YURTTA OLUP BİTENLER ekonomısının esaslarını bılıyoruz E- ilerlemek u şekildedir ki sanayi kalkınma ta- Ben bir iktisadçı deği- . Burada bir siyaset adamı veya devlet memuru bulunmi yorum. Sadece Ur Amerikalı vatan- aşım ve yardım mevzuunu tetkikle vazifeliyim. Bu sebeble suallerin bu- radaki işime dair olmasını ehemmi- yetle rica ederim". t Başkanının cevabı, sual s ayın he- nı Tü kıyedekı insanları aç sahibinin bu fikre ıştırakını beklem melıydı. Hem artık sual de sormıyacaktı, zira he yet başkanından cevap alamıyacağı- nı anlamıştı. Mr. Faırless burada su- de görülen baskıcı plânlama metod- larının çerçevesinde mutalaa edile- mezdı, Türkiye kalkmıyor, ilerliyor- m de totaliter memleketlerin usulleriyle değil, liberal metodlarla. Heyet üyeleri Türkiyedeki ılerlemeyı farketmişler miydi? Heyet Başkanının cevabı şu oldu: vet, Türkiyede bir ilerleme farkedılıyor Ama b tekrar - söyle- ssedıyonım, siya- sı faalıyetlerle alâkalı değiliz. Bura- aki vazifemiz Amerikan yardımı a- lan milletlerin bunları nasıl kullan- dığını görmek, eğer mevcutsa ten- kitleri ve temennileri dinlemektir". Bu kları, bırkaç hakiki gaze- kip New York Tımes ni sordu. Heyet başkanı bu mevzuda Eylülden beri çalıştıklarım, sayısız raporlar okuyup ıstatıstıkler tetkik ettıklerım, buraya ö yahatlerinin mak, onların reaksiyonlarım gormek ti. Cumhurıyetten Ecved Güresin bir karsı bir kale telakkı edip etmediğini sordu. . Fairles şu cevabı verdi: Gayet tabii! Turkıyenın komünizme karşı bir kale olarak kalacağına da Ecved Güresin mütea- etin Yunanistanda bulun- dugu sırada Yunan basınının Türki- ye aleyhinde yaptığı neşriyattan bah- setti. Mr Fairless bundan haberdar dahi görünmedi. Sıra yenıden vaiz- suale gelmişti. sefer sözü ele Zaferm tanınmış başyazarı sonu ge elmiyecek sanılan bir hitabet örneğine başladı. Heyet 6 Ziya Tansunun sualini yanlış anla- mıştı, şimdi kendisi o suali açıklıya- caktı. Ziya Tansu şunu değil, bunu demek ıstemıştı Türkiye ıktısadı sa- hada katı ve totalıter bır plânla ha- reket etmiyordu. miyle liberal esaslara göre hareket ettıgı için A- merikan yardımını da aynmı şeki ldı kullanmıştı. yet azalarım fenalık basmıştı. Ust d nihayet sualini sordu; t azala- :'lı bu vakıayı müşahede etmışler miy- Mr Fairless uzun nutka şu kısa es- vapla mukabele etti: Benim size verilin yardımla- rla her dolarmın ne şekilde sarfedil- diğini ve nereye gittiğini bilmeme İsim ve Cisim ünlerden beri Zafer'de ' 'İ- hi S m"li bir başka yazıyı hatırlıyorlar erçi O yazının çıktığı Ay- dınlık Mecmuasının 30 uncu sa- yısı bugü Zafer'den bambaş ka bir şekılde takdim edilm tedir. Zaferin Üü Demokrasinindir y- dınlık Mecmuasının o kapagını tas "Butun dunya ışçılerı birle- siniz" vecizes zıl renkte bir portresı suslemekte- dir. Ne r ki, şu "İsim ve Ci- sim" buluşu demek 31 senedir itibarını kaybet memi Ha, bir fark daha mevcut' Bugün! ü "İsim ve Cisim"li başmakalede Çelıkbaş nasıl ve- riliyorsa, öteki "İsim ve Cisim" li yazıda Üstad Lenin aynı gü- rültücü üslüpla göklere çıkarı- lıyor. Sonunda da "Sen belki de bir isimin fakat cismin tekev- vün etmektedir! Selâm sana, U- ğur sana, ZAFER san deni- liyor. Altındaki imza: Bur an Asal. Hani o zamanın Burlıan A- safı, bugün ZAFER'de Bur- han Belge ımzasıyla başmaka- leler yazmaktadır imkân yoktur. Sadece yardımın tah- sis yerlerini umumi bir yorum. Bu va: zıyete göre yapılan yardımın iyi bir şekılde kul- lanılmış okluğunu söyliyebilirim" dan Kemal Bağlumun ve Hürriyetten Seyfeddin Turnanın 'ga zeteci sualleri"nden son uzun nefesli bir hatibe geçtı. Bu se- gazetesinden Niyazi Acundu. Üstad iyenin Amerika ile müşterek menfaatlerinden, Ame- rikaya besledıgımız dostluktan bah- setti, Türkiyenin Rus emperyalizmini nlemek isin yaptığı fedakârlıkların uzun tarihçesini çizdi, nihayet Tür- kiyenin en çok yardıma muhtaç vs lâyık olduğunu bildirdi. Mr Fairless şu cevabı verdi: 5 aklı olarak, hiç bır memleket Amerikan yardımım kâfi bulmamak- tadır. Yalnız şu unutulmamalıdır ki yardımın geldiği yerin imkânları da hudutsuz değildir. Amerikan yardımı muayyen çerçeve içinde yapılmakta- dır ve eri arun kadar zengin sayılmamalıdır. Eğer öyle olsaydı A- merika utun memleketleri askeri bakımı dan en' modern şekılde onat- maktan elbette kaçınmazdı." Hatip yeni bir nutka koyuldu. Tür- kiyenin kalkınması Rus emperyaliz- mine kar: kalmıştı, Heyet azaları raporlarında bunu belirtmeliydiler. Mr Fairless gü- lerek "Pek âlâ, pekâlâ" dedi. Toplan- tı bitmişti. t azaları o gün Büyük elçinin öğle yemeğinde, Cumhurbaşkanının çayında, Başbakanın akşam yemeğin- de bulundular, bir ara Kasım Gülek- le görüştüler ve ertesi gün Türkiye- den He yetın gıderken bıraktıgı intiba şu olmuştu: Ame rk azalacaktır, ama de Bizimle beraber yardım görmeğe baş- erika müsaade edemez. Bu ba- kımdan Avrupaya yardım faslından umumi Mr kısıntı yapılsa da Türki- yeye Bağdat Paktı veya Eısenlıower doktrini faslından aynı al mekte devam edecektir. Fakat, fazla- sı değil! Bunun lehimizde mi, mi bir netice olduğunu kalmıştır. Hükümet Açıklanan niyet Bu hafta Pazartesi aleyhimizde takdir bize gunu, öğleden lisinde Devlet Bakam Emin "Başbakan adına konuşacagı" nı bil- direrek kürsüye çıktığında salonu dolduran buyuk kalabalık dikkat ke- sildi. Bahis mevzuu olan bir sözlü Hür. P. milletvekillerinden nı tatbik ettiğim toplantı kanunlarından şikayet edi- yordu. Emın Kalafatın gözlerinden büyük yemlik, hatta ehemmiyet u yolda olduğumuzu iddia etti, 1956'da DP nin büyük eserle- n bir çoğun meyvalandığını ılerı surecek kadar cesaret gösterdi. Ama Ziya Termenin sorusu, asıl, re- AKİS, 19 OCAK 1957