| | L D A 'B DUW AM Yazarlar Malaparte öldü — Geçen ayın son haftaları içinde, Roma'nın Rönesans stilinde ya- pılmış büyük kliniklerinden birinde, günümüzün en tanınmış İtalyan ya- Zarlarından biri hayata yumdu. Şöhreti bütün dunyayı tutmuş giriyor, fakat ölüme en fazla yaklaş- tığı sanılan anlarda bile büyük bır yaşama azmiyle gözlerini açarak Ö- Jümden daha kuvvetli olduğunu, ölmek Hattâ bundan iki ay kadar önce bir radyo röportajcısı ile yaptığı konuşma da iyileştikten sonra yapmak istediği Hele bir iyileş- taplar yazacaktı. Papayı Zi- yaret etmeyi de düştinüyordu. Öyle ya, Papa birkaç glin önce iyileştikten erçekleştirecekti. Röportajcı boyıece bütün İtalyaya bildirebilirdi. Ölümünden birkaç dakika öncesi- ne kadar hayata böylesine bağlı, Ö- lümden böylesine uzak olan bu yazar, Curzio Malaparte'den *başkası değil- di. Malaparte 1898 yılında Floransa'- da doğduğuna göre öldüğü sırada 59 yaşındaydı. Bu 59 yılın büyük kısmı gezilerde geçmişti. Hattâ kliniğe yat- tığı sıralarda Komünist Çinde yaptır &1 bir geziden yeni dönmüş bulunu- yordu Gerçi kendisini dünyadan ayı- &mansız hastalığın ilk belirtileri ikı yıl kadar önce ortaya çıkmıştı a- ma Malaparte bu belirtileri kendisin- de ötedenberi Mmevcut olduğunu san- dıgı hafıf bır akciğer tüberkülo- u için başlangıçta pek ı.)dırış etmemişti Halbuki doktorlar Malaparte'nin yakınlarına hastalıgm tüberküloz değil kanser olduğunu Böylüyorlardı. Bu acı teşhis kendısm— den bUyük bir dıkkatle gizlendiği i- çin Malapdrte hayat gözlerini ytı- marken bile hasts.lığmın ismini bilmi- yordu. İçi gülen donuk gözler Asıl adı Curzio Suckert olan Mala- parte edebiyat âlemine 1921 yılın- da atılmıştı. Gözlerindeki istihza do- Ju bakışlar o sene yayınladığı ilk ki- tapların daha başlıklarında bile göze çarpıyor, sanki bu başlıklar gelece- ğin gerçekçi olduğu kadar müstehzi nın bütün eserlerine ışık tutu- : “Lânetlenmiş Azizlerin İs- yanı” ve “Hadımların Düğünü”.. Ma- laparte bu istihza huyundan ölünce- geçemiyecek, büttün kitap- ı:r a, ağla nacak halımıze içi gülen donuk gözlerle bakacak! Malaparte, Mussolini ve Faşizm Ma.l ap: 'nin yazıda ustalık yolu nu tuttuğu günlerde Birinci Dün- ya Harbi sonrası İtalyası da rejimde faşizmin yolunu tutmuş bulunuyor- du. Faşizm, 16 yaşındanberi hararet- li bir hayat süren ve siyasi inanış ba- kımından anglo-sakson görüşlerin- den cok uzakta bulunan genç Mala- parte için çok ilgi çekici bir deneme teşkil ediyordu.. Bu yeni siyasi rejime karşı duyduğu ilgiyi ve ondan bekle- dıklerini Malaparte en iyi, birincisi- ni kincisini ise 1928 yılında yayınladığı iki kitapta belirtmiştir: "Yaşayan Avrupa” ve “Barbar İtal- n yazarın büyük Ümitlerle knleme aldığı bu iki kitapta anlat- mak istedikleri şöyle hülasa edilebi- Hr: “İtalya artık Avrupaya hakim o- lan Kuzey medeniyeti karşısında eski Akdeniz medeniyetini temsil eden bir Ülkedir. Bu bııkımdan fikri değerler- ğerlerden başka birşey - tanımayan Kuzey medeniyetine karşı savunmak da ona dlilişer.. Bu savunma ise ang- l60 - sakson yazarların ortaya koyduk- ları demokrasi, liberalizm ve sosya- lizm gibi siyasi rejimlerle halledile- mez. İtalya'nın kendine has yeni bir hükümet şekli araması lâzımdır”. İtalyaya has hükümet şeklini bir ara faşist idarede bulduğunu — zan- neden Malaparte, ço geçmeden, Muüssolini'nin de aradığı adam olma- dığını anlamış ve 1928&'lerden başla- yarak biülyük bir cesaretle —Mussoli- i bi yılların Malapa hemmiyetsiz bırkaç kitabın değil, fa- kat aynı zamanda “Hükümet Darbesi Tekniği” gibi Ünif bütün İtalynyı tut- müş bir kitabında yazarıdır kımdan, bir parça Mussolım ye bUyUR ölçüde de aldanmış bir insan olarak kendi kendisine karşı duyduğu kırgın- lığın ilhamıyla yazdığı “Bay Bukale- mun” isimli eserin ilk kısımları bir Ce- nova dergisinde yayınlandığı vakıt, Müussolini, yazarın halk arasında uyan- dırdığı sevgi ve kazandığı şöhretten korkarak selâmeti Malaparte'yi .İtal- OKUYOR yadan — uzaklaştırmakta bulmuştur. sürgün devresi geçi kinci DÜnya Harbinin patlu verdıği günlere kadar daimi polis nezareti altında bulundurulacaktır. Dünya Harbi ve Malaparta 1 kinci Dünya Harbi patlak verdik- ten sonra Malaparte ilk olarak bir dağ birliğine tayin edildi. Bunun revlendirilerek Rus cephesine sönde- rilen Malapartı arasında man aleyhtarı kı.—ıınılaıa rastlamldıgı için bir Alman harp divanı tarafın- dan, 1941 yılında, bnce Polonyadî». sonra da Finlandiyada mecburi ika- met cezasına çarpıldı. Mussolini ile yerleri hiç yadırgamayarak bilâkisg buralarda kurmuş olduğu eski dost- luklar sayesinde cephedi yazmağa başladığı “Kaputt” (Kaputt Alman- c&a'da ışe yaramaz, ramparça an- lamında kullanılan bir kelimedir) i- simli kitabını tamamlamak fırsatını bulacaktır. Kaputt harp içindeki Av- rupanın durumunu mlüstehzi olduğu kadar realist bir gözle inceleyen ve yayınlanır yayınlanmaz — yazarının şöhretini İtalyanın çok dışına taşıra- rak Malaparte'nin bütün dünyaca ta- nınmasını sağlayan bir kitaptır. İtal- yalı yazar, bu eserinde, savaş yılla- rının feci bilânçosunu, yıkılmış, pa- ramparça olmuş bir Avrupa ile bütiün manevi değerlerini kaybetmiş insan- lığiın durumunu bliliyük bir basarı l göz önüne sermektedir. Ancak, Mala- parte bu bilanço nekadar kötü olursa olsu gelecekten — Ümit- siz değıldır Çünkü kıtubmın önsözün- mirasını olduğu gibi kabul etmekten çok daha iyidir. aparte, Mussolini indirildikten gonra, 1944 landıyadan İuılyaya dbnmuş ve bun- , kısa süren bazı geziler htlsna edılirse bir kere daha anıvau. nından ayrılmamıştır Son larda daha ziyade azetecilikle uğrasın yazar, “Kaputt' lle şöhretinin zirvesi- iktidardan a Fin ne ulaştıktan sonra gene harp içindeki Alvrupayı anlatan “Deri” ismini taşı- yazmıs bir öncekinin gördüğgğü rağbeti kazanmamakla bera- ber bu kitap da bütün dünyada büyük birilgi ile karşılanmıştı. Ölümünden az önce yayınladığı “Mel'un Toskana- hlar” isimli kitabı ise Malaparte'nin kudretli kaleminden beklenileni ver- mekten çok uzak bulunuyordu. Malaparte'nin oıunğlt ile, İtalya edebiyatmdı Büç do boşluk açı lmışt ır. Â