zamanda model diktiren kadının bi- çımine de uymalıdır. vardır ki yalnız çok icin düğünülmüotür ve öyleleri var- dır ki tombullarda daha hoş ve gös- terişli duracaktır. Meselâ şişman bir kadın zayıf bir kadına gidecek olan biçimi seçerse yalnız çirkinleşmekle kalmıyacaktır, elbisenin biçimi bozu- lacaktır. Kalçalı, geniş omuzlu kadın- Jar için düşünülmiş modeller de zayıf- ların Üstünden dökülecektir. Dikkat edilecek üÜçlüincü nokta terzinin kabili. yetidir. Ufak bir terziye Zzor ve iddialı bir biçim vermek ku ziyan et- mek demektir. Bu ıakdırde şıklığı buluşlar, renkler' büyük mecmualara bakmak, bir ka- dını kolayca demode olmaktan kür- taracaktır. En son modellerde bile insan daima sade, klâsik biçimler bu- labilir. Ancak değışen bir hava var- dır ki, iyi giyinmek isteyen her kn- « bu havayı takıp etmek mecburi yeündedir. Uydurma modellerden se- çilen biçimler. ekseriya uydurma o- lur, çabuk modası geçer. Bunların coğu Üstelik fazla süslü ve teferru- atlıdırlar. Gene dikkat edilecek bir nokta da seçilen modeli olduğu gibi muhafaza etmektir. Bazı kadınlar modelleri istedikleri gibi değiştirir- ler. Halbuki bu ekseriya — biçimleri bozar. İyi modeller uzun bir etüd ne- ticesi meydana geldiğine göre bunla- rın herhangi bir yerine dokundu mu © Modeln hiç bir kıymeti kalmaz. Meselâ çok açık yakalı bir elbisenin yakası biraz kapandı mı, o elbisenin biçimi tamamiyle bozulur, Bazı ka- dınlar beğetidikleri modelleri kesip saklarlar ve ihtiyaç oldukça o biçim- lere gidecek kumaşlar alarak dikiş- Orijinal bir model Ve mankenit... lerini diktirirler. Bu giyimi çok ko:- laylaştıran bir usuldür. Çünkü insan çcoğu zaman sevdiği ve kendisine ya- kıştırdığı modelleri bulamaz. Kısaca- sı model seçmek kolay iş değildir ve bunu bilerek yapanlar hem güzellik, hem de ekonomi kaidelerine hizmet etmiş olurlar. a aa bee ae mER a l Bir defilede model beğenenler Ona yakışır, fakat size?... ABİS,17 AĞUSTOS 1957 eI Çocuk buçluluğu Tehlikeli artışlar LJ_ undan bir ay kadar önce. Frank- “furt cocuk mahkemesinin verdi- &i kararlarla Un salmış hâkimlerin- den biri orman yangını çıkarmakla suçlandırılan bir yara 1 bin ağac dikerek bilyütmek cezasına mahküm etmişti. Kararın ı)kunınaqmd m son- ra kemlisiyle görlşen Alere, hâkim, “Böylece huı â,»oı:ıuk yu nız a- gaç dıkip büyütimenin ne Zzor bir iş olduğunu anlamakln kalınayacak, doğurabileceği kurtulacaktır. zararı Alman çocuklarının nisheten ma- sum suçları karşısında kalan meslek- daşlarına, Amerikan hâkimleri, hic şüphe yok ki., daima büyük bir gıp- ta ile bakmışlardı. Frankfurt mah- kemesinin baktığı ağaç yakma, şe . Haftanın ilk vak'ası New York'un meşhur Central parkında — olmuştu. Hepsi de 20 yaşından külçük bir zor- ba gilruhu, parkın banklarından bı- rinde oturan 16 yaşındaki Edward Sims'in Üzerine saldırarak bir tele- vizyon anteni vasıtasıyla çocukcağı- zın kafasını kırmışlar, iki dişini sök- milşler, bütlin bunlar vetmiyormuş gibi kalbine bir de bıçak sokmuşlar- ne'ı bıçaklamaya kalkışmışlardı. Far- mer yediği bıcak darbelerinin tesiri altında derhal ölmüş. Moshanne ise altı yerinden varalı olduğu halde has- tahaneye kaldırı!mıştı. Mütecavizler- den biri, mahkeme önünde verdiği i- fadede şöyle demişti: “İnsan etine saplanan bir bıcakın çıkardığı sesi duymak istiyordum” Eğer bir hartanın bilâncosu bun- dan ibaret olsavdı. New akim- leri halk—rînden şikâyt etmeyecek- şekkil bir cete mensuplarından ve- diği dayak Sonunda öldüğü anlaşılı- yordu. Nihayet bundan iki glin sonra da bir New York polisinin oğlu öldü- rüldü. Genç Cobert Praeger yolda bir