daydı ve hakikaten serindi. Bu serin- | lik, Parti Meclisi Üyelerinin daha ha- raretli bir şekilde çalışmalarını temin etti. Hararet arttıkca buzlu limonata- ve gazozlar imdada çağrılıyor ve çalışmalara yeni bir şevkle tekrar başlanıyordu. Seçimlerin eli kulağında olduğu artık iyice anlaşılmıştı. Bu — sebeple C. H. P, Kurultayının secim lerden evvel toplanması faydalı olacaktı. Bu yolda yapılan bir teklif Üzerine Ku- rultayın 9 Eylülde Ankarada toblan- tıya çağrılması uzun boylu münaka- şaya lüzum kalmaksızın kabul edil- di. Yapılan tek tük itirazların mesne- di, geçen Kurultayın Parti Meclisine seçimler ve işbirliği hakkında tam i dayatılıyordu. İtirazcılar bu sebeple Kurultayın ye- niden toplantıya çağrılmasına İilzum olmadığını ileri sürüyorlardı. İhtimal ı bu itirarlarda yeni Kurultayda vapı- lacak secimler neticesinde Parti Mec- b Jisine girememe korkusunun da payı g vardı. Seçimlerin gelip kapıya da- K p | yandığı bir sırada yapılacak olan Ku- rultayın çalışanlarla gölgkede yan ge- DÖVÜŞENLER lip yatanlar arasında bir tefrik yap- ması kuvvetle muhtemeldi. Yeni seçim lerden endişesi olmayan iki kişi var- dı: Genel Başkan İnönü ile Genel Sek- reter Kasım Gülekin eski mevkileri- ni, delegelerin ittifakı ile, muhafaza edecekleri muhakkaktı İşbirliği meselesi . P. Meclisi işbirliği meselesi- ni ıkincı çalışma gününde ele a- Jabildi. Meclise hakim olan kanaata göre işbirliği meselesi fikri ve ameli sahalarda olmak üzere iki tUrlü mü- ftalâa edilmeliydi. C. H. P. Meclisi ış- birliği fikrine samim!i olarak tarafta görünüyordu. İşbirliği fıkrine aleyh- tar olan tek liye yoktu. Varsa bile ço- ğunluğa hakim olan fikrin kuvvetini gördükten sonra seslerini çıkarma- mışlardı. C. H. P. Meclisine göre İş- birliği mevzuunda muvaffakiyete u- laşmak için evvelâ fikri sahada bir anlaşma zemini araştırıp bulmak ve ondan sonradır ki ameli sahaya geç- mek lâzımdı. Fikri sahadaki güçlük- ler, parti Üst kademelerinin “Türki- yeye nasıl faydalı olunabilir” suali- Aıwts. $ AĞUSTOS 1957 ktidar bir kusur varsa onu başkasında arayacak yerde kendisinde arasa huzursuzluktan derhial kurtulur. Bir sanatoryumun açılmasının vatandaş pahalılık yüzünden kâfi gıda alamazken ne ehemimniyeti olur ? Böyle de olmasa, yanl pahalılık da bir kenara bırakılsa bir sanatoryu- mun aı_-ılıı, torenlne bütlin büyükler gider mi? RBu hâdise o şutafat de 19 D. P. zannediyor kl böyle cakalı bir tören yapıldı nıı bütün mllletlıı gözlü “eser”e çevrilir. Hatâ! Artık millete astarı yüzünden talı bu “Görülmemis Kalkınına”dan öylesine gına gelmiştir ki D.P. prupagandm iları kendilerine mutlaka ve mutlaka yeni bir plâk — bul- mak zorundadırlar. Geçen sene denenen İmar plâğı öylesine cızırtılı h ieraatın değerini Basın hem de fazlas akan da bulunsa bir ihale bir ihale nlıııaktıııı ileri geçmez tü iktidarların bile düzeniyle yaptıkları bu iş gazetelerde yer Atatülrk Üniversitesi de şyimdilik nedir ki? Bir gümüş maulayiln atılınış bir tutamı çimento. Havadisin yeri iki satırla söosyete sayfasıdır. Ga- rip olan, o hâdiseye böüylesine büyük bir ehemmiyet verilmesidir. Ehem- miyet, Üniversite açılınca verilir. Evvel değil.. Böyle hâdiselerden me- det ummak D. P. nin ne kadar acıklı vaziyette olduğundan başka ye- yi göstermiyor. O D. P. ki devletin radyosunu saatler ve saatler ken- di prııpaııaııdu.—ınn tahsis etmektedir. Ama anlaşılan neıl(-enln sıfır olduğunu görmek insanlarda &sap bozukluğuna yol açıy gün D vermeyecektir. Gazeteci olmaya lüzı yok. şöylece bi sokaklarda olaşmak ve konuşulanlara kulak vermek milletin hayalf köprüler. kâ- ğit Üstü iiniversitelerle zouternıexa yeter. Hakikaten nereye gidi; artırıp “hayat pahalılığı vardır diyenin aklına şaşarım” diyerek, zin- danları siyaset ve fikir adamlarıyla doldurarak, Adliyeyi bir Adalet Bakanının eline teslinı ederek ve o Bakana tarizkâr beyanatlar yap- tırarak nereyve gidiyoruz? Sehirleri yıkarak. en ufak tenkidi sustura- rak. onun bunun kafasına sunu veya bunu fırlatarak hangi lnnkamo- te doğrüu yol alıyoruz? Tülihsiz 7ııfere bir l’ruula edasmı vererek n yapımık İsfiyoruz ? İşte gxııelı-lı—rd mgresinin İstanbul kop- rüsünü, Bölükbaşının tuhliyes Atamrk Uııher—ılteqlnl h—».tıruıa.sının sebebi hııdıır İyi İktidar hnlkın muhta(: olduğunu veren İkti D.P. niçin anlamak İstemiyor ki uğraştığı. aslında krndl gölge- sidir. I)na hııııınııılıık veren kendi gölgesinin hareketleridir. onu ra- hatsız eden gölgesinin aldığı şekillerdir. D.P., gölgesiyle döğüşen bir ada- ma benziyor. Şimdiye kadar bu döğlişten za!erle çıkanı tarih yazmı- yor, bundan sonra yazacağı da öylesine ham bir hayaldir ki.... A YURTTA OLUP BİTENLER ne bir cevap aramalarıyla ve bu nok- tadan hareketle kolaylıkla halledile- bilirdi. Fikri sahadaki anlaşma ta- hakkuk ettikten sonra geriye işin $- mel! tarafı kalıyordu. İşin amell tara fı ise Türkiyede seçimi kazanıp İkti- dara geçmeyi hayal etmekle değfil, her vilâyette seçimi acaba nasıl kaza- nabiliriz sualine cevap bulmakla hal- ledilebilirdi. Bunun da en kestirme yolu Üç muhalif partinin il teşkilâtla- rının genel merkez temsilcilerinin de | iştirakiyle bu mevzuda kafa vyorma- Ü larıydı. Bir de calışmaların yüzde şu kadar sana, yüzde bu kadar ona diye değil, kimleri aday gösterirsek Kka- l zanma şansı artar endişesiyle yapıl- ması lâzımdı. C. H. P. Meclisi İşbirliğinin arzet- tiği kanuni ve ameli giülclükleri açık- ça görüyor ve buna rağmen işhır- | liğinin fayda ve lüzumunu inkâr et- , miyordu. İşbirliğine taraftardı ve her İ an diğer muhalefet partileriyle gö- | rüşmeye hazırdı. Teblığde bu ht- sus açıkça belirtiliyo Seçimlere iİştirâk | . H. P. Meclisinin son toplantısın- da Üyelere en fazla buzlu gazoz ve limonata iciren mevzu secimlere iştirak edip etmemek hakkındaki mü- nakaşalar oldu. Üyeler arasında heri. kı fikrin de hararetli taraftarları var- dı. Bir kısım Üyeler ne olursa olsun se- çime girmek lâzım geldiğini savunu- yorlardı. Bunlara göre, seçimlere gi- rıp kaybetmek secçimlere girmemek- ten çok daha iyi idi. Karşı taraf i3e mevcut şartlar dahninde secimlere girmekte menin yi o- lacağını ileri sürüyorlardı Secimlere girip girmemek çok ehemmiyetli bir mevzu idi. Bu hususta herhangi bir ka- rara varmadan evvel şartların dik- katle #özden geçirilmesi lâzımdı. E- sasen seçimlere girmeme kararı tek başına alındığı takdirde bir mana ifa, de etmiyecekti. Böyle bir karara var- mazdan önce diğer muhalefet pnrtı'*le- la bir fikir beraberliğine şarttı. Bundan başka teşkilâtın bu mevzudaki tutumunu acıkca tayin eı- meliydi. Bakalım teşkilat tepedea iîı- me bir secimlere katılmama kara hazmedebılecek miydi ? , J müÜnakaşalardan sonra vm i şartlarım islah edebilirdi. Aksî heidş, de böyle bir karara varmak için ev- vel emirde teşkilâtın muvn!akutı'ua min edilmeli, sonra da diğer muhale- fet partileriyle fikir beraberliğine W rılmalıydı. Hükümet Yuvaya dönüş G eçen haftanın sonunda Pazar nü sabahı Başbakanlığa ait zi plâkalı ve A. 0002 numaralhı —