&. TN E M A Yayınlar Okuma vakti « llzensızliğın huktım sürdüğü baş- sinema eğitimi. Eğ—ıtım müesseselerîmızden çoğunda sinemaya hâlâ “haberleşme — vasıta- sı” olarak bakılıyor... Göz-kılak e- ğitimcilerimiz kadar sınema tenkı'- cilerinin de daha otuz yıl melleri atılan en mühim sinema esas- larından ne kadar habersiz oldukları sık sık ortaya çıkmaktadır. Bunun sebebi, kısmen, Amerikan sinema Öğ- rencileri için en iyi nazari eserleri elde edememekten ileri geliyor... Ger- çi bir sürü kitaplar çıkıyor -hissl ha- tıralar, şirket tarihçeleri yahut po- püler portreler-, ama üniversiteıenmizın Ve c öğrencilerimizin muhtaç oldukları e- serler bunlıır değıldır Halbuki mese- lâ İtalya'da ve nsa'da sinema Ü- zerine yayınlar. canlı bir kitapçılık faaliyetidir. Bizim son Zzamanlarda yaptığımız araştırmalar da bu mem- tekette yirmiye yakın çok faydalı ki- tabın basıma hazır vaziyette bekledi- ğini göstermektedir. Lâzım olan akil- h ve müteşebbis bir kitapçıdır.” Amerikanın parmakla sayılabile- cek ciddi sinema mecmualarından bi- ri olan “Film Culture” 1in son sayısın- daki başyazıda bu satırlar yer alı- yordu. Gerçekten de Amerikada sine- ma Üzerine yayınlar şaşılacak dere- cede azdı. Meselâ Aarkada bırakılan sinema mevsimi içinde alâka çekebi- yayımlanan “Naovel George Bluestone'un kitabı, bir ede- bi eserin beyazperdeye aktarılmax istendiği vakit başından geçenleri an- latıyordu. Roman ile'filmin belli baş- h özelliklerinin incelenmesiyle başlı- yan kitapta, başlıca altı romanın (“Muhbir", “Rüzgârh Bayır”, “Ga- zap Üzümleri”, “Gurur ve Peşin Hü- küm”, “Ox-Bow Olayı”, “Madame Bovary”) Hollywood — stüdyolarında beyazperdeye gecinceye kadarki ma- cerıları anlatılıyordu. Verimli bir mevsim ma Bluestone'unki gibi eserlere Amerikada nadiren rastlanırdı. Ne var ki Amerikalı okuyucu, kendi memleketinin damgasını taşıyan eser- ler olmasa bile İngiltere'de basılan a’mema kitaplarıyla ihtiyacını gidere- bilirdi. Zira Avrupa'da, sinema, A- merıkadakıyle kıyaslanamıyacak ka- dar ciddiye alınıyordu. Meselâ yalnız 1956-57 sinema mevsiminde İngiltere ile Fransa'da yayım n sinema ki- taplarının belli başlılarına bir göz at- abilirdi. Ayrıca böyle bir gözden geçiriş, sinema mev- zuunun gittikçe çeşitlendiğini ve ih- tisasa yer verdiğini de gösterebilirdi. Mevsimin başında, Fransa'nın si- ftema kitapları yayımlıvar tanınmış serisinde “7'e Art”ta çıkan “Le Mythe 4KİŞ, 3 AĞURTOŞS 1901 de la Femme dans le cin&ğma amöri- cain . Amerikan Sinemasında Kadın Efsanesi” adlı kitabında Jacgues Sic- lier, şimdiye kadar — Amerikalıların yanaşmadıkları bir açıdan Hollywood filmlerinde “kadın”ın başlangıçtan gü- nümüze kadar nasıl değişik şekiller- de ele alındığını anlatıyordu. Kita- bın adına ilâve edilen “De La Divine a Blanche Dubois” yazarın plânını açıklamaktaydı. Siclier'nin kitabı, “ilâhi” Garbo ile başlıyor “A Street- car Named Desire - İhtiras Tramva- yı"nın kadın kahramanı Blanche Du- is (Vivien Leigh) ile sona eriyor- du. Bu arada Hollywood sineması- nın, kadına kutsal bir mevki ayır- makla başlayıp korkunç bir kadın düşmanlığına varan seyri alâka çek:- L EROTİSME N (4T KU “Sinemada Sehve kitabın bir arada ele alınması İçit birkaç sebep sayılabilirdi. Bir kere, birt “L'Erotisme au Cin&ma”, öbürü “Amour-örotisme et cin&ma” ını taşıyan kitaplar aynı konuyu ele all- yorlardı. Yayınlanmaları hemen he- men aynı günlere rastlamıştı. Üste- lik birbirinin mamlayıcısı idiler. Zira Lo Duca'nın hazırladığı ilk eser bir kaç sayfalık kısa bir metinden sonra sözil resimlere hırııkıyor. ceşlt- H başlıklar altında toplana: o1 lerde 300 den film sahnesi yer alıyoı'- du. Eğer kitapları da filmler gibi sınıf- lamak âdet olsaydı, "“L'Erotisme au Ci n&ma'”nın “onaltı yaşından küçüklere yasak” eserler sırasında yer alacağı muhakkaktı Lo Duca'nın 9, 95'1 re- 5'i metinden meydana gelen, kıtabma karşılık Ado Kyrou'nun ki- madaki aşk ve şehvetin kısa tarihçe- 16 yaşından küçüklere yasak!. ci bir anlatımla ortaya konuyordu. Yi- ne aynı seride çıkan “Le Film crimi- nel, le film policier” adlı kitabında Armand-Jean Cauliez gangster v polisiye filmlerin yapısını incelemek- teydi. Bu çeşit filmlere esas olan ha- kiki hayat hâdiseleri, edebi kaynak- lar incelendiktem sonra Cauliez bir polisiye filmin yapısını, belli başlı ö- zelliklerini ortaya koyuyor, kitabının son kısmında ise bu çeşit filmlerin seyircilerle olan bağlarını, gangster filmlerinde başarı kazanan rejisörle- rin sanatlarını kısaca gözden geçiri- yordu. Sinemada “Eras” Sinema mecmualarının bibliyoğraf- ya kısımlarına göz atanlar, son Üç dört ay içinde iki kitabın birlikte e- le alındığına dikkat etmişlerdi. Bun- da da şaşılacak birşey yoktu. Zıra iki si, polis, gangster fılmı, tarihf film- ler, komedi. canlı-resim... gibi sinema nevilerinde bu iki tema mn ele alınışı bir sürü misallerle ortaya konmak- Bunu, sinemadaki cinsiyetin muhtelıf tezahürleri, cmsiyete eserle- rtinde büyük yer ayıran rejisörlerin incelenmesi, en önemli “sexy girl”ler bahisler filmleri biraraya topladığı söylenebilirdi. Chaplin'den Fellini'ye uzennde en çok şitH sinemacılar noğrafilerdi. Bir mevsim içinde y&« yımlanan sinemacı monoğrafileri istar a —