YURTTA OLUP BİTENLER TARAFTARI PARTİLERİN İŞBİRLİĞİ ZARURİDİR Biyasi hayatımızın içinde bulundu- ğu durum ise, acı olmakla beraber pek berrak bir manzara arzetmek- tedir: Ya D.P. nin iktidarı devam edecek ve böylece demokrasiye ve- da edilecektir; yahut da, antide- mokratik gidişin buziün biricik mit- dafil olan adi. “demokrat” parti, azınlığa düştirülecek ve böylece de- mokrast kurtarılacaktır. Bir mem- lekette siyas! hayat hu safhaya va- rınca, “demokrasi — taraftarı parti- ler”"; hirbirinden ayıran kliçük gö- rüş farkları ve parti mücadeleleri, müşterek tehlike atlatılıncaya kadar sona erer. Demokratik partiler. bit- tün kuvvetlerini, demokrasiyi kur- larma gayesi etrafında seferber et- mecburdurlar. Eğer memleke- tlmlıd.. msbl seçim esası kabul e- dilmiş olsaydı, mesele kendiliğin- den halledilirdi. Ne yazık ki seçim kanunumuzun siatemi, taraftarları milletin sinesinde sadece bir azınlık teşkil eden partinin, —Mecliste ço- gunluk elde etmesine imkân vere- bilmektedir. İşte bu sebeple, demok- raai cephesine verilen reylerin bö- liğnmesine müâni olmak, millt bir borc halini almıştır. Bu kat'i lüzu- rağmen muhalif partilerin an- luamnarak demokrasi için aşikâr bir tehlike haline gelen D.P.nln 5e- çimi kazanına şansını çoğaltmaları, tasavvur olunabilecek siyasi gafle- tin azamisini ve memleket için en acısını teşkii edecektir. Gayveyi bu derece gözden uzak - tutan “demok- râai taraftarı partiler”in millet ve tarih karşısındaki mesulivetleri de, demokrasiye kıyanlarınkinden daha hafif olamar. Karsı karşıva bulunduğumuz tehlikenin azametini idrak ettikle- rt halde, işbirliğini hâlâ — tereddilt- le karşılayan azınlığın görüşit. bil- hassa üç mülahazaya dayanmakta- dır: — Milştereken alınacak karar ların tatbiki hususunda, partilerin Birbirlerine kâfi derecede itimad et- memeleri, Partilerden birinin mahal- t teşkilâtınca şuursuz bir partizan- lik yoluna sapılması halinde, gaye- nin akeameta uğrayacağı endişesiv- le, işbirliğinin müsbet —netice ver- ntesi hususunda ilmitsizliğe düemek, kanaatimizce aşırı bir köttülmserlik- tir. Her üç partinin tit kademele- rinde bulunan tanınmış simaların, derhal ve fasılasız. olarak yapacak- ları yürt gezlleri sayesinde. partile- rin tnokilâhna ve diğer llz!lllore iş birliğinin yapılmaması halindeki teh tikenin büyüklüğü kâfi derecede an- hukıılkculnnn. üzerlerine — düşen Ek&t vazifesini ve manevt me- * Am 17 AĞUSTOS 1957 suliyetlerini idrak ederek, bütün milleti “demokrasi ve hukuk devle- ti” cephesinde toplamak için, parti- siz seçmene birtliğin zaruretini tel- kin etmeleri aayesinde. oyun bozan- ların sayısı, neticeye tesir edemiye- cek bir halde düşürülebilir. — İşbirliğinin, Mmahallt teş- kilâttaki adaylık heveslilerinin mu- kavemetine sebep olacağı ve bu yüz- den bir çok rey kaybedileceği id- diası. Partililerin en ateşli müdafi- leri arasında, mehua olmağa çok büyük önem verenlerin. hatırı ne- yılır bir yer tuttuğunu göz önünde bulundurmamak, realiteleri inkâr etmek olur. Ancak, bu unsurun ro- lüunü de mübalâğa etmenmek keabe- der. Partili vatandaşların ve teşki- İAt başındakilerin çoğunluğunun, “memleketin hayati menfaati” ve- ya “kendisinin mebusluğu”ndan bi- ri tehlikeye düştüğü zaman, mebus- luğu feda edeceğini — farzetmeğe ğını kabul ettiğimiz partilerin dahi, hakiki bir parti sayılmalarına im- kân bırakmıyacak adar prensip- ten uzak, ferdi ve zümrevi menfa- atler peşinde didinen inasanlar toplu- huğu olduğunu iddia etmek gibi bir tezada düşmlüş oluruz. Azınlığı teş- kil eden mlifrid particilerin tutumu ise, vyukarda kaydettiğimirz tedbir sayesinde — düzeltilebilir. Nihayet ZS çoğunluğun elde edilmesi ha- linde. gelen Meclisin Kurucu Meec- lis vazifesini görerek rejim mesele- lerini çözdükten sonra dağılması &- sası Üç parti tarafından taahhüt e- dilir ise. mebusluk — mücadelesinin doğuracağı mahzurlar da hafifletil- miş olur. $ — İşbirliğt halinde Demokrat Partinin kanunt ve m*u zorluk&n aha da arttıracağı ildin: kü şartlar altında muha.lelet pam- Jerinden birinin aeçimi tek başına kazanmayı ülmit etmesi. hayale ka- pılmak olur. Buna mukabi! milletin çoğunluğu tarafından densteklenen hir “demokrasi cephesi”nin kurul- ması, secim mevzuatının değiştiril- mesini mümkün kılabilir. Çünktü, mevcut sşartlar altında aseçimin H iradeyi gereği veçhile tezahtir et- tirebileceğini taaavvura imkân vok- tur. Bu hakikatı Demokrat Parti li- derleri, 1948 - 1950 seneleri arasın- da sayısız defa ifade etmiş bulun- maktadırlar Muhalefetin birleşmesi hatinde, milletin büytik bir çoğun- luğunu tegkll eden mlittehid cephe- ye karşı. P.P. nin, “seçim emniyet. ıım-ı-net ve eşitliğini. mümkün kı- Jan e«ki hilkitlmler”e dönmemekte is- rar etmesi. biraz zor tasavvur olu- nahtlir. Aksi halde, normatl bir se- Muammer AKSOY çimden kaçındığını ve buna müsa- ade etmek istemediğini, açıkça iti- raf etmiş duruma düşecektir. Bu hakikatın millet tarafından şüphe- ve ver kalmıyacak surette öğrenil- mesi ise, dâvanın halli için lützumlu büyük bir merhalenin kat edilmesi demektir. Hela D.P., seçimin milli iradeyt tezahür ettirmesine mâni olacak yeni tedbirler nlmnk yoluna gider- davranışın doğuracağı arzu edilmez gelişmelerden millete ve ta- rihe karşı, sadece o mesul olacaktır. Nihayet muhalefetin, bn günkü ve müstakbel pek kötit aeçim şŞartlarını göz önünde bulundurarak. gerekir- ae seçime girmemek suretiyle, “de- mokrasi yolundan çıkuılırı mesuli- yetleri ile baş başa rakabilmesi” de, ancak işbirliği ınvnlnde ger- nltındu seçim bütün mâftaaını kay- bedince, elde kalan hu biricik mes- ru mücadele vasıtasının tesir dere- cesini, asla küçümsememek gere- * şbirliğinin — fillt ve hukukt zor- lukları. “işbirliği olmalı mı olma- malı ıdır sualini cevaplandır- eseleni yensnine. işbirliği olmndnn mı, yokâa bhirliği sayesinde mi daha kolay alaşılabilir” sualine verilecek cevap- ta saklıdır. Biz işhirliğinin. hedefe ulaşmak için bugün elimizde kal- mış tek care olduğuna kaniyiz. U- laşılacak gayenin önemi. bu husus- ter ki, gavenin hayati önemine kani BUnR Bıı gtin alelâde vatandas. artık Azunca bir tecritbe ile öğrenmistir ki, demokrasi asla bir Tüka değil, tapluluk hayatında refah ve saade- #in birtcik Aanahtarıdiır. Hürriyet. adalet. cqltllk Ve insan haysiyetine ürmetin. gereği gibi sağlanmadı- gı bir toplulukta. iİktisadi hayatın da, sonunda tahammitl edilmez bir gelişme arzedeceğini, aklı selim asxa- bibi vatııudaşııı arîık öğrenmis ol- duğuna inanıy RBir topluluğun kaderini. “thelerlnln. ılyul hayat- taki gelişmelerea karşı göstereceği Hginin ve bu bususta eıılrzeml_veoe- ği cesaret ve fedakârlık derecesinin tâyin edeceği hakikati”ni hâlA öğre- nemediysek. demokrasinin ardın- dan, yaşlı gözlerle şu acı vecizeyi bir kere daha tekrarlamaktan baş- ka yapılacak bir şey kalmamış da- mektir: Her mfmleknt lAyık olduğu rejirie sahiptir!