YURTTA OLUP BİTENLER luşmak oldu. Bu, Cumhuriyet gaze- tesiydi. Yazı işleri müdürü Ali İhsan Göğüş, gelenleri, teker teker ellerini sıkarak karşıladı. Dünya'yı Hayri Alpar, Akşam'ı Doğan Can ve İzzet Sedes, Vatan'ı Ozcan Ergüder, Milli- yet'i Hasan Yılmaer. Yeni İstanbul'u Kuseyri, Yeni Sabah'ı Alp Zirek ve Orhan Birgit, Yeni Gazete'yi Gökşin Sipahioğlu temsil ediyordu Gelemiyenler, arkadaşlarının kararı- na KRatılmaya hazır olduklarını bil- dirmişlerdi. Toplantıda bulunan iki gazeteci, Hayri Alpar ve Orhan Birgit, ayı ı zamanda basın dâvalarıyla meşgul iki avukattı. Sorgu Hâkiminin kara- rının, Bölükbaşının tevkifinin yazıl- masını hiç de menetmediğini bildir- diler. Nitekim., müşterek bir metin i- çin ikisi vazifeli kılındılar ve yarım saat sonra, Cumhuriyetin tahta ko- nağından ayrılanlar. bu mülşterek metni de beraberlerinde götürdüler. Gazeteler -Havadis — hariç- aynı metni kullanacak ve haberi neye mal olursa olsun yayınlayacaklardı. kü, bir defa haberin sonra da kanuna aykırı hareket edıl- mediğine inanmışlardı. Ama, tele- fon sık sık işliyor ve İstanbul Savcı- sı ikazlarına, bir koruyucu melek e- dısıyla devam etmekle kalmıyor, ay- rıca, k haber yayan gazetelerin toplııılacagım ilâve ediyordu. İlk sürprizli haber Yeni İstanbul'- dan geldi. Gazete sahibinin temisi:- cisi, haberin yayınlanmasına müsaa- de etmemişti. İlk gedik, dıŞerlerım azla Üzmedi. ira stanbul ehemmlyem değildi. tan takibedince, bir hayal kırıklığı doğdu. Cumhuriyetteki toplantıda haberi manşetten verme — teklifinde ısrar eden Özcan Ergüder, Ahmet E- min Yulmamn muvafakat etmediği- ni, “ya bu haber yayınlanmaz, ya- hut istifa ederim” dediğini bildınyor- nç ı işleri müdürü ağla- makhydı. Yalmanın Ankaradan yeni döndüğünü ve —hükümetin — basına luırşı yeni tedbirler icin kararlı oldu- bu habe ınlamanın bir provakasyon olabileceğini söylediği- ni de naklediyordu. Vatanın ortakla- rından olan genç Yazı İşleri Müdil- YÜ, işini yüz Üstü bırakıp, gitmekten da, Ahmet E verdi. Bu defa ağlamaklı olan, bütün azetelerde -Vatan, —Havadis, stanbul müstesna- — Bölükbaşının tevkif edildiği haberini okuyan Yat- mandı. Bir hata etmişti. Aldanmıştı. Zaten sık sık aldanmaz mıydı? ÜÖz- can ayrılmamahydı. Bunu telâfi yol- larına vurulmalıydı. Aynı gün Yalman, şiddetli başyazılarına başlı- tı!kım ” prensibine sadakatı Babı- de asla unutulmayacaktı, Değişen iş şte Cevad Fehmi Başkut, Bölük i başının tevkifi ile ilgili olarak ar- ka arkaya meydana gelen bu hâdise- ler yüzünden Celâl Yardımcı tarafın- dan davet edildiğini kestirdi. Ceval Fehmi Başkut böyle Aanlarda pasıf kalmasıyla gşöhret yapan İstanbul Gazeteciler Cemiyetinin — başkanıydı Ama Ankaraya o sıfatla değil, prensıplerıno sadık k aya Aazımli Cumhuriyet'in Lenısılcisı olarak gitti. Orada Bakanı bulamaması pek garip ldu. Celâl Yardımcıyla mülâkatın su- ya düşmesi Üzerine işık ancak bu haftanın başında döküldü. Anadolu Ajansının bildirdiğine göre bir za- manların mütevazi avukatı hükü- mette artık Tapu, Kadastro, Toprax Bahadır Dülger İstikamet Erzurum, marş marş!. ve İskân işlerini tedvire memur edi- liyor, basın işleri ise yeni Devlet Ba- kanı Fatin Rüştü Zorluya veriliyor- Dış politikamızdan Ssonra Basın polıtıkamızda da Zorlu — metodların ne netice vereceği yakında anlaşıla- caktı. Ama bu neticelerin birbirinden farklı olması pek az muhtemeldi. Fahri gazeteci Geçe haftanın son günlerinden beri Babıâlideki Şeref Efendi 80- kağında, iki katlı bir binanın arka cephesindeki odalarda, labalık bir grup, bir g zanpajı ile uğraşmaktadır. Havadis gazetesi; grup ta, Bakanlar Kuruluna mensup bazı şahıslardan müteşekkildir ve zaman za larında Başhakan da bulunmaktıdır Aslında Babıâlide, gazeteci olma- yan patronlar geceleri mülesseseleri- ne uğramazlar ve gazeteci dahi olsa- lar mizanpaj denilen sayfaları hazır- lama işini yazı işleri müdlülrleri, tek- nik sekreterler görürler. Ama, Hava- dis gazetesinde geçen haftanın son günlerinden beri toplananlar arasın- da bulunan bazıları, her işte müte- hassıs olma hassalarından faydalan- makta ve belki de kendilerini şimdi hiç sevmedikleri bır meslek için ha- zırlamaktadırlar. üneş Neşriyat Ortaklığı tarafın- dan İstanbulda, Türkiyenin hemen e: mükemmel ve en rahat tesislerinüâe yayınlanmakta olan Havadis gazete- si, ilk günlerde hiç olmazsa zafere benzememe İ fukat buna rağmen, iktidarı lediğini belli etmişti. Gazetenin ba- şında değilse bile arkasında olan i$ adamları biliyorlardı ki Havadıs, bir D.P. organı halinde yayınlanırsa, sa- tışı hiç mi hiç olmaz ve seçime ka- dar vazıfo:ım yapamıyacak hale ge- lir. çin, biraz ölçülü hareket edılmelıydı. İş adamlarının bu dikka- S zamanda parti gazetesi vasfına yaklaşnııştı. Babıâli kadar okuyucular da onun, Zaferin İstanbuldakı kardeşi olduğu- nu Ööğrenmişlerdi. Buna rağmen, Ha- vadisin tutumu, —Menderesi gene de tatmın etmıvordu Nitekim k gazetenin yazı işleri mildilrüne, “beyfendinin durumdan memnun olmadığını” bil- dirmek Üzere bir ziyaret yapmıntı haftanın ortasında bir gece Havadis gazetesinin telefonu caldı. Ses, Başbakanlık Özel Kalem Müdür Muavini Şefik Fenmenindi. “Beyfen- dinin, su ve elektrik işleri ile ilgi'i bir açıklamanın büyük gösterilmesi emrini” teblig ediyordu. Havadiasin başındak gazeteciler, emri yerine getırdıler Altı sütuhluk bir manşel- le su ve elektrik işlerinin imarla be- raber yürüdüğü — belirtildi. Emsalsiz Kalkınmadan bahsedildi. Ama erte- cevaplarda Havadisin tutumunu e- nerjik bulmamıştı. dır. Dülger bu işi yapamıyacaktı Değiştirilmeli çük” de fer Sendikasını “Yalancılık”la itham etmesi, Bahadır Dülgerin Menderesi memnun etmesine kâfi gelmemiştı. Nitekim o gün bir hayli hırpalandı. idare etmesi tavsiye edildi ve Hava- disin başına bir başka şahıs getiril- di. Bu orta boylu, çıplak başının et- rafmı ak saçların çevirdiği bir adam- Belki, iyi bir Ticaret muşavıri o- labılırdı ama bir gazeteci.. Şi kadar gazeteci olmamıştı. neden Havadisin başına getirmişler- di? Belki, soyadının Ozansoy olması, arada şiirler yazması mucip sebepleri teşkil etmişti. Fakat — şairlik başka şeydi, gazetecilik tamıımen başkay- dı. Nitekim artık Bahadır Dülgerin AKİS,10 AĞUSTON 1957