YURTTA OLUP BİTENLER Meydan Okuyanlar HP. nin Allahlık sözcüsü U- lus'ta dehşetli bir yazı! Za- fer Muhalefetin müşteri ek teb- lıgını, küçümsemiş, ona miş. Ulus ateş püskürüyor: Şu fareye benzettikleri tebliği lütfen — neşretsinler. Bakalım halk efkârı bunu nasıl karşıla- ban! aslan Ulu 2 Çekınm yen, mayan, kahraman Ulus? Pazar- okuyucuları tebli- ğin metnini bulmak için sayfa- larını didik didik ettıler Yoktu. C.H.P. nin imzaladığı — tebliği Ulus neşretmemişti. Meğer biti- yormuş ki Zafer neşretsin. Menderesın renkli portrelerini neşretmiyor diye tuttursa... kukunu zaruri gördüğü bir dâva yo- şılaştığı güçlükleri safha safha ber- taraf ederek gerçekleşmiştir." Nitekim Hür. P. nin altındaki Bul- var Palas lokantasında C. ve Hür. P. lideri lerını döner kebap yer- ken görenler sevinçlerini saklamadı- lar. Buzlar tamamile erimişti. Ölü kaldırıldıktan sonra Muhalefet partileri — işbirliğine bir emrıvakı karşısında kalarak git- Hadiselerin de onları o yo- la surukledıgı şüphesizdi. Ancak Par Meclis Gruplarının muşte lıgı daha ziyade evde kalm H.P. ile Hür. P. ınd. bir görüş bırlıgıne varılmıştı ti fillen rejim leleri ' bahsinde aynı cephede old klaı'ını müşahede fırsatını bulmuşlardı. Acaba C de bütün tereddütlerini bırakıp Grup- lar arasındaki yakınlaşmayı partiler- arasında işbirliği işin köprü sayacak mıydı ? erçi müşterek tebliğde sadece fi- kırler belırtılmış, nasıl hareket edi- usu esküt geçilmişti ama yapılan temaslarda bazı prensiplerde ittifak temin edilmişti. Meclise an- cak milli menfaatlerin icap ettirdiği fevkalade hallerde girilecekti. se- im dış politika meselelerinin muzakeresı bunların arasındaydı. Bun dan başka iktidarla münasebet ol- mayacaktı. CHJP nin ve Hür. Avrupa İstisari Konseyıne gon— derdıklerı delegeler geri çekilecekti. Resmi davetlere icabet edilmeyecekti. -Zaten Munhalefet liderlerinden bir ço- u bunlara çağırılmıyordu ya...- Mec- lıse gırıldıgı hallerde de aynı plânda edilecek ve fikir birliği ya- etini hiç bir meselede des- teklememek kararındaydı Tâ ki de- mokratik rejim teminat altına alın- sın! u satırların yazıldığı sırada Mu- halefet yeniden mütereddit halıne av- det etmişti. Fakat müşterek bir henin faydası da! şahed olundugun- an ceph i C.H. ile ur deva nın tem nin arzusuydu Zira umumi efkarın hareketi ne — kadar tuttuğu, ne büyük sempatiyle karşı- ladıgı açıkça ortaya çıkmıştır Bir cep- k cağında ze ce, şüphe yoktu. Eğer bu C.M.P. li olursa el— bette kı daha iyiydi. Fakat C.M.P. dahi olsa milleti tatmin edecegı, milletin hakiki arzusuna cevap vere- ceğı anlaşılmıştı. O takdirde C.M.P. nin, Türkiye Köylü Partisinin halını, lacagını ve treni kaçırmamak gerek- tiğini aklı başında C.M. hatırdan uzak tutmamalıydılar. Nitekim müşterek tebliğden bır kaç gün sonra İiderler yardımcılarıyla birlikte yenıden bir araya gel Buluşma i C.H.P. Göriişme ar- zusu en fazla bizzat Bölükbaşıdan gel- mişti. Mecliste Kıbrıs meselesinin mü- zakeresi ihtimali vardı. Muhalefet bu müzakerelere katılma kararını husu- si olarak zaten vermişti. Liderler bu mevzuda yapacakları konuşmaların e- nı müştereken tesbit ettiler — ve f kır teatısınde bulundular. İktidar çevreleri 'fiyasko diye ken- di kendilerini avuturlarken hakiki kıymetli işbirliği -son tereddü lerden de kurtularak- güneş ışığına çıkma , yolundaydı. lıderlerı Çarşamba günkü sürpriz itekim bu hafta Çarşamba günü, Meclise gelenler Muhalefete ait sı- raların muhalif mılletvekıllerı tara- fından ışgal edilmekte olduğunu gör- dül Do grusu istenilirse sır iyi mu- hafaza edilmişti Çar a sabahı bir toplantı yapılmış ve ara seçımle— rinin tehir olunması hakkında P. Grubu başkan ve başkan vekıllerı ta- rafından verilen bir takririn gündem- de bulunması dolayısıyla celseye iş- tirak edılmesı kararlaştırılmış . Li- derler o mevzuda ne söyleyeceklerini de bırlıkte hazırlamışlardı Hakikaten Meclis büyük bir mücadeleye sahne oldu. Muhalefet hatıplerı Inonu Çelik- pıldı ve her iki taraf hatiplerince kati çeken sözler sarfedildi. Zabıtlar neşredildiğinde bu sözleri tam olarak tesbit kabil olacaktır. Muhalefetin de- dıgı şuydu: a seçimleri iktidarlar ıçın bir nabız yoklama ımkanıdır, millet. Anayasaya aykırı olan son ka- nunları tasvıp etmemektedir; buyru nuz seçim yapınız, neticeyi görecek- siniz; 14 seçim bölgesi halkının rey akkını tanımakla mükellefsiniz; kal- dı ki Anayasa buna sizi mecbur mektedir. İktidar ise ara seçimi yap- ayasa mecburiyeti olmadı- "Siz ekallıyettesınız, izim arlarımı- za uymakla mükellefsiniz" dıyordu D.P. ekseriyetinin fikrine, bu nin yeni zihniyetinin temsılcılerınden Hamdi Sancar Sebati Ataman ter- cüman oluyorlar aynı saftaki millet- vekillerinden Murad —Ali Ülgen de kendilerini hararetle destekliyor, mu- halefet hatiplerinin sözlerini karşılı- yordu. Fakat grupta bir donukluk bu- lunduğu seziliyordu. Celsenın alaka uyandırıcı İnönünün sözünün başkan tarafından saded dışı" dıye kesılmesı oldu. Re- e geçildi ve D. P. ekseriyeti tehır ka- rarını kabul etti. Zaten daha evvelce verilmiş bir grup kararı olduguna gö- re başka türlüsü düşünülemezdi. Doğ- rusu istenilirse Muhalefetin Meclise irerken bunu a katmadığını sanmak fazla safdillik olurdu. Dinleyiciler arasında bir çok kimse, tarafı mukabil takdikle Muhalefetin manev- rasını neticesiz kılacağım düşündü. Hakikaten, seçim kanunu ara seçim- lerine kadar değişmeyeceğine göre son Belediye seçimlerini boykot eden Mu- halif partilerin ara seçimlere girme— leri son derece tuhaf olurdu. Ne v kı bunların yapılmasını talep ett ıkle- göre girmekle de mükelleftiler. Her halde, bir karışıklıktır gidecekti. Fakat Başbakan son derece hafif bir konuşma yapmakla iktifa etti. Bir çok milletvekili tatmin olmamıştı. Böylece Muhalefetin boykotu sona ermiş bulunuyordu. Çelikbaş ve Bö- "kbaşı Meclist niçin ayrıldıklarını izah ettiler: Anayasaya aykırı kanun- lar çıkarılırken şahıt vaziyetinde kal- Hikâye Adam apartmanın — damından ! düşmüştü. Altıncı katın ö- nünden geçerken pencerelere ü- şüşenler sordular: "— Nasılsın, nasılsın?" Adam gülerek cevap verdi: "— Mükemmel!. Mükemmel! Dördüncü katla yeniden sor- dular: "— Ne haber?" — Oh bir serinlik, bir serin- lik.. Uçuncu kattakilere de seslen i: — Aman ne hoş' Hayatımda hiç bu kadar iyi olmamıştım. Birinci kattn önüne gelmişti, hâlâ bağırıyordu: "— Yaşasın!. Demir gibiyim.." Sonra? Sonra, hiç! Yerden a- damın ölüsünü kaldırdılar. |." şöyle AKİS, 14 TEMMUZ 1956