fesini kaybetmiş olan bu işçiler şimdi 199 un nurlu günlerine çıkıp çıkama- yacaklarını düşünmektedirler. Sümer- bankın bu mahirane puanlama siste- mi neticesinde işçilerine verdiği 5 ku- ruşluk “liyakat zammı” ndın fayda- Jananların sayısı da pek azdır. Mese- la Hereke fabrikasında 1200 işçiden sadece 200 işçi bu görülmemiş zam- dan faydalanmaktadırlar. Diğerlelxi ekseri &kord sistemine (parça, kilo, metre başına) göre Ücret aldıkların- dan bu liyakat zamlarından faydala- namamaktadır. Bu derece karışık, gerçekleşmesi Zor şartlara bağlı ve sonunda hiçbir zam sağlamayan bir puanlama ve iş değerlendirme sistemi Sümerbank fabrikalarındaki işçiler arasında hak- h olarak ilzüntü yaratmakta ve çalış- arzularını kırmaktadr Bu se- beple puırn stemi işçiler tara- fından tenkit edllmektedır Vakın, puanlama ve işi değerlendirme sis- temleri dünyanın her yerinde vardır. Fakat bu sistemler herşeyden önce e- sas olarak hayat pahalılığını ele al- akta, normal bir asgari Ücret tesbit etmekte ve ondan sonra da hayat pa- halılığında vuku bulan artışlara göre 11cretlerln muntazam ve otomatik o- arak yükselmesine imkân vermekte- dır. Puanlama ve liyakat zamları ise hayat pahalılığına göre kendiliğinden yı.pılın ayarlamaların dışında olarak ye ödenmektedir. Bir kilo fasulyenin 500 ve bir kilo nin 550 kuruşa satıldığı, peyni- rm bulunmadığı ve ekmeğin. ev ki- ralarının. giyecek eşyasının birbirile yarış edercesine pıh alılaştığı bir de- virde günde 380 kuruşla geçinerek nurlu yılları beklemek her babayiği- tin harcı olmasa gerektir. Yurdun dört bucağına — dağılmış Sümerbank fabrikalarında çalışan 40 bine yakın tekstil işçisinin bugünk hayat seviyesi işte bu ölçülere du- yanmak VO D e OÖnbeş günlük TFikir ve senet dergisi YILLIK ABONELERİNE 15 LİRALIKR KİTAP ARMAĞAN EDİYOR, Bayısı S0 Krs. Yıllık ebonedei 12 liradır. Müracaat gdresi © P. K. 914 - İSTANBUL DÜNYADA OLUP BİTENLER Â B. D. Garip bir intikam G eçen haftanın başında Washing- a dünyanın belki en garip imtihanı yapılıyordu. İmtihan edilen adamın adı Maxwell Gluck idi ve bü- yük bir zincir fabrikasının s:$ hibiy- di; bir sıfatı daha vardı ki sigaya çekilmesinin asıl sebebi buydu: Mr. Gluck, State Departement tarafın- dan, Başkan Bisenhower'in tavsiye- siyle, Amerikanın Seylan elçiliğine tayin edilmişti. Garip imtihanın milmeşyiz mev- kiinde meşhur Demokrat — Senatör Fulbright'ın başkanlığındaki Armeri- kan Senatosu Dış İşleri Komisyonu Üyeleri vardı. Dış işleri Kamisyonu Amerikayı hariçte temsille vazifelen- dirilen bu elçinin bilgisini şöyle bir gözden geçirmenin lüzumlu olduğu Fulbright Borgucu melek kanaatına varmış ve Mr. Gluck'u siİ- bir sürü iş adamının elçilikler ihsan edilmek suretiyle fedakâ.rlıklarını'ı dedikoduya yol açmıştı. Amerika Bir- leşik Devletlerini hariçte temsil etme. ye ehliyeti olmıyan bir takım iş a- damlarının sırt seçimde yaptıkları pa- ra fedakârlıklarının bu yoldan öden- meye kalkışılması birçok çevrelerde “rezalet” diye vasıflandırılıyordu. Mr. Glinek'u imtıihana tabi tutan heyet rivayetlerin ne dereceve kadar doğru olduğunu öğrenmek maksadını güdü- yordu Zlnclr tüccarı elçi adayı, dış iş- eri | önüne dikildiği za- man komisyon başkanı Fulbright ile aralarında şöyle bir konuşma cereyan etti: “Fulbright — Seylan başbakanı- nın kimolduğunu biliyor musunuz?” uck — İsmini derhal çıkaramı- yacağım Durun bakalım neydi?... Havır hatırlıyamıyacağım.'” “F — Hindistan başbakanının kim oldugunu bılıyor musunuz ?” . Fakat ismini telaffuz edemıyomm — Birleşmiş Milletlerin Maca- nstana gönderdiği tahkikat komisyo- nunun raporuna dikkat ettiniz mi?” Hiç haberim yok. doğrusu. Demek Birleşmiş Milletler Macaris- tana bır tahkik t komisyonu gönder- miş, Ö “F — 1952 ve 1954 seçimlerinde Cumhuriyetçi Partiye para yardımı yaptınız mı ve ne kadar para ver- diniz ?” “G — O00! Doğrusu çok para ver- dim.” “F — kadar? “G — Işte çok dedık ya.” “F — Çok ama ne kadar?” Israrlardan sonra anlaşıldı ki zin- cir fabrikatörlüi Maxwell Gluck gerek 1952, gerek 1971 seçiimlerinde Cumhu- riyetçi Partiye Üzerinde dört haneli rakkamlar yazılı müteaddit çekler göndermekten büyük bir zevk duy- muştu. Şimdi bu fedakârlığı kendi- sine ödeniyordu. Eee, bunca külfetin elbette bu ka.darlık nimeti olurdu. Aklar ve karalar T ekstil mühendisliği tahsilini — ta- mamladıktan sonra, bilgisini art- tırmak için giden bir Türk genci, birkaç gün kaldığı ufak bir Texas basında saçını kestir- mek istemişti. Genç mühendis Ba'ı yen bir kimsenm yapacağı tek şey ; e gitmek.. Texas'taki kı. vırcık saçlı, esmer tenli Türk miülhen- disi de öyle yaptı ve önüne ilk çıkan berber dükkânına daldı., sıranın ken- i lem Üüzere bir yaklaşarak kendisine zencilerle yerlılor burada traş ola- maz” demeseydi., Allah bilir, sıranın kendisine gelmesi için daha ne kadar bekliyecekti. Texas' h berber Türk zencilerle yerlilere mahsus bir berber dükkânı aramaktan başka ça- re kalmıyordu. Bu hâdise bundan iki sene kadar önce cereyan ediyordu ve Anıerikada- AKİS,10 AĞUSTOS 1957