TAR Demokrasi Bir yıldönümü undan tam dokuz yıl muz 1947 de gene böyle sıcak bır gunde T rkiyı Cumhurbaşkanı — İs- t İnönü- demokrası tarihimizin en kıymetlı vesıkasını neşred ordu. Ve- daha dldıgı tarihin admı l k 2 mmuz beyan- namesi" diye anılacaktı Tu kiye Cum- hurbaşkanı -İsmet İnönü- bu beyan- meyle sadece demokrasi kımı yurekten, ınanarak arzuladıgını ıspat etmiyor, aynı zamanda dem teyenlerın nasıl hareket etmelerı ge— rektiğini, de ortaya koyuyordu. O yaz aylarının başında Muhalefet ile Hü- kümet başkanı çok şıddetlı, ihtilâf ha- İindeydi. t başka!t Muhale- feti ihtilâl metodları kullanmakla suç- landırıyor, -bu sırada bir D.P. li mil- letvekili C.H.P. mensuplarını kastede- rek "bunların kollarını, — ayaklarını, kafalarını kıracağız, kanlarını içece- ğiz" diyordu-, buna mukabil Muhale- fet Hükümet başkanının baskı yap- tığını iddia ediyordu. Meclis CHP. Meclisiydi, Hükümet C.H.P. hüküme- tiydi iktidar kayıtsız şartsız CHP. nindi ve Türkiye Cumhurbaşkanı " met İnönü- hukuken .P. nin Genel Başkanıydı .Bu şartlar altında — bir Türkiye Cumhurbaşkanının -İsmet İ- nönünün- ne yaptığının hikâyesi a- şağ aldığımız beyannamede tafsılatıle nakledılmektedı Beyannamenin metni evvel, 12 Tem ükümet Reisi ile ve Muhalefet Li- deri ile son günlerde memleketin iç. durumu üzerindeki konuşmalarımı ve bu hususta kanaatlerimi ve fikirlerimi söylemek zamanı gelmiştir. 7 Haziran tarikinde görüşmek üzere çağırdığım Bay Celâl Bayar bana, De- mokrat Partinin, idare mekanizması- nın baskısı altında bulunduğunu be- yan ve şikâyet etti, Haberdar etti- ğim Başbakan,. ayni mevzuları daha evvel aralarında görüştüklerini hikâ- riklere karşı çok güç durumda kaldı- ğını beyan eyledi. Bundan sonra, iki tarafı bir arada dinlemek için, 14 ha- ziran, tarihli buluşmayı tanzim ettim. n ve Yardımcısı Devlet Ba- k ile Parti Başkanı ha- Zzır bulundular. Ikı taraf arasında kar şılıklı tartışma içinde iki buçuk s dev: eden bu konuşma başladıgı noktada bitti. Demokrat Parti Başka- nı, partisinin baskı altında bulundu- ğu noktasında ısrar ve partisinin ka- nun dışı maksatlar ve ihtilâl usullen takıbettıgıne daır İthamları redd tti. üküm eisi, idare mekanizm baskı yaptığı ıddıası ceğini ve şikâyet takibe hazır o duğ tekrar söyledi ve Munalif Partinin çalışma usullerını düzeltmesi lâzım — olduğu iddiasında kaldı. kabul d miye- sıkalarını tetkık ve 4 17 Haziran tarihinde Bay Bayar'ı - tekrar kabul ettim. Bana vaziyeti ar- kadaşlarıyle görüştüğünü, benim duru- arşı teşekkürle mütehassis ol- duklarını söyledikten sonra baskı var- dır kanaatinde olduklarını teyıdey e- di. Bunun üzerine; iki defa görüştü- ğüm Başbakan, ıktıdar partısı ile mu- halefet partisinin Büyük Meclisteki münasebetleri ve karşılıklı çalışmala- rı yolunda hayırlı terakkiler olduğunu takdirle söyledikten —sonra, "biz de kendımıze duşen vazıfelerı sadakatle nıncaya kadar partilerin münasebet- lerinde itimadı artıran terakkiler ola- cağına ümidi kuvvetli olduğunu ilâve eyledi. Bu beyanatı Bay Bayar a24 Haziran tarihinde naklettim. ayar, bana, fiif neticeye intizar edılmesı lazımge- leceğini bildirdi. Bundan sonraki tar- tışmalar Muh lefe t Liderinin Sivas nutkunda ükümet Reisinin 2 Tem- muz tarıhlı beyanatınd ve nd n- raki karşılıklı cevaplarda l ş tür. Vaziyet hü l olunursa ıkı taraf şıkayetlerı nde sında ısrar miş ve şıddetlı tartışmalar esnasın- da karşılıklı iyi niyetlerin ifadesi o bazı tatmin edici parçalar hatırlarda kalmıştır. Siyasi havayı yumuşatan bir iyilik olmak üzere, dertleri bilenlerin, kendiliklerinden, karşı tarafı teskin edici tedbirler alacakları ümidi uyan- netice beklemek" şeklinde ifade ettiği hükümde görülür Yani, bir başka turlu söylenirse, vazıyet karşılıklı id- dialar bakımından düğüm halini mu- hafaza etmiştir. Şimdi ben, bu düğümü çözmeğe ça- lhışacağım. Ikı tarafın şikâyet ve mü- dafaalarının delillerini tafsil etmekte fayda görmüyorum. Zaten bunlar u- mumi efkârca da kâfi derecede bilin- mektedir. Gördüm ki, —taraflardan hangisinin haksız, yahut hangisi daha evvel karşısını kırmağa başlamış ol- duğunu aramakta da fayda yoktur. Ben, idare mekanizmasının baskı yap- tığını Hükümet Reisinin kabul etme- mesini, böyle bir hareketi tasvip et- miyeceğini katiyetle beyan eylemesi- ni, bir teminat ifadesi olarak aldım ve bunu Bay Bayar'a söyledim. Ben, Mu- halefet Liderinin kanun dışı maksatlar ve metodlar isnadını reddetmesını, mu- halif parti çalışması için şart olan ka- nun içinde kalmak esasının gözönünde tutulduğuna ve tutulacağına dair tat- min edici bir teminat olarak kabul et- tim ve Başbakana bunu söyledim. Her iki tarafla uzun konuşmadan çıkardı- gım bu netıcelere ınanmak ıstıyorum kette siyasî çen iktidar ve muhalefet tecrübesinin muvaffak olmamasını, bir senedenberi geçirdiğimiz tecrubelere, onların da- yanamamış ve bugünkü siyasi duru- lde edememiş olmalarında görü— yo kanaatimce, bir buçuk senedenberı geçirdiğimiz tecrübeler a- ğır ve bazan ümit kırıcı olmuştur; amma, gelecek için her türlü ümitleri haklı çıkaracak bir muvaffakiyet de temin edilmiştir. Bu durumu muhafa- za etmek ve n gelişmes mak, iktidar ve muhalefet partılerının vazifeleri olmak lâzımgetir. Gelecek için tedbirler, benim kabul ettiğim gi- bi, şu noktadan hareket etmekle bulu- nabilir. Benim bu son dinlediğim kar- şılıklı şikâyetler içinde mübalâğa pa- ne olursa olsun, hakikat payı da vardır. İhtilâlci bir teşekkül değil bir kanuni siyasi partinin metodları ile çalışan muhalif partinin, iktidar parti- si şartları içinde çalışmasını temin et- mek lâzımdır.Bu zeminde, ben, Dev- let Reisi olarak, kendimi her iki par- tiye karşı müsavi derecede vazifeli gö- rül rüm. İdare mekanizması, yâni Valilerimiz ve maiyetleri, bir senedenberi çok ağır tin mevcut olup olmadığı bile şüphe götürür idi. Sorumlu hükümetin huzur ve asayiş vazıfesı münakaşa götürmez. Fakat meşru ve kanuni sıyası partıler kar- sı tarafsız, eşit muamele burıyetı, siyasi hayat mnıyetının temel şar dır. Bu arada, siyasi partilere mensup olan veya görünen hususi maksat sa- hiplerinin şirretliklerini pervasız ola- rak .tesirsiz birakmak hususunda par- tilerin dikkat göstermeleri icabeder. Siyasi partilerin hangisi iş başına ge- lirse gelsin, onlar, idare mekanizma- sında çalışanların haklarına ve itibar- larına karsı adaletli bir zihniyette ola- caklarına inandıracaklardır. Zannediyorum ki Hukumet Reısı ile Muh lefet Lideri arasındaki son tar tışmada, iki tarafı sebat ettıklerı nok— tadan ayırmak gayretine düşmeksizin, her iki tarafın bekledikleri şeyleri söy- lemiş ve temin etmiş oluyorum Vatandaşlarıma, Hükümetle ve ikti- dar partisi ile muhalefet partisi ara- sında görüşme ve araya girme safha- larını olduğu gibi anlatmış olduğumu ümidederim. Varmak istediğim netice, başlıca iki parti arasında temel şartın, yâni emniyetin yerleşmesidir. Bu em- niyet, bir bakımdan, memleketin em- niyeti mânasını taşıdıgı için, benim ö yok ehemmiyetlidir. Muhale- dığından müsterih olacaktır. Iktıdar muhalefetin kanun haklarından başka bir şey düşünmediğinden müsterih bu- lunacaktır. Büyük vatandaş kütlesi ise, iktidar bu partinin veya öteki par- tinin elinde bulunması ihtimalini vic- dan rahatlığı ile duşunebılecektır Bu neticeye varmak için karşılaştığım güçlükler, çok zaman, yalnız ruh! ma- hiyette olan amillerdir Bu güçlükleri mek için, siyasi hayatımızı idare eden iktidarda ve muhalefetteki lider- lerin samimi yardımlarını isterim. Bu beyanatımı, neşrinden önce. Baş- bakanla Muhalefet Lideri gormuşler- dir. AKİS, 14 TEMMUZ 1956