YURTTA OLUP BİTENLER res vırdı “İktidarın başı” İl Kong- yapıldığı salonâa girerken ha- ,»ş“&.:,î du ve ne resin neş'esi yanındakilere de sirayet ediyordu. Bilhassa sabık' Irak Başba- kanlarından Fazıl el Cemalinin ya- nından Aayrılmayan yeni Devlet Ba- kanı Fatin Rüştü Zorlu, hayatından hir hayli memnun görlinüyordu. kar- şılayıcıların pek fazla olmams.aı bile “İktidarın başı” nin nı kırma- miışti. O kadar ki, resmını çekmek i- “Çekilin Çin etrafını çevirenlere biz de görelim” diyen foto muhnbir— lerine “Görmiyen yalnız sizlersiniz' diye takıldı ve hemen “Siz olmasa- nız halimiz nice olur!”' düye ilâve ede- rek gönüllerini aldı! Menderesin et- rafındaki kalabalık aslında o kadar Hattâ Zaferin kalabalık resimler cekme Üstadı — fotoğrafçısı Mehinet Sürenkök bile bu yüzden ya- Kkın plândan resimler çekmek zorun- da kaldı ve ertesi gün İktıdar orga- nınin sayfaları bu resimler ile dona- tıldı. Cuvala giren mızrak I ktidarın başı, Çanakkalede muha- liflerine sert sözlerle seslenirken anlara demediklerini de dedirtiyordu. Fialbuki artık Muhalefette “Çok şey yapıyorsunuz, biraz durun” yerine Menderesin arzu ettiği gibi "Yapılan— lar çok azdır. fazlasının yapılması lâzımdır” diyenlerin sayısı gittikçe ısımlen sıralı- Müdürlügü- tâbiriyle kalkınmanın yıl - bu yana adam ınkısaf ettiği başına düşen Fim ÇTT TEKTETETEİ milli gelir artmıyor. azalıyordu. Ama kalkınmanın tek ölçüsü gelirin art- masıydı, aksini iddia etmekle sader kendimizi a!databilirdik. Başbakanın da itiraf ettiği gibi, bir takım sıkıntılara katlanmış, ke- merleri her gün biraz daha sıkmak zorunda kalmıştık, fakat muhalif mu- vafık herkesin arzu ettiği kalkınmayı gerçekleştirmekten gittikçe uzuklaşıu yorduk. 1959 için vasul edilen “nurlu istikbal” herhalde cok uzaklara ka ; ihraç malları- mız dahilde sarfediliyor, ihracata bir şey kalmıyordu. Diğer taraftan itha- Jât zaruüreti gün gectikçe artıyordu. Sadece makinası değil, ham maddesi de dışardan gelen bircok fabrika kur- muştuk. Kapasitelerinin çok altında çalışmalarına rağmen bu fabrikalar döviz iktisat elureceğı yerde, döviz yiyordu! Bu, iktisadi sahada gelişi güzel hareket etmenin görülmemiş bir numunesiydi, Böyle hareket edi!- kçe “Kaf Dağı'nın arkasındaki “nurlu istikbal” bizi bir hayli müd- det daha bekliyecekti. 1 Ve yavaş kalkınmanın fiatını da sanıldığı gibi “milletçe” ö- demiyorduk. Parası olana yok yoktu. Gelirleri, şahlanan fiatlar kadar hızıı tan bakmakla iktifa” Muazzam kalkınma şimdilik sa- dece lârtan ibareltti, Üstelik yükü her türlü adalet düşüncesinden uzak bir şekilde dâr gelirli vatandaşların cı- hz omuzlarına düşmüştü. “İktidarın başı” nın Çanakkalede söylediği sözler bu düşünceleri zıhin- lerden silmiyordu. Ama kongrede en ziyade alâka —uyandıran lâfı Emin ediyorlardı. Adnan Menderes Çanakkale İl Kongresinden çıkıyor “Nurlu bir istikbab'e doğru Kalafat söyledı de yakındır!.” Bütün söylenenlerin söz tamamiıyle izah ediyo Âdalet Vatandaş mı, Başbakan nu? Geçen hafta Perşembe günü öğle- den sonra Ankara Taoplu Basın Mahkemesinin miahu koridora çı- kıp AKİS üllerinin ve avukatları- nL rini hmırdı Halen cezaevin- “Seçimler fevkalâ- mânâsını bu rdu. yerine oturv yordu. Duruşmanın ya- pıldığı & yazetemler daha ön. ceden doldıı nuşlardı. Basın AKİS'ın bu dAvasını bilyfik hır dıkkatle takip mııynrdıı Zira AKİS'in dâvacı- ları Başhakan Adnan Mendores 'ıl) Prof. Nihad Wrim ve İdeal a.rluı.d Sefa Kılıçhıoğlu idi. Duruşm layacağı müdahıllenn vokıli şöhretli Anayasa profesörli Avukat Bülent Nuri Esen de verin;i aldı. Daha duruşma başlar başlamaz Yusuf Ziya Ademhanın avukatı Mu- ammer Aksoy söz aldı. Aksoyun ta- go ek bir parlinlı hakimiyeti, denl- yor, memmleketi diktatorlüğe vö- İiktidara gelen €. in. tipki D. gib reket eti ün- dür halde yapılacak iş. hbir par- Montesgüleu, hürriyetlerin xaramlsinl kuyvetle- rin bölünmesinde hulmuştu. Bu ye- . garantiyi İl—tldara lştlrık eden partilerin çoğalmasında maktadır... Koulikyon hukümeti blr- çok Avrupa memnleketinde, hiç bir parti tek başına çoğunluğu temlin edemediği için zaruri olarak mev- cuttur; fakat şimdiye kadar hürri- yetler ve çok partili İktidar arasın- da bir münasebetin mevcudiyeti dü- şüinülmemiştir. koalisyoa hükümetle bir. tenkid mevzuudur, Bu bakıtmdan yeni teo- ri tamammiyle yerli malıdır. Bu yeml muvaffakiyetle — netlcelenmemiştir. İktidardan uzaktayken “didarı hilr- riyete”e kuside vyazan niyan? gruptar koltuğu oturunca ekki sevgililerinds çubucak unutmuşlardır. Bu vefasız- Diğim sebebi nedir? Yeni teorinin ta- raftarlarına göre hast tek bir iştirâk mlı—n partilerin sayısını Çça- partiler galtmaktıudar! Bu suüretle AKİS, $ AĞUSTOS 19571-