YURTTA OLUP BİTENLER man Bey? Polis romanı okuyorsu gılıbı Bir türlü başın kitaptan kalk— mıyor Bölükbaşı aslında son derece ha- reketli bir insandı. Âdeta durduğu yerde duramazdı. Ama hapishaneye girdiğinden beri Üstüne bir ağırlık, «bir durgunluk gelmişti. Artık eskisi kndar hareketlı cevval görünmüyor- du. hepsini oku- mıvlı geçirlyordu Türkivede çıkan hemen bütün gazeteleri günü gününe takip ediyor. son satırına kadar oku- VA da karısından yahut avukatlarından bir kitap ge- tirmelerini istediği oluyordu. İşte “Sokrat'ın Müdafaası” da bunlardan birtydi. Bölükbaşı o akşam geç va- kit kitabı bitirdiğinde okumaktan gözleri iyiden iyiye yorulmuştu. Ca- nı yemek yemek bile istemiyordu. Er- GÜ beri belki i defa, de- liksiz bir uyku uyudu, Kitap Bölük- başının sinirleri üze jon rece uğruna yıl önce de ölse demek ki fikirleri ya- şıyordu. Üstelik yaşayan bu fikirler tarih önünde sahibini değil, kendisi- ni ölüme mahküm edenleri suçlandı- rıyordu... Bölükbaşı ertesi sabah uyandığın- da Üzerinde bir kırıklık hissetti. Hiıl- üÜstündeki ağırlık ve kırıklığı koğuşun ağır havasına ve sıcaklârına verdi. Ancak öğleye doğru farkına vardı ki bağırsakların- daki ağrı gittikçe şiddetini arttırmak- başıyı muayene e- den doktor etraflı bir sonra teşhisini koymuştu: şında “kolit” vardı. Bölükba- Mide bozukluğu, Iştahsızlık, halsizlik ve ishal bundan mültevellitti. Derhal gereken üd tiğına artık daha çok dlkkat ediyor- Evvelki hafta Çarşamba başlayan bu hastalık Bölükhaşıvı 38 derece ateşle yatağına bağladı. An- cak hafta içinde sülfamitlerle yiıpı— lan tedavi tesirini kısa zamanda göÖ! tererek ateşi düşürdü ve BblUkbaşı biraz rahat nefes alabildi Bölükbaşı bir taraftan haqtalığıy- la uğraşırken, bir yandan da p ler arası işbirliği mevzuunda cere- * Siyasi bir partinin olmasına rağınen parti idare heye- tinden olan arkadaşları ile hemen he- men hiç temas edemiyordu. i- heyetindeki nrkadaşlarmdan n rüşme im ptiler, Diğerleri hapishane ldaresının aldığı bir ka- rara göre normal ziyaret günleri ol- ması gereken Çarşamba ve ar günleri bile Bölükbaşı ile konuşamı- yorlardı. Ancak geçen haftanın 80 günü ziyaret saatinde Fuat Arna ile Ahmet Bilgin kapıda saatlerce 2 alınmışlar, merdivenlerden çıkmışlar, kapılardan geçmişler ve nihayet kar- şılıklı ufacık iki hücreıle o da ara!a- rında iki kat cam tel fes arkasından beş dak ıkacık zorüşebil- lerdi. Mevzu şüphesiz işbirliği idi ve Boli kbaşı arkadaşlarına Heyheli- ada görüşmelen için iyi talih diliyor- du. Mediha Bölükbaşı ve çocukları ziyaret saatını bekliyorlar Bu, eziyetlerin küçüğü... DEMOKRASİ llletlerin hayatında, zamar 7a- bazı dâvaların, sosyal ilgi- nin nılhrakını teşkil ettiğine şahit olmaktayız. “Muhalif partiler ara- işbirliği” b kse YVAaz. da he Üy üü yeri İŞRAİ et- mektedir. V[r—ı—lenııı hııılıılıık haya- tımız bakımından arzettiği önemin mahiyeti göz önünde bulundurulur- sa, bır alâkayı normal sayınak gere- kir. Biz şahsen asla şiiphe etınh'n— ruz ki. üç varti arasınd başlamış olan müzakerelerin mı'ıın veya milsbet bir sonuca — va memleketin siyasi kuderlnhı ıııun('a karanlık lantı. hürriyetini”, ti ve üniversite muhtariyetini” uek uğır bir surette zedeleyen, memüu- run tarafsızlığı ve vatandaşın eşit muamele görme hakkını bertaraf e- den bir partinin hıı sistemli siyaal ejim malmnlayacağını etmek için, kâhln yoktur. inde nlıuağa lüzüum Demokrasi en doğrt ve. hayırlı olduğu kadar, muhafazası en zor vazifeler hürriyet nizamı icin ciddi tehltke- ler hollrlnm. medeni ces göste- k “Art u—r"' dvm mec- kdiktir; yoksa demokrasinin anladı- ; ğı manada bir parti değildir.Bugün, . y . ... AKİS, 17 AĞUSTOS 1957 ; ,