K A D IT| Sosyal Hayat Sürprizli bir öğle yemeği Alr(ıkarada büyük faaliyet gösteren adın derneklerinden bir tanesi de muhakkak ki, Türk - Amerikan Kadınlar Kültür Derneğidir. Bu der- neğin Türk ve Amerikalı hanımlar- dan müteşekkil 400'den fazla üyesi vardır. Dernek 14 çalışma koluna ay- rılmıştır ve yemek derslerinden tu- da halk danslarımıza kadar bir- çok programlara yer vermektedir. Türk - Amerikan dostluğunu tat- biki bir şekilde temsil eden bu üye— lerden büyük bir kısmı 9 Ocak günü öğle vakti Ankara Palas Pavyonun da toplandılar Uyeler arasında bü- bir samimiyet vi k. manın mevcudiyeti derhal nazarı dikkati celbediyordu. Nazarı dikkati celbe- den bir ikinci nokta da ağır başlı bir Güzel şapkalar, güzel elbi- seler, güzel kürkler — mütevazi bırer bürünmüşlerdi. Birçok ma- salarda Türk - Amerikan dostlugunu temsil eden senbolik resimler, bayraklar vardı. eler ellerınde numaraları, masalarda oturacakları yerleri arıyorlardı. Terlerini bulanlar n oturuyorlardı. Her masada birkaç tane Türk hanımı, bir- kaç tane de Amerikalı hanım vardı. Amerikalılar, ekseriya isimlerini ya- kalarına 1lışt1rd1klerı küçük kartlara yazmışlardı. Böylece, tanışma kolay- lamıyordu. Zaten öyle mevzular var- dır ki, dünyanın neresin den gelirse gelsin, her kadın için terektir. Guzel bir elbise herkesi alâkadar edi- yemek yiyen yordu ve neş'e içinde N bir masada iki Türk hanımının iki Amerikalı hanıma, yarı İngilizce, ya- rı Türkçe ve yarı Fransızca Türk pi- lâvının tarifnamesini verdikleri du- yuluyordu Toplantıdan maksat, yalnızca gü- zel bir yemek yemek ve Türk hanım- ları ile Amerikalı hanımları tanıştır- mak değildi... Yemek r bitmez Dernek Başkanı Nusret Sezel mikro- fon başına geçerek dernek faalıyet— lerine ait bazı malümat vermiş ve sö- zü meslek kadını programı başkanı Nahide Karamızrak'a bırakmıştı. Nahıde Karamızrak evvelâ köylü programını t im — edeceğini bıldırmıştı İkinci bir program daha vardı. Fakat bu toplantının sürpri- ziydi ve bir müddet daha esrar per- desi arkasında kalacaktı. Köylü kadın programı Ankara Palas Pavyonunda gayı canlı bir şekilde terlıp edılen koy— lü kadın programı başarılı geçti. Bu programda 1940 senesinden beri mevcut o e günden güne ge- bahsedil- lişip buyuyen bır gayeden di. Bu gaye ilkokulu bitirmiş, uya- nık ve medeni bir Türk koylu kadım tipi yetiştirmek ve bu tipi mütema- diyen çoğaltmaktı. Maarıf'ın koy ka- dınları için tertip ettiği "Gezici biç- ki ve dikiş kursları" senelerden beri bu gayeye hizmet ediyordu. İşte An- kara Palas Pavyonunda Türk ve A- merikalı hanımlar, bu kurslarda biz- zat çalışan üç Türk kadını ile tanı- şacaklardı. Plânlama ve hazırlama Mıkrofon başına davet edilen Le- man Subaşı Milli Eğitim Bakan- Ankara Palastaki yemekten görünüş Hem sohbet, hem ders, hem de eğlence!. 24 lığında Kız Enstitüleri Şubesinde mu— dürdü. Köy kurslarının plânlam hazırlama işinde büyük faalıyet gos— teriyordu. adem ki nüfusumuzun yüzde sekseni köyde oturuyordu, köy- lüyü daha müreffeh, edenı bır hayata kavuşturmak baş g yemiz olmalıydı. Şehirlerde kız ens titüleri, akşam sanat mekteplerı kız arımıza ev bilgisi vermeğe — çalışır- ken, koylerımızde de köy kursları bu vazıfeyı yapmağa — gayret ediyordu. öy kurslarında köylü kadına ev düzeni, ev temızlıgı dikiş ve ekonomi du. Son zamanlarda müstahsil vaziyete geçirmek için cid- di çalışmalar yapılıyordu. Ziraata ait bilgilerin yanında dokumacılık sana- tının ihyasına da büyük ehemmiyet verilecekti. Tatbikat Programı bizzat tatbik eden öğret- menlerden biri de Mesadet İnce idi. Mikrofonun başına geldi ve heye- canla, inandığı şeylerı anlatmağa başla: adı: Cemiyetin kalkınmasında en mühim rolü oynıyacak olan kadındı. Zira çocuğu yetıştıren oydu. Bir öğ- retmen, köye gittiği zaman, evvelâ hiçbir. zorlama yapmıyacak, tama- miyle köylüye intibak edecekti. cak onun itimadını ve zandıktan sonra, onu bak ettırebılırdı Ev temizliği, giler - yanında esadet 'nin uzerınde durduğu birşey de medenı terbiye idi. Mesadet İnce koy— ü kadınlarının, el işlerine ıstıdatlı olduklarını soyler en goster o ile boyanmış, . Soğan ka- boyacılık, dikiş ve nakış köylü kızlarımızın se- ve seve Öğrendikleri şeylerdi. 58 İrtibat lânlama işi ve tatbikat arasında mühim bir vazife yapan irtibat memurları da mevcuttu ve Vuslat Altındağ bunları temsilen mikrofon başına geldi. Çetin bir şekilde çalı- şan bir insan olduğu, her halinden belliydi. Yüzü meşakkatle yuğurul- muş gibi ciddi fakat o mabette ira- deli ve olgundu: köylere tâyin edi- len genç öğretmenlerin yerlermı ha- zırlamak, sait bır gezici Öğretmene aitti. de mütemadiyen köy Bazan otobüsle, bazan at sırtında, ba- zan da aral ada, azan da tabana kuvvet!. Ama Vuslat Altındağ bun- ları gayet mütevazi bir lisanla anla- tıyordu hararetle alkışlandığını gö- rünce de fevkalâde — şaşırdı. F kat mikrofona çıkan bir başkası da hazır bulunanları şaşırttı. Adı Hali- me Ekinci idi ve Ankaranın yalın- cak köyündendi. Uzunca saçlarını at kuyruğu gibi, tepede toplıyarak sık- mıştı, kestane rengi, tatlı gözleri var- dı. Mikrofon başına geldi kendim diktim" dedi. Halime Ekinci- AKİS, 19 OCAK 1957