SA D ĞA g ĞN SS SN GÇ Y NE UN VKN Ü . «4 'e ki renk ayrılığının derin köklerini ve manasızlığını açıkca gösteriyordu. Bugün aradan iki uzun sene geçmesi- ne rağmen Birlesik Amerikadaki si- &h - beyaz mücadelesinde en ufal bir mesafe aşılmış bulunmuyord Kâğıt üzerinde kalan haklar irleşik Devletler Anayasasının fert hürriyetini teminat altına alan 14 ncü ek maddesinde “... hiç bir eyalet Birleşik Devletler vatandaşlarının iİm- tiyazlarını ve okunulmazlıklarını tahdit edici kanunlar yapamıy acağı veya tatbik edemiyeceği Ribi.., sine tabi herhangi bir kımsoden ka- nunların eşit himayesini — esirgeye- mez...” denilmekte, seçme — hakkına dair 15 nci ek maddesinde ise “...Bir- leşik Devletler vatnndaşlarımn oy hakları ırk, renk veya geçmişte kö- le vazıyetinde bulunmak hasebiyle, ortadan kaldırılamaz veya tahdit ©o- lunamaz” hükmü bulunmaktadır. An- cak geçen hafta Amerikan Senato- sunda cerevan konuşmalar ve Eisenhower idaresinin sunduğu bir ka- nun tasarısında yapılan tâdiller, 15 nci maddenin sarih hükmüne rağmıen Birleşik Amerikalıların Anayasala- rındaki “vatandaş” tabirinden sadece beyazları anlamuk ıstodiklerlni bir defa daha ispat ed Filhakika, bııkaç haftadanberl A- merika Birleşik Devletleri efkârını en fazla meşgul eden mesele zencile- rin oy kullanına huı-nvetiydi Bilindi- ği gibi, siyah derilileri rin çoğunluğu teşkil ettiği Güney eyaletıerınde diğer r sürü baskıların yanısıra zenci oy- larının ağır basmasına mani olmak için beyazlar tarafından seçim sırasın- da cçeşitli hilelere baş vuruluyor, bu ada bazı muhafazakâr Güneyliler Afrikalı esir torunlarının hücrelere ©o Eisenhower 1952 secımleri için actıgı kanıpanyada Güneydek bir son vererek siyn.hla.rla beyazlar arasındakı her türlü eşitsizliği kaldı- racağını ileri sürmüş, Yaklht 1956 baş- larına kadar Kongreye bu mevzuda hiç bir kanun tasarısı getirmek fırsa- tını bulamamıştı. Eisenhower idaresi- nin zencilerin Kongreye sunduğu ilk tasarı 9 Nisan 19538 tarihini ve Başsavcı Herbert Brownell'in inızasını taşıyordu. Bu tasarıda. Eisenhower idaresi, bilhas- sa Güney zencilerinin oy hakla rını korumak için dört noktada ana- bilecek yeni bazı ıekımer ııı—n sur - or. bu ara ederal Savcılara bir zencinin oy Vverme hakkının tatbiki- ne matuf mahkeme kararlarına ria- yet etmeye yanaşmayan kimseleri Jül- risiz muhakeme edebilmek — yetkisi- nin verilmesini istiyordu. Çünkü yıl- böyle bir suçla itham rin beyazlardan müteşekkil bir jüri tarsfından mahküm edilmesinin im- kânsız olduğunu göstermişti. aBarı o zamanlar Temsilciler )fleelhinde kolaylıkla kabul edilmiş, AĞUSTOS 1957 fakat Senatonun meşhur Adliye Ko- misyonunda ve Güneyli Demokratla- rın çetin muhalefeti karşısında zun bir tartışma mevzuu olmak- tan kurtularak bir türlü kanun- laşamamıştı. O kadar ki, 1956 seçim- leri geldiği sıralarda tasarı hâlâ Ko- misyonda müzakere edılmekteydi 1956 seçimlerinde zenci oylar bü- yük ölçüde Cumhııriyetcıler lehıne tecelli etmesinden sonra Başkan Bi senhower aynı meseleyi bir kere daha ele almak zorunu duymuş ve dört noktalı tasarısını Haziran ayının baş- larında bir kere daha Kongreye gön- dermişti. Dört noktalı tasarı Temsilciler N[eclîsınde bu sefer de Ük bir mu- halefetle karşılaşmadı ve 18 Haziran- da, 126 oya karşı 282 oyla kabul edil- di. Buna mukabil Senatoda Temsilci- John Foster Dulles Eski başta yeni fikirler ler Meclisindeki kadar şanslı olmayan tasarı, geçen hafta içinde burada ce- reyan eden ıızun munakaşalnr sıra- sında en mühim noktasından mahrum edildi: Hükümet teklmne mutlak gu- rette taraftar olan Knowla ve Do- uglus gibi senatörlerle mutlak olarak muhalif olan Güneyli senatörlerir. a- rasını bulmaya çalışan Kuzeyli De- mekrat O' Mahoney'in gayretleri ag0- nunda Senato İlirisiz mahkeme pren- sibini Tred, buna mukabil bu — gibi suçları yargılamak ere kurulacak Jürilere zencilerin de alınmasını der- piş eden mutavassıt bir hal tarzını kabul etti Fisenhower idaresi için gerçek bir başarısızlık sayılması gereken bu de- ğişikliğin yapılmasında başlıca rolü mokrat çoğunluğun lideri Texas- h senatör Johnson'un oynadığı şüphe- sizdir. Filhakika Güneyli Cumhuri- DÜNYADA OLUP BİTENLER yetçilerin de Eisenhower projesi aley- hinde olmalarına rağmen Kuzeyli De- mokratlar başlangıcta projeden yana gözüküyorlar, bu bakımdan Başkanın Senatoda da galip gelme ihtimalin- den bile söz açılabiliyordu. Ancak dört oktalı proje aleyhindeki Güneyli se- natörlerin jürisiz muhakeme usulu- nün iş anlaşmazlıklarında da tatbik edilebileceğini iddia etmek kurnazlı- kını gösterimeleri sonunda işçi oyları- na dayanan Demokrat çoğunluk O' Mahoney'nin mutavassıt sistemine meyletmiş ve böylece Hisenhower iİ- daresinin Amerikada zenci haklarını korumak yolunda atmak istediği bir adım daha boşa gitmiştir. Başkan yardımcısı Nixon'un da söylediki gibi, Kisenhower'in sunduğu projede vapı- lan bu değişiklik senato tarihinde her zaman en hazin değişiklik olarak anı- lacaktır. Doğu Baltlı Askıda meseleler var ( “eçen hafta, bütün dünyanın ba- SA zan gerilsmesini, bazan da gev- şemesini heyecanla takıp ettiği Do- gusBatı mllnasebetleri bakımından iki mühim adım daha atıldı. Bunlar- dan birincisi dört Batılı devletin Al- manyanın birleştirilmesi mevzuunda geçen haftanın başında Sovyet Rusg- yaya müştereken verdikleri nota ise, Komitesine sunduğu rikan plânıydı. —| günlerde ikinci plârna atıla- mesi meselesı bilinuiği ibi, İkinci Dünya Harbi gonrasının en dikenli meselelerinden birivdi ve harbın sona bi uzayıp gı İlyor: günlerde rihe karışmış kollektif idarenm ilk kurulduğu sı- ralarda yapılan rinde Doğu ile Batı mevzularda bir anlaşmaya varılma- sına bile büyük ölçlüde, Almanyanın birleştirilmesi meselesi engel olmur- tu. Meselenin son gzünlerde ikinti plâna atılarak yerini silâhsızlanma görüşmelerine bırakması, &'am si- Jâhlarının radyoaktif tesirleri Üzeria- de korkunç şeyler söyleyen dünya Alimlerinln sözlerinden endişeye dü- enevre gürüşmele- arasında diğer n Eisenhower'in atom sl- İ lâ.hl iri yarışmasını her ne ahas na olursa olsun durdurmak iste! mp sinden gelmişti. Nitekim an Mımloımm radyoaktif tesirleri olma- görüşmelerinde atom silâhları mev zuunu bir tarafa bırakarak havadı kontrol sistemi üzerinde durma kalmıyor, aynı a nın birleştirilmesi meselesmı dı.- &. Amerikan