizzat Adnan Menderes, hem de D. nin kuvvetli sanıldığı yerlere gıtmeyl tercih ettiği halde gittikçe daha az insanla kar- şılaşıyor ve bu Anadolu —Ajansının bültenlerinde dahi hissediliyordu. A- janq İktidar ileri gelenlerini Erzu- mda 100 bin kişiye karşılatmıştı. Karşılayıcılar Zonguldak'ta 50 bine inmişti. Kastamonuda ise ancak 10 binlerce insandan bahsetmeye Ajans cüret edebilmişti. Bu Trakkamların mânası açıktı. Demokrat milletve killeri tema& ettikleri Seçmenlerin- den sadece şikâyet dinliyorlardı. Ya- lovalı seçmenler Dr. Sarollu İstan- bul milletvekillerini “Hoş — geldiniz, seçimlerden — seçimlere teşrif eden milletvekillerimiz" diye — karşılamış- lardı. O kadar ki bütün Demokrat milletvekilleri nereye gitseler karşı- larına muhaliflerin çıktığı zehabına kapılıyorlardı. İşbirliği nasıl önlenecekti? Bir kı- sım Demokratlar “kanun yaparız, ön- lenir” diyorlardı. Bunun hiç bir şeyi önlemeyeceği, milleti sadece kamçıla- yacağı düşünülmüyordu. Halbuki İş- birliğini önlemek mümkündü. D.P. se- çim emniyetini zedeleyen seçim ka- nununu ve ona benzeyen antidemok- YURTTA OLUP BİTENLER ratik kanunları bir anda kaldırsa, Muhalefete hodri meydan dese D P. ğer bugün millet İşbirliğini hararetle destekhyorsa bu, eşit şartlar altında elesinin imkânsızlığını ıakdir ettig'l içindi. Oyun eşit şartlar altında oynanacak olduktan — sonra koalisyon bir aciz ifadesinden başka mana taşıyabilir miydi? Ama o yola gidebilmek için ileriyi görebilmek ve sağlam sinirlere sahip olmak gereki- yordu. Her halde İktıdarın tutumu önü- müzdeki haftanın son yapılacak olan İstanbul İl ko ngreslnde aydın- lanacaktı. VAR MIDIR, lete münhasır olan müşterek Paza- rın genişletilmesine bunun bütün ü- ye devtetlere teşmil edilmesine ça- lışılmaktadır. “Avrupa Serbest Mü- badele Mıntıkası” nda he mnllar ve kizmetler hudut ta bestçe yer degıştlrehılemklerdır Ziral ürünler için daha şimdiden e- tüdler başlamıştır. Atom birliğinin de — genişletilmesine, — tskandinav memleketlerini de içine almasını te- mine güayret edilmektedir. Avrupanın tki blok arasında ye- rini alabilmesi. dış pazarlarda yarı- a İ g a 2 5 x e z - B zi 2 x ; ? u göz önünde tu- tularak yeni bir — teşkilât. Avrupa Prodüktivite Ajansı kurulmuştur saca AKP olarak anılan bu. ajans OECE içinde ve onunla koordinam- yon halinde çalışmaktadır. AKP A v- rupada istihsal problemilerini en kısa ve en cabuk yoldan hal çareleri a- vaktin az, İstihsal yarış- mesafenin çok olduğunu düşitnerek hummalı bir faaliyet sarfetmektedir. Ayrupa istihsal mo- törünün beyni şimdi AEP dir. z gelişmiş memleketlere geniş hir h—knik yardım programı hazırla- 4 P. Sardenyada — Yunanis- laudn ve Türkiyede “pilot-hölge”- prodüktivi- te imkanlarını denemektedir. RBu yardıma AEP'nin diğer üyeleri de maddeten iştirak etmektedirler ki büt üyelerin höylece grup haltn- ortağa vardıma katılmaları bey nplmll—l teşkll&tbr- da ilk defa vuku bulmaktadır. Av- rupa Konseyvi İse şpnl muşahhas teklifterle Eylül döıwmlnl açacak- tır. Bütün bunlar Avrupa Birliği ve dayanışmasının ne kadar ilerlediği- n! göstermektedir. * Fpütün bu faatlyetin içinde bizini ye P zimiz nedir? Rolürmüz ne olmus- YOK MUDUR?.. tur? Plânlarımız, tasarılarımız han- gileridir? İtiraf etmelidir ki Avru- pa teşkilâtları içinde belki de en kö- tü partöner Türkiyedir. Bilhassa ik- tisadi hayatımızın çok Zzigzaklı bir yol takip etmesi. hareket tarzımı- zı mantıkt bir. sisteme hağlama- devlet işle- rinde Hkrl hlr gayret göntermekten kaçınmam İZiİ teşkllâtlur lclnda bir “ngıırnn" ha- İlne sokmuştu Belirli blr plân ve düzen içinde deği! de geçici şahısların elinde mil- letçe bir kutuptan diğerine kaygı- sızca atlayışımız. hatta hu düzenin fonksiyonu mevzuunda dahi bir an- laşma zemini bulamayışımız mübtte- fiklerimizde haklı şiipheler uyan- dırmıştır. 1953 ten - sonra diş ti- caretimizin EPU dışına. Demir Per- de memleketlerine kayınası — bizi pek de istenilmeyen semholik bir or- k durumuna götürmüştür. OFCE kurulduğundan ri dokuz. senedir Pariste — bulunan dolegamnn ülye- lerimiz bu — (stiskalij e hisket- mektedirler. Üstelik meınleketlmımo birçok hürriyetin — kısılması, hasına geni vurulmaya kalkışılması Avrupa Konseyinde itibarımızı çok düşür- müştür. İşçi — taleplerinin de zorlu bir şekilde susturulma — teşehhitisü m mânasıyla herşeye “tüy dik- miştir”. Bunun akisleri ne AEP'de e OFCE'de hiç iyi olmamıştır. Hükümet dalma tek taraflı an- lasmalara, dış wardımlara hilha.ına merikanın kredile gÜvenmis- tir. Ancak bir şev unutulmuştur Biz bu teşkilâtlarda samimi bir gayret göstermedikçe, Batı anju- m nda çalışmadıkça, “bedavacı uu—" de; hakiki bir partöner gibi hnıeket etmedikçe Amerikanın kre- dilerine de güvenmek hayaldir. Ni- tekim hayal olmuştur. Çtinkü bun- lardan “bonservis” almadıkvta. Ame- - Aydemir BALKAN rikanın datma elini uzatacağını san- güçtür... u'uııa Birliği kurulmaktadır. Bir ummalı gayret Batının her kö- wılnde Iııısedılmektedlr. Ancak Türkiyenin yeri nerededir ? Bizim 1- se tembellere mahsus ikinci bir fa- raziyemiz daha vardır: İze yardım etmeğe, elini uratma- ğa mechurdur. Sovyetlerle Ameri- ka arasındaki gerginliğe güvenerek milletin yücea menfaatlarını bu ger- ginliğin devamına Hstinat ettirmek, itiraf etmelidir ki, ciddi bir devlet l 2 üıı-rlndıı anl abilme- leri ıh(lııml harlrl değlldlr (ıııyrl ta- bili bir durum ola harp” üzerine devlet lkilnat polmkaııı in- şa etmenin sülrprizleri vardın, Tür- kiyeyt bir gün tamamen teerit edil- miş vaziyette görmek istemiyaoraak. Avrupa mllletleri camlasında yeri- mizi ciddi olarak almalı, hu vyeri hak etmek için de çok çalışmalıyız. Tekrar edelim; bu ne D.P neyimizde Arap memleketleri ııvın- mışlar. manen ve maddeten eihaz- Janmaya baslamışlardır. Kuzeyde Sovyetlerin imnaratorluğu ise hızlı bir gelişme içindedir. Doğuda Aaya memleketleri de süratle sanayiles- milletçe hayatiyet şösterzebilmek ar- tık Atlantik ötesinden dolar dilen- mekle olamaz. Türkiye Atatürkten beri vüzünü Batıya, Avrupaya dönmüştür. Bu lafta, yaldızda kalmamalıdır. Büu çok gayret, çok alınteri iİstemekte- dir. Ancak evvelâ kendimizi; bir $e- ye. düşünmeğe &lıştırmamız lâzım- dır. z “AKİS,17 AĞUSTOS 1957

Bu sayıdan diğer sayfalar: