arap saçı oluyordu ve Hür. P. nin tu- tumu, bizzat Hür. P. liler için bile meçhul kalıyordu. Öteki partilerde” diye 'eski Üniversite mensuplarına mı, ya- hut “İnönüye inanılmaz” — tarzında başlayıp “C.H.P. samimi değildir”' tar- zında devam eden ve “'bıiz İşbirliğine taraftarız” tarzında biten nutuklara cecik delikanlılara mı “Partının söz- cüsü” diye bakılması gerektiği ha- len bir problem olarak ortadayldı. Partıler arasındakı husus! temaslarda selâhiyetli diye bilinen — lginıselerin sözleri Üzerinden iki giln geçmeden bu hatiplerden biri banıbaşka görüş ortaya atıyor, o temaslara iştirâk et- miş Öteki parti temsilcileri ise apışıp kalıyorlardı. Bu haftanın başındaki o gün Par- tide konuşulanları duvanlar için Hür. P. ileri gelenlerini ikiyeayırmak son derece kolaydı Hakikat de buydu, zi- ra perestler” ve “Realist”ler iki büyük hizip teşkıl edivorlar, son- . “opportünist- ler”, “saflar”, “alaturka kurnazlar”, rüşlüler”, “uzun görüslî!ler” vesaire dive ceşitli gruplara ayrılı- yorlardı. Hür. P. kuruluşunun Üzzerin- den uzun aylar geçtiği halde hâlâ bır Siyast Akademi hüviyetinden sıyrı bir handikap nıdugu'aşıkardı kafalı bir mahlükla oturulup ta nasıl konuşulabilir ve konuşmanın bir ne- ticesi olabilir miydi? Aşırı nikbinlik gün Sultanahmet meydanına bakan evdeki hava, her zaman- ki gibi aşırı ivimserlikti. Bazılarına bakılırsa, “beyler, her tamam” dı. Hür. P. dört bir tnraıa duman at- İstanbul garanti Hür. erde dağılmıştı. C H, P ve gelmce bıı ferstide varti Hütr P. ile müsavi şartlar 'al- tında işbirliği yaparsa günahlannm kefaretini öderdi. Bu C. ne nankör adamlardı! Knca Hnr P Bırf rejtm kurtulsun diye C. H. P. nin gilnahlarını omuzlarına alıp ta halkın karşisına cıkmayı kabul ediyordu da, onlar hâlâ müsavatı kabul etmeye ya- naşmıyorlardı!. Gencecik gencecik delikanlılar bunu —kongrelerde ale- nen söylemekten bile geri kalmadı- lar. Aym gencecik gencecik delikan- hlar fedakarlığı daha ileriye bile gö- türüyorlardı; Cumhurbağkanlığını T- nönil'ye verivnrımıh Buna rağmen * C.P P. nin “teğekklrler” diye Hür. P. ntn elme kapanmamasını akılları hakikaten almıyordu. Adama Cum- * 'Nurbaşkanlığını bıle verıyorlardı Da- ha ne istiyordu ARİS, 38 AĞUSTOS 1957 Tolerans KİS geçen hafta Hür. P. fin de değil, Hür. P. i bir malüm hizbin İşbirliği mev- zuundaki tutumunu tenkit et- mişti. Partinin organı Yeni Gün, de rexmen gazbteyi İlzam eden “Yeni Giinm” immyasıyla bir cevap neşretti. Garzete zannetmiş ki AKİN'teki yazıyı yuzan Prof. Turhan Feyzioğludur. Bir defa BİZ YAZINI ı,ıkınıştır o da lşhu'll- gl mevzuu ile uzuktan yakın- dan alâkalı değildir. Ama Yeni Gün, AKls in uızıumı C.'H. P. ye girdiği en beri - P. lilerin ümlt ettikleri gibi Hür. P. ye ilde C. H miş hararetle davet — olunduğu Hür. P. yi seçseydi Yeni Gün tarahndan göklere çıkarılmak- berdevam olacaktı. İyte “A- klı»ı Yazarına ('ov:ıp" baylığı- nı taşıyan yazının edasmı gös- teren bir kaç —ıee me ciülmle: “Akis Dergisi son ntlshasırn- da Alaturka Kurnazlık ismini taşıyan bir yazı ile bu sefer de lnırrhe( Partisine karşı hiç de rkekçe olmayan bir «rkadan urma — teğebi usmıo girlşmiiş hulunınak!adı v “Akik ile yakın yazı müna- sebetleri tesik etmiş bulunan vuürma ÜNi “Bu yazı tenkit namı altın- da Hür. P, yi tezyif etmekte, bir takım ash olmayan beyan- larla ona karşı olan — itimadı sarsmakta... Onu halk nüze- rırnda kncnk dluürmdie çalış- mıı adır Tkadan vurma teşebbü- ıu.ne 'g—!rişılmtç olmusı keyfiye- ka üuygun gör- ı!zunu iddia edon şarklımn şıiklıo zar. Büftin ba Gümlelerte — dolu yvazida ARKİS'in tankî“emle &- Hâkalı tek Af şu: “Akis Dergi sinde çıkan isnatltra Hüir. Ş yolları tıkamamış olmak — için büriün Cevap vermek 'niyetinde değitdir!” r Wi Doğresu pDak Saştık; “acabha biziin hüberimiz *ö ı Za- r Trüğefeüş Haşınlı- barrim Yen; Güne nf iğeçti di- YURTTA OLUP BİTENLER rçi aklı başında Hür. P. liler arkadaşlarını ikaza çalışmıyor deği!- lerdi. Bunlar., urup —konuşulacak bunca mesele varken tutup ta ade ad nı söylüyorlardı. Ama hayır, ötekiler bunu, hem de basının en muteber or- ganlarının ve en ciddi kalemlerinin aldıkları vazıyete rağmen bir türlü kabul edemiyorlardt.. Edemiyorlardı #&ma, onların yüzünden umumi efka önünde ıkincı defadır kı fena notu ge- ne Hür. P. alıyordu. Sonbahar ültimatomu Ür. P. kendi içinde geçen sonba- hârde verilen ve bir gaf olduğu herkes tarafından teslim edilen “ülti- matom - muhtıra” Üzerinde bile bır karara vâaramamıştı. Bazıları hâlâ bu- na cevap bekliyorlar ve öteki partile- rin, şartlarını umumi efkâr önünde alenen bildirmesini mıvorlardı Ne nin en akıllı yun eğilmeden müzakere mi edilebi- lirdi ? Bu yüzdendir ki bir defa il kong- resinde, sonra Parti Meelisi tebliğin- de C. H. P. nin ortaya attığı ve ha- kikaten realist olduğunda Nad diden Orhan Köprülüye bütiün tarat- Bızların Üzerinde ittifak ettikleri gö- rüşler, Hür. P. nin o dan bir samimiyetsizlik örneği, nin gelişmesini önleyecek bir oyun, bır kücük manevra diye vasıflandı- rılıyordu ve bu grup tepinmekte de- vam ediyordu: Bi müsavat vaad- edersiniz, siğinle sonra müzakereye geçeriz! Halbuki hukukta hakıki mü- savat milsavi taraflara mlüsavi mu- amele değil miydi ve "kuvvenerıml— elim, 80 i alsın” demek alaturka kurnaz- hk değil de neydi? Bu vüzdendir ki bu haftanın or- tasına kadar Sultanahmet meydanı- na bâkan evde bir karara varılama- dı. Her kafadan ses çıkmakta devam ediyordu ve kargaşalık arasında ma- tlesef Hür. P. son zamanlarda ha- kikaten iyi çalışarak temin ettiği ser- mayeden bir parça daha yiyordu. C M. P. de ttidal una mukabıl otekı kücük Muhale- gidiş, daha iİyi kıymctlendlrme ynhmdu te- bir takım netı- e Har knş makla değil, selâhiyetli şekilde oturup görlişmekle varılacağını anlamış görünüyordu. Nitekim bt haftanın ortasında Partı- nin Genel Başkan Vekili Fued Arra ihtimal ki Karadenizin sert havası- nın bnzduku itidalini yemden kazan- r bey Y