| | b | ve bayram günleri ründe 14 saata ka- dar calışan haraj işcileri bir öğün ye- taklurda iki kişi bir arada yatmak için ayda 5 lira veriyor ve büyük bir kısmı da civar Köy ve kasabalarda ev kiralamak zorunda kalıyorlardı. 100 gram kaşar peynirinin 90 kuru- şa satıldığı kantinde bardak, catal namına bir şey yoktu. İşçiler çayları- nı bile çok defa eski konserve kutula- rından veya ağzı k sayılmıyor ve 4000 bettiği yarım saat hesaba katılmı- yordu. Buna karşılık İngiliz işçilerine ve tığı, işçilere grev hakkı gerçekleşnilş değildi Aradan geçen h kadar içinde işçi sayısındaki artışlar, güN geçtikçe şiddetlendirmiştir. Hal böyle iken son günlerde Lema Bakanının rete düşürmüştür. Bir mermleketlerde maz demek isteniyordu. O nisı kalmıyerdi.. Bit l! n gerek muhalefet vılla- rındn gerek iktkları sıranında vap tanınmaaı yolundaki vaadları bıızUnçı kadar zaman şçi hak ve moenfaatlarının koruunmasın- daki kannni güçlükler, hayat paha- hlığı dolayısiyle helliren çetin vasa ma şartları “grev hakkı" isleklerini memleketimizde kanunlarda yazılı olup hakikatte kullanılınasına mtisand edilmediğini bildirinesi işçileri hay- yandan grev hekkının tanı- nacağım vandedip öbür yandan bazı Şiiphesiz örm—k edindiğliimiz ileri ve demokrat mevcut olmayan hak ve hürrtiyetler Türk İsşçikine tanına- halde grev hakkını tanıyoruz demenis mâ- iki fikir ara- peraeneline her türlü rahat calışma, dinlenme ve yaşama imkânları, oyun sahalarına ve barlara varıncaya ka- dar sağlanmıştı. Kanunların girmedi- ği bu acayip beldede yabancılar haf- tada iki gece balo tertip ederek eğle- niyorlar, fakat inşaatın hemen yanın- da duran ve işçi ailelerinin oturduğu Hırfanlı köyüne 200 metrelik bir kah- lo çekip elektrik dahi verilmiyordu. Sopalı ve müstebit bekçilerin nezare- tinde akşamları yorgun argın işinden çıkan işçiler evlerine gitmek için ara- lannda para toplayıp otobüsler kira- l ydılar. İngi Derao- nel gıcır gicir kapııkactılarla diledik- leri yerlere gıdiyor ve bir “bey” ha- yatı sürüyorlard Kapıcılar, bekc ler g'ıbl işçiler ka- nundaki sar nunun çerç işın aylığa bıığlıınmışlur ve bu suretle iş- BU DERELERDEN SU le geçirdikleri bir tnemlekette greve başvurmaları ilk bakışta akla yakın gelnriyordu ama bugüne kadar tleri batı memleketlerinin birçoğunda si- yasi iktidar. işçilerin elinde olmak- la beraber sermaye ve istihsal vasıtaları mülklyeti devam ettiğin- den serm. ve etinek Arasındaki İk- tisadi mümtk-lc—nln devanı ettiği de unutulmamalıydı. Bu — mücadelenit bir netlcesi olnrak, grev hakkı siya- sİ iktidarın işçilerin elinde olmasına rağınen tahli ve zaruri karşılanma- liydı. İngilterede işçilerin iktidarda çıkan hizmetlerinin görülmesi bakımındısn son derece miüşkitl bir deruma düştü.- ğü halde “İşçflerin her ttirli şartlar allında grev yapmağa hakları oldu- ğgunu” kabul etmilştir. Bu bakımdan da hâlen Danl- markada bir işçi hükfimetinin mev- cut olması bu memlekette — grevin yusak edilmesini gerektirecek bir se- bep teşkil etimemektedir. — Nitekim Danimarkada v o yasak değildir. Calışma Bakanı — Mitmtaz Tarhamı bu memlekette grev hakkının kaldı- Tılip “mecbüri uzlaştırma” sistemi - nin kahul edildiği yolunda bir be- yanda hulunmağa sevkeden — olav 2 sındaki tenakuz açıktı. Ama aslm- — otindan ibarettir: Danimarkada gı- da Danjmarka ve ARD. nde fiili- —da sıkıntısi duyülmasına kadar vu- ha yatta grevin mevcut olm.ıdığı hak- — tan ve bhtitüin memlekete yayılan çe- kındaki fikir doxpru de şifli iş kollarındaki son — grevler animarka'da lk!ldar iscilere memleketin hayatını âdeta — felce dayanan Sosyal - Demokratların - uyşratmıştı. Bu durum — karşı a lindeydi. l'—wm( Danimarka san de- Danlmarkayı en fazla ilgilendiren rece demokrat ve insan haklarına — grevler ulaştırma ve akaryakıt 1İş- saygılı bir memleketti. Bu hale gü- re Dani yasak ettiği volunda imarkanın zrml 6 ay e“/el çllerlnln grevleri olmuştu. Bu grev- w dev ettikce memleket dışın- vn.pıhu:ı.k yardımlar bile fay- SAa mının yaptığı beyanatı şüpheyle kar- a ederdi. Calışma Baka- Nt yanılmış veya vımltılmış olabilir- .Jı Vakıa işgilerin siyas! iktidarı e- A dasız. oluyordu. Grev tehdidinin veya grevin er- geç bir uzlaşıma ile sona ermesinden daha tabil birşey olamazdı. Ya iş- ; M aa a D M verene “bağlılıkları” — sağlanmıştı. Bunlar işçilere her türlü muameleyi revâ görlüyorlard İşçilerin bu dcrtlerinln hepsini An- karadan gelen müfettişe “anlatama- dıkları şüphvsızdi Ç'Unkü işciler mü- fettişle başhaşa bırakılmamış işveren vekili Dündar Pehlivanlı gerekli ted- birleri alarak yabancı işverene “bağ- Dğı”nı ispat etmişti, Hırfanlı baraj işçileri bu şartlar altında memleketin “kalkınmta” sı de- ğil bir İngiliz Şirketinin kârı uğruna feda ediliyorlardı. Sendikalar “Dert çok, hemdert yok!” ikrofon ba.şındaki dolege heye- canlı bir sesle, "“Arkadaşlar, di- yordu, ben de sizin gibi son yıllarda GETİRMEKTE verenler işçilerin taleplerini kahul edecekler, ya da işçiler greve ilele- bet devam etmek imkânına sahip olıııadıklarııvdnıı iateklerinde azalt- ma yapacaklardı. lş(e bt şartlar al- tında Danimarkada | ve işveren teşekkülleri arıılnrımhıkl uyuşmazlı- ği tahkim yolu iİle çözmeğe karar verdiler. Nefticede hakemlerin ver- diği kararı her iki taraf ta menfaat- lerine uygun bulduklarından varılan anlaşma hükümetin tasdiklinden ge- çerek kanunlaştı. Bu anlaşmaya gü- re de Danimarkada sadece ulaştır- ma ve akaryakıt işçileri 1958 Martı- nın sonuna kadar İş uyuşınazlıkları- nın çözlilmesi İçin greva başvurma - mayı kabul ve tanhhtit ediyorlardı. HH İre grev hakkının kaldırıldığı de- mek değildi. Çünkü dtinyanın birçok memleketlerinde grevler — gontunda varıdan anlaşmaların b hükmit olarak mtayy dilmesi görülen hallerdendi. retla grevler sonunda hir — “kollek- tf mukavele” yapılmış oluvoı'du kI buna göre teshit edilen şartlar a- rasında grevden müuayyen bir mild- det için vazgeçilmesi mümkün Kılı- nıyordu rleşik Devletlere gelince. bu memlekette grev hakkının “plâto- nik olarak mevcut atdağu ve hitlkt- metin icabında grevleri zor kulla- narak durdurma yetkisine sahip ol- ması sonunda. grevin miülessir ol- madıyfı” yolunda Çalışma —Bakanı terafından ileri silrülen iddia —da sayıli d akıa 194 Trııman im bütün ittrazlarına r# n Taft - Hartley kanunun 4