MUSİKİ Necdet Demir Festivalin — sürprizi Bundan önceki her konserinde ve opera temsilinde Necdet Demir, ileri gelen ses sanatkârlarımızdan biri ol- duğu kanaatini uyandırmıştı. Fakat hiçbir zaman entonasyonunun bu ka- dar güvenli, sesinin bu derece büyük ve renkli, ifadesinin böylesine zen- gin ve musikişinaslığının sapsağlam olduğunu ortaya koymamıştı. Şimdi- ye kadar söylediği belki en güç mu- siki olan bu İied'lerde başlıca vasıf- larını açıklaması, bir ses sanatkârı için en parlak medhiyeleri hak etti- rir. Arel, altı şarkıdan müteşekkil bu e- serini 1952 yılında bestelemişti. Şar- kılardan birkaç tanesi, bundan üç yıl kadar önce, bir Helikon konserin- de, Leyla Gencer tarafından ilk defa söylenmişti. Pazar günü tamamının ilk ıcrası yapılıyordu. 1926 yılında ölmüş Alman şairi Rainer ia Rilke'nin " Les Roses" adli şiirleri üzerine, oniki ton sisteminde beste- lenmıştı. Arel bu eseriyle gene, hem usta bir zanaatkar, hem de zeki ve duygulu bir sanatkar oldugunu gös- teriyordu. Bülent Arel'in -İlhan Us- manbaş'la beraber- modern Türk mu- sikisinin en ileri bestekârı oldugunda şüphe yoktu. es /-partisine verdiği u- zun hatlarda, musıkısının melodik ımkanlarını araştırıyor, piya- no partisinde Öölçü ve rıtm meselele- Oo karakterde bu ıkı artinin birleşmesinden meydana gelen netice, şaşırtıcı ve çok zevkli, bir tezat tesiri yapıyordu. Bestekarın Fransızca pro- ZO dıye hakimiyeti de bilhassa kayda degerdi Rilke Liedleri, Bülent Arel'- in, festivalin ileri konserlerinde çalı- icak eserleri için dinleyicilerde bir heves uyandırmış olduğu sanılabilir- di. Programdaki diğer Türk eseri, ro- mantik -empresyonist- folklorcu Ad- nan Saygun'un viyolonsel ve piyano sonatıydı. A şarkılarından 17 yıl önce yazılmıştı Fakat aradaki fark pekâlâ, her iki eserin, çağlarına baglılıkları bakımından bir değişikti: ği gerektirmeden, 37 yıl da olabilirdi. Bu mülâhaza bir tarafa Saygun'un sonatı biçim bakımından klâsik, muh- teva bakımından romantik, yerli me- lodilerin kendi dıllerıyle değil de bestekârın tercümanlığı — vasıtasıyla soz sahıbı oldukları iyi -kurulmuş, i. $Lematik tezatları itinayla uzlaştırılmıştı. İlk vmanın fırtınalı birinci temi ken- diliğinden, ürik bir ikinci tem aratı- yor ve aranan bulunuyordu. İkinci muvmanın ortasındaki fugatodan nis- beten omofonik yazıya geçiş, dinleyi- ci irkiltmeden, rahatça yapılıyordu. Bu sonat herhal e Saygun un en u- yanık eserlerinden biriydi Programda ayrıca — Beethoven'in a Ma sır. Fransı bestekarlarından— nçois Franco- 9r sonatları VU. A- sırdan Alman Georg Muffat'ın -Cas- sado tarafından düzenlenmiş- Arioso'- eber'in -Piatigoraki'nin duzen ledıgı— Adagio ve Rondo'su mith'in tadına doyum olmaz " Caprıc— Martin Boch- mann, diğer konserlerinden daha da geçirdi. Mithat Fenmen ise, bu uzun program boyunca, gerek Bochmann'ın, gerek Necdet Demir'in piyanisti olarak, güç vazifesini — muvaffakiyetle — ifa Konserler Verilemiyen konser Geçen hafta Salı günü Ankaranın münekkitle- de aylardanberi verilecek en mühim konser saydıkları bir resitali merak- la bekliyorlardı. Metropolitan Opera- sının yıldızlarından birini, kendi mü- tevazı operalarının sahnesınde dinle- yebilme zevkine erişeceklerdi. Devlet Operasının salonu, son koltuğuna ka- dar satılmıştı. Açıkta kalanlar, çe- şitli yollardan, bilet sağlamağa ça- İışıyorları Aynı gün İstanbulda Hilton Oteli- nin bir odasınd nç ve el bir Amerikalı kadm 40 derece ateşle hasta yatıyordu Soguk almış, anjin olmuştu. Bir gün önce Yugoslavya— dan uçakla İstanbula gelmişti. O gün ogleden sonra Ankaraya hareket et- mesi gerekiyordu. a halde, odasından bıle dışarı çıkamaz i, O öğle bülteninde Ankara Radyosu Eleanor Steber'in konseri- nin, sanatkarın rahatsızlanması sebe- byle Verılemıyecegını bildirdi. Büyük hevesle beklen konseri, - başlama saatinden sekız saat once al et- mek mecburiyeti hasıl olmuştu. Mise Steber'in yakalandığı soğuk algınlı- ğı, bir ses sanatkârı için hi e hemmiyetsiz sayılacak cinsten olma- dığı için, sanatkarın aynı hafta için- de İstanbulda vereceği konser de su- ya düşmüştü. Turnesi Amerikan Dış İşleri Bakanlığı tarafından destekle- nen ve ANTA tarafından plânlanan no, diğer memleketlerdeki kon- serlerinin tarihleri kesin olarak tes- bit edilmiş bulunduğundan, Türkiye- eki iki konserini, ıyıleşmesını bekli- yerek, birkaç gün sonraya a azdı. nkara ve İstanbul konserleri gayri muayyen bir tarihe bırakılmış, baş- ka bir ifadeyle, iptal edilmişti. Sanat— karın bütün temennısı, Pazartesi gü- nü Beyrutla vereceği konsere yetişe- bilme Bu a Amerikan Haberler Mer- kezi, Eleanor Steber'in turne dönüşü Turk iyeye uğrayıp, bir — müddet cikerek dahi olsa, konserlerini verme- sini sağlamağa çalışıyordu ama, pek e yol fazla ümidi Eleanor Steber Bir başka bahara AKİS, 19 OCAK 1957 ge-