Şanslı adem ki dünyaya gelmek barzı tesadüflere bağlıdır. demek ki “yaşamak”, bu güzel şey bir şans işidir. Dünyaya geldikten — sonra, hinbir tehlikeye karşı koyarak “ya- şıyabilmek” de gene şansa bağlıdır. Hele “insan gibi yaşamak” bunun için lâzımı olan hasletlere sahip ol- mak ve hu hasletleri kıymetlendi- recek bir cemiyette bulunmak mu- hakkak ki, şansların en büyüğüdür. Ama hunların ötesinde, — haşım gelen herşeyi, muvaffakiyeti veya muvaffakiyetsizliği. şansa — kadere ve kısmerte bağlıyan bir b derler, Zaten halk aramında dolaşan bir rivayete göre çirkinlerin talihi güzel olurmu u a€ n böyledir. ııaııı adaletin çirkinlere böyle bir avantaj bahşettiğini dit- şünmek yersizdir. Çirkin denilen in- san, hayat yarışına, mühim bir han- dikap İle katıldığını hisaettiği için- dir. ki, hunu kendi gayreti ve çalış- he hayatta ne ls(ullğinl bllmel ve rf kendisine k içi L mak ister, bunun için de 'parlak bir zihniyete ) ve lere kapılır, bedbahtlığa düşerler ve ” kocaları — taraf eden lıklar. pelkoloji ve bilgi ile devam mayan kadın bu tehlikevyi önlemiş- e Kadın Jale CANDAN izdivaç iater.. Nedan olmasın? Oo- miyette çok muhteı-om dınlar vardır. r cemiyete çolı faydalı da olablllrler Ama rüyada- ki prens. hiçbir zaman gelip kapıyı çalmıyacaktır. Zengin kadının va- zifeleri diğerlerinkinden daha kolı_v değildir. Kültürü, görgüsü, her hada bilgisi olmnlıdır. îıtlsnılır hiçhir zaman ka yapmıyaca- öre, sözde “hchr meziyeti ol- 5a n cük bir vuvadır Bu düşünce ile ev- lenirler de nedense sonradan, ekse- ri hn_nıklerln tesiri altında kalarak parlak izdivaçlara özenir. kaompleka- “gşans” larına küsmekle hallederler. Bazı kadınlar için en mühim şey. indan — sevilmektir. Aşk için yaşıyan bu kadınlar aakın ancak devamlı gayretler, fedakâr- ettirilebileceğini bilmelidirler. Sevil- şan ” ilde haıırlıınmıq. ekmeğini kazan- maya mtıktedir ve çalışmaktan yıl- tesadüflerle karşımıza ç güzel tesadüflerden faydalanmak i- cin de, köttüleri yenmek için de ira- de ve enerji lâzımdır. Erişilmez bir “gşantlı kadın” efsanesini — böüylece yıkarsak “mesut kadın” adedi faz- lalaşacaktır. cuk Üzerindek;i telkin kamııyetl Mo- a banyolarındaki şekilde görülüyordu. kak ki gençliği tehlikelerden knrturncık en miülessir gazinoda Spor. mııhak- maruz olduğu birçok g e şubesivdi. Türk gençliğinin boyu, gün gectikce uzu- yorsa bunda sporun ve bilhassa yüz- menin mühim bir rolü olduğu mu- hakkaktı. Bilhassa sırtüstü yüzme vücudu çok güÜzelleştiriyordu, Meş- hur yüzücü ve sinema yıldızı Esther Williams — hatıralarını anlatırken genç kızığında tombalak, pısırık ve daha ziyade çirkin bir kız olduğunu söylemişti. Ona vilcudunu, güÜzelliği- ni, saadetini kazandıran şey hep de- nizdi. Yavaş yavaş incelmiş, uzamış, güveni art- sporları yıpurak geçiren gençler e- 4 * nerjilerini faydalı bir yere harca- mak. onu kontrol etmek imkânını da kazanıyorlardı. Anneler, yetişmiş ço- cuklarının, bilhassa içkiye ve sigara- alışmamalarından büyük bir memnuniyet duyuyorlardı. Kısacası çok bahsedilen şu “yaramaz gençlik” için, spor her derde deva gibi görü- nü, u. Hava yavaş yavaş kararıyordu. Yuztıcu kızlar teker teker antren- manı bıraktılar, islak mayolarının üz rine — geçirdikleri — eşofmanlarla ahta — iskeleler Üzerinde oşarak, Jlmnastik yaparak ısınmaya çalıştı- lar Hepsinin sudan çıkmış bılıgn henzeyen bir hali va isterseniz Üşümüşlerdi. Bir Amerlkıı- l1 dünya yüzme şampiyonu, Moda- da, 22 derece suda yüzmek istediği zaman bunda muvaffak olamamıış ve yüzen çocuklara hayret etmişti. Ha- kı.kı,t şuydu: Yüzücülerin 24 derece- e yüzmeleri lazımdı. bunun ıı;in de Başak Dölensoy Deniz aşkı “kapalı havuz” şarttı. Bu havuzlar kışın ısıtılmalı ve böylece antren- manlar yaz kış devam — etmeliydi miyle hamlaşıyor ve böylece dünya çapında bir varlık gösteremiyorlardı. Herkesin bir derdi vardı. Yüzücü havuz”" der- istidatlar birer biret yok olup gideceklerdi. Moda Model seçmek umaş almak kolaydır, model seç: mek zordur. Her kadın bunu bllir alınan bir- secerken bazı noktalara dikkat et- mek lâzımdır. Evvelâ — modelin ku- maşa uygun olması şarttır. Büzgüye iyt giden bir kumaş, dar biçime hiç gltmeyebilır bazı kumaş pli tutar, bazısı ttitm n bHir kumaş kolay mmenebilecek bir biçimde se- cilmelidir. İyi dökülen kumaş var- dır. kabarık duran kumaş vardır. Bir modeli gösterecek ve göstermiyecek kumaş vardır. Her kadın tecrübe ile hangi kumaşların hangiı bicimlere gi- İ Fakat model secerken bunu kâfi derecede nazarı Halbuki terzisi ile edip öyle karar kumaşın bir bu yolda istişare vermesi, icap —ederse n güne fazlalaşan yeni kumaşlar için bu Adeta şarttır. Model kumaşa uymalıdır. ve aynı