YURTTA OLUP BİTENLER Yanlış de sayfasının baş-ama en baş- kanının Başbaka » Şoförler Cemiye kkara şoförünün armıa—mna dua aşbukanın cevabı ise güzel örnek ve ıe Dü v menizi rica ederi saptan anlaşılan en amansız rakipleri lerinde, gazetelere açılan rmakla gösterilecek kadar azı 3 8 Temmuz 1957 Pazar tarihini taşıyan Zafer gazetesinin köşesinde, v ve miümkün olduğ kadar iri harflerle Ankara Şoförler Cemiyeti Baş- çektiği “vatanp(—rw—rlık numunesi” Başbakanın bu t?lgrala verdiği rik ti Başkanı telyralmda bir müddet önce kongrelerinde çekilmekte olan lâstik ve yedek parça darlığına dayan- manın, yapılı takta olan emsalj görülmemiş kalkınma hamlesinde An- sine düşen pek ufak ifade ediyordu. Telgm/ Allahın Başbakana “ihsan eylediği - kuvvetin ” ile sona eriyordu. eydi: “!)oı bin şoför arkaduaştımızın mutabık kaldığı bir kararı bana bildi- Ten telgrafınız, emin olunuz ki vicdanımda hiç bir hitabın cağı Dir rikkat ve heyecan yaratmıştır. b ifadelerinden birini teşkil eden bu telgrafınızı şükran hislerimle ve en derin sevgilerimle karsılamaktaı/mı Bu asil hisleri danlarında besliyen ve kangreyi teşkil eden o büyük heyete ve muhabbet duygukırıını bizsat ifade edebilmek fırsatını bana vermek . Şunü da kaydede ııım ki lüstik ve parça gibi da- nasıl daha f Ancak büyük ıklı&adî kıı!kıı.—mmııızm bınr menkibesi olarak kalacaktır. Yi sile ile ha 'eraha kawçmmcak ldstık aıparıçlerımız yollardadır. Bütün şoför arkada.şlanıııı muhabbetle d(-raguş ettiğimi ilâve et- Tim. şuydu: Bi miyeti Başkanının telyralı çok mütehaasis ı'tmıştı bile kendisinin hassas inkâr etmezler. Cevap bu hassasiyeti, bütün ranlılıdı ile akaettiriyor- du. Ama bu telgraflarda D. P. nin muıvı/fakwctsı..lığımn bir sebebinin yattığı da dikkatli gözlerden kaçmıyordu: Baş, tıği Iıarvkrt!ı—rdrn dolayı kendısmm takdir kalkınmamızla ilgili hâdiseleri lâyıkiyle aksettirmeyen tarafsız kampanya da ilhamını bu noktadan alıyordu. Şoförler Cemiyeti Bnşkammn çektığı telgrafla Başbakanı ziyade- ut günlere karşılık katlanılan bir feda, Iığm geçıd olduğuna inanmıyo rıiu. Kalkınmaya inanan ise mem İşaretler birinci itinalı bir se içinde bir. telgrafla t dolu cevap yer alıyordu. yapılan bir vatan vazifesi olduğunu yaratamıya- Türk vatanperverliğinin en vViC- teşekklir beni yörmenizi ve buntun sikentesi ile zaman ki şoför arkadaşlarımı daha da aşhbakan Menderesi Şoförler Ce- Zaten Menderesin sahip olduğunu kârlık olarak düşünmüyor, dar- ılekette şeyi bulmuş ve bu ihtimal birçok Jâyık bir diplomasiye taraftar olduğu bilinen sabık dışişleri bakamnın Londra konuşmalarında — Türkiyeyi temsil edeceği artık anlaşılmıştı. Ha- fızaları nisyan ile malül olmıyanlar ister istemez geçen Londra konuşma- Jarını hatırlıyorlardı. Fatin — Rüştü Zorlu, meılekten yetişmış diplomat olmasına nuşmaları ve diplo ıtca puarlıkları hiç sevmiyordu. Meseleyi kestirip atı- yordu. Nitekim iki sene evvel Lond- rYaya, bilinen mağrur edasıyla uzun âı:u maya Jlüzum olmadığını lemeye zıtmiştı ve böylece Kon- h iğ - feransı sanıldığından çok daha çabuk bmr eye muvaffak olmuştu. Zorlu- n bu “enerjik” davranışı o zaman- hır İngilizlerin de pek işine gelmiş- ti. Zira ol zamanlar Majestenin Hü- kumetmjn gönlü Kıbrısı elden çıkar- delegesinin sert çıkışı, “ben istiyorum, faka ya, Türkler razı değil” demek fırsa- tını kazandırmıştı. Kıbrıstaki tedhiş hareketleri de o tarihten sonra geniş- 1 İ Ama şimdi durum, iki sene önce— hal çaresini getireceğine herhalde hiç bir İngiliz devlet adamı inanmıyordu. Şu halde iki tarafa da muhtariyeti kabıl ettirmeye uğraşacaklardı. Takx- sim aleyhine son derece kuvvetli de- liller ileri sürülecektı ğunu anlatmak gibi zor bir vazife dü- şüyordu. DelE Tatlı mı, sert mi? Bu haftanın başında Pazartesi gü- nü, ikisi de İstanbulda cıkan Va- tan ve Dünya gazetelerinin manşetle- rini görenler pek şaştılar. İkisi de Başbakan Menderesin Çanakkale D.P. İl Kongresinde söylediği nutuktan bahsediyorlardı. Ama Vatan'ın baş- lhğı şuydu: “Başvekil muhalefete ve Dünya'nınki asıl olur da böyle iki türlü tefsır edılebılirdi" İşin Aaslında Va- ıan ım yazdığı Menderesin Çanakka- e İl Kongresınde söyledikleriydi; Dünyanınkı ige A. A. nın Başhakan söyledi diye yayınladığı nutuk.. Aradaki farka gelince bu, Mende- resin de tıpkı İnönü gibi “tatlı-sert” “tath”dan cok selâ Menderes sözü mu- halı(lerme genrmco bunlar hakkında “bazı yolunu kaybetmiş bedhahtlar” diyor ve hemen ilâve ediyordu: “Al- lah, taksiratlarını affetsin!” resin Çanakkaleden muha- hrlerine seslenişi hiddetli ve şıddetli rından çizgilerine kadar, iktidarı yık- mak için zehirin en şedidi, tezvir ve iftiralar yer alır. Rotatifler durma- dan işler. Sekiz sene böyle geçti!”.. Hayal kırgınlığı Ashna bakılırsa Menderesin bir ge- neral i irali edası bakımında vası bakımından hayal kırıklığı uyan- dırmıştı. Herkes zannediyordu ki “İk- tidarın başı” Çanakkalede İnönünün son İstanbul konuşmasını cevaplandı- racak Gazetelerin Çanakkaleye husu- si huhabirler göndermesinin bir sebebi de buydu. Ama Menderes, İnönünün konuşmasına uzaktan veya yakından en ufak bir atıfta dahi bulunmadı, C.H.P. nel Başkamnın konuşması- şkıl eden tek kelime söy- ale Il Kongresini ta- Men esin —ağzından Muhalefet ve basına yöneltilen sert sözlerle, meşhur kalkınmanın savun- masını dinlediler. Ama bu kalkınma edebiyatı eski- si kadar merak uyandırmıyordu. O Bgün temeli atılan 4 fabrikanın uyan- dırdığı vecdi ancak birkaç sima- da okumak mümkün oluyordu kı bun- ların başında bizzat Adnan Mende- na cevap tı lemedi. AKİS, 3 AĞUSTO8S 1957 — B (