—e —— A — DA — Ü -As--LG—İ —ei A İşçiler Parmaklığın arkası S örülmemiş Kalkınmamızın bir e- serini tanımak için kilometreler- ce yolu aşmak cesaretini kendilerin- de bulan birkaç vatandaşı, geçen haf- ta Cuma günü Hırfanlıda baraja gi- den geniş toprak yolu boydan boya kesen bir parmaklık karşıladı. maklığın arkasında bekçiler vardı ve hemen kenardaki bır kulübede gü- nün her saatında bır memur bulunu- d gelenlerin görmek istediklenni öğrenmekti. Bu malümat sonra telefonla barajın mil- teahhidi İngiliz George Wimpey Şır- ketinin “Korunma Âmiri” ne bildi- riliyordu. Korunma Âmiri, umumi- yetle bu gibi talepler; geri ceviriyor- du. Nadiren kabul edilen ziyaretçiler ise şoseyi kesen parmaklık kaldı- rıldıktan sonra hır bekçinin refaka- tında Korunma Âmirliğine götürülü- yordu. Âmir ziyaretçilerle konuşuyor ha tesbit ediliyordu. İnşaatın yürütül- mesi işini kontrolla vazıfeli Devlet Su İşleri Müdürlüğünün baraj sa- hasındaki dairesine — götürülüyordu. “resmi” iza- hatla yetinmek gerekiyordu. Zira da- ha önce Ziyaretçilere inşaat — saha- sındaki personel ve i ile temas etmemeleri gayet nazik bir şekilde “rica” ediliyordu. 1954 yılının sıcak bir. Ağustos rak Hırfanlı mevkiinde yeni bir ba- rajın temelleri atılmıştı. 1958 yılı so- nunda bitirilmek Üzere 1 milyon HHiraya çıkacağı tahmin edilen baraj bir İngiliz şirketine ihale edilmişti. e kadar ı—ııim- 280 bin dönlüm arazinin bedeli ile bu arazi Üzerindeki köy ve — köylülerin başka yerlere nakli ve iskânı için har- canacak milyonlar dahil değildi. Barajın inşaası ile ilgili Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü baraj saye- sinde elde edilecek elektrik enerfjisi- nin memleket ihtiyacının Üçte birini karşılayacağı ve elektrik enerjisinin uUcuzlayacağını bildiriyordu. bugüne kadar tamamlanmış barajla- rın elektrik fiatını ne kadar ucuz- ml timizde henliz mevcut olmadığından maliyetin bir hayli yüksek olacağı anlaşılıyordu. Ama bugün için Hırfanlının en Axls, $ AĞUSTOS 1957 Hirfanlı Batajının tıınelımn ağzı Aliın terine göz yaşı karışmasaydı... mühim meselesi bu eserin yükselmesi için emek veren işçilerin dertleriydi. Barajdakı sıkı muhafaza tedbirleri- nın arkasında saklanan en mlihım şey barajda çalışan Türk işçilerinin işveren İngilhiz şırketinden — gikâyet- leridir. Geçen haftanın ortasında Çarşam- ba günlü bir otomobil daha Hırfanlı barajı inşaat sahasının hudut kapı- sına yanaştı ve otomobilden inen zat Bölge Çalışma MüÜfettişi — olduğunu söyledi. Hırfanlıda çalışan işçiler Ça- lışma Müfettisinin yolunu gilnlerden beri gözlüyorlardı. Şikâvetlerini alâ- kalı makamlara uzun mücadelelerden sonra zorlukla duyurabilmişler, hâ- disenin bir müffetiş vasıtasıyla tahki- kini işçiler istemişlerdi. Bu — sebeple miüfettişin geldiğinin duyulması, işçi- leri son derece sevindirmişti. Ama bu sevinç çok sürmedi. Zira işçilerin mü- fettişle yalnız başına görüşmelerine meydan verilmemişti. İşveren vekili, Wimpey Şirketinin memuru Dündar Pehlivanlı bir an olsun Calışnıa Mü- fettişinin yanından ayrılmam fettiş işçi —mümessilleriyle Pehlivanın yanında konuşmuş ve işçi- lerden ey'in memurunun sözlerini dinlemişti. Bu Ümit kırıcı bir hal olmuştu. Hele Çalışma Müfet- tişi akşam ilzeri Baraj sahasından ayrılırken “burada bundan fazlasının yapılması beklenemez” deyince, işçi- lerin Ülmitleri büsbütün uçup gitmişti. İşçiler iyice anlamışlardı ki dertleri- ni teşkilAtlanmadan resmti makamla- ra duyurmağa imkân yoktu. Hırfanlı barajı işçilerinin bir sendika etrafın- da birleşme arzularının tahakkuk yo luna sokulması zaruüreti kuvvet kı— zanıyordu. Bu sebeple işçi mümes- silleri, Su İşlerinde çalısşan meselelerini pek yakından bilen İstan- bullu sendikacılardan Cemil Sermi- yasoğlu ile Seyfi Özbeli iş şartlarını görmek ve kurmak istedikleri sen- dikayı teşkilâtlandırmak Üüzere Hiır- fanlıya davet ettiler. İstanbullu sen- dan da ilstll kapalı bırakılmaya çılı— şıldı.Esasen Hırfanlıda çalışan işçile- ri en çok Üzen noktalardan biri de Devletin memurlarının — kendilerinin değil, bir ecnebi şirketin idarecileri tarafındaymış gibi görünmeleriydi. İşçiler hangi şartlarla çalıştırıla- caklarını bilmeden işe alınıyor ve bir temerküz kampımn girişini andıran telli, büyük tahta kapının arkasın- da kalan Hırfanlı barajı inşaatında her türlü insani ve kanun! şartlardan uzak ve unutulmuş bir halde gece gündüz çalıştırılıyorlardı. Eğer 60 ki- şilik koğuşlard de bir yatak- ta iki kişi - tahta bir ranzada yatmak, pahalı ve kötü yemekler yiyerek has- 400 kuruş alan, pazarları, gec.âlerl ” |