C İ Bursaya düşen jetin hali Gökten inen ölüm Kazalar Şehir içine dişen jet senboğa Hava Alanının radyo-te- lefonunda oturan genç kadın bir- den heyecanla önündeki âletlere doğ- ru kulaklarını biraz daha yaklaştırdı ini sonuna kadar boğuk blr ses hep aynı cümleyi tek- rarlıyordu: “— Bursa Merinosa Fabrikası tize- rine bir jet düştü, bir jet düştü... Ha- vada jeti olan Üsler jet lenm kontrol! etsinler, kontrol etsi Radyo-telefonun, sesi bir hayli madeni aksettiren ahizesi içinde ay- nı cümleler, defalarca ve defalarca tekrar edikdi ve sonra ses yavaş vaş kayboldu gitti. Aynı anda Tlrki- yenin muhtelif alanlarında radyo-te- haberdar ediyorlardı. Düşen bir Jet olduğuna göre, askeri bir uçaktı. Bu bakımdan bilhassa askeri alanlar büyük bir telâş içinde avada olan jetleri ile temas ediyorlar ve pi- lotların sağ ve salim olup olmadıkla- rım kontrol ediyordu. Bandırma, Eski- şehir, Diyarbakır Üsleri uçaklarının hepsinin normal uçuşlarını yaptıkla- . Yalnız hafta Per- ordu. Radyo-telefonları başında içinde kıvranan nöbetçiler, düşen fe- tin hangi Üsse ait olduğunu araya dursunlar, aynı anlarda Bursa sema- larında Türk Havacılık tarıhinin bel- ki de en korkunç faciası cereyan e- diyordu. Balıkesir üÜssünden kalkan ve bir talim uçuşuna çıkmış bulu- nan Üç jetten mürekkep bir filo, uçu- unu tamamlamış, Bursa Üzerinden Bahkeqıre doğru dönerken tam Meri- noa Fabrikası Üzerine geldiklerinde filonun gol kanadını teşkil eden pilot teğmen Ayhan Baysalın kumandasın- daki jet, birden ani bir arıza yaparak kumandadan kurtulmuş ve yere doğ- ru alçak uçuşa geçmişti. Büyük bir sürat içinde seyreden jetin kumanda- dan kurtulduğunu ve gemi azıya al- mış bir at gibi yere doğru seyretti- ğini gören pilot, uçağı hiç bir şekiıl- de kurtarma üÜümidinin kalmadığını maz hemen önündeki düğ- melerden birine basarak otomatik sandalyesi ile beraber havaya fırla- mış ve paraşütünün açılarak kendisi- ni sağ sağlim yere ulaştıracağını um- muştu. Pilot bir an için yere çakıl- mak Üzere olan uçaktan kurtulmuş- tu. Ama otomatik sandalyesi ile beraber havaya fırladığı yer bir pa- raşütün açılmasına yetecek yüksek- likte olmadığı için altında bulunan sandalyenin ağırlığı da kendi ağı:- lığına eklenerek bir kurşun hızı ile Merinos Fabrikasının beton kaplı bahçesine çakılıp parça parça olmuş- tu. Aynı anda, havada büsbiltün başı- boş kalmış olan jet ise bir müddet da. ha süzüldükten sonra fabrika arazi- istirap sinden çıkıyor ve hemen biraz ilerde- bictikten sonra yirini ka ile infilâk ederek bunları ve civar- daki on küsur evi daha tarumar et- ve yanmağa — başlamışstır. Sa- deme öylesine anı, infilâk öylesine Oy]esine şiddetli alık önce kor- kunç biır sessizliğe bürunmuş ve son- ra da ana bab, Çatırdayarak yanan evler, patlıyarak kırılan canılar, alevlerin ortasında ka- hp kavrulan ve yanan insanlar, fer- yat figan velhasıl hafızaların alanıı- yacağı korkunç bir manzara ortaya çıkmıştı. Azrail tırpanını insafsızca Bur: sanın bu mütevazi mahallesi Üze- biçiyordu. itfaiye ve aske- ri birlikler semti sıkı bir kordon altına almış ve olanca kuvvetleriyle gelişme istidadı gösteren yangını sön- dürmeye koyulmuşlardı. angın söndürülüp enkaz altından cesetler çıkarılmaya başlanınca faci- anın ne kadar blülyük olduğu bir kere daha anlaşıldı. Ölenlerin sayısı (18) kışı idi. Cankurtaran arabalarının a- lelacele hastahanelere taşıdıkları ya- rah sayısı ise 14'ü bulmuştu. Daha bunlardan başka 20'ye yakın insan da muühtelif yerlerinden hafıf yaralar almışlardı. Haâdisenin ertesi giünil yapılan ha- zin bir törende Türk Bayraklarına sarılmış tabutlar, ta Ulucamiden Pı- narbaşındaki mezarlığa kadar onbitli- lerce Bursalının elleri Üzerinde ve göz aşları arasında ebedi istirahatgâh- larına götürüldü. Ama talih Bursaya oynadığı acı oyunu az bulmuş olacak ki faclalar silsilesi hemen burada kapanmıyor ve Bursa faciasının cereyan ettiği sa- atlerden hemen bir kaç dakıka sonra Izmırde de bır başka facıa cereyan e- diyord İki kurban daha G aziemir Hava Alanından kalkan iki talim uçağı Tor! balı üurlnde seyrederlerken Dağkızıl nahiy! cıvarındaki Nif Dağı ugtUne geldıkle- uçağının alttan gelen bir sademesine maruz kalmış ve aşağıdan karıya doğru yükselen Atillânın uçağının pi- lot mahalli Teğmenin uçağının per- vanesi tarafından parça parça edil- mişti. Tabiatiyle bu arada Teğmen Oktayın uçağı da pervanesi kırılarak kumandadan çıkmış ve da Nif Dağı üstüne düşmlülşlerdi. Her iki uçağın pilotu da feci Şşekilde öl- müşlerdi. Böylece bir günde cereyan eden Üç uçak kazası 20 kurban veril- mesine sebep olmuş ve yalnız Bursayı, yalnız İzmiri değil bütün memleketi derin bir mateme boğmuştu. A4KİBS, $ AĞUSTOS 1951 /