bulunmasıydı. — Nikbinlik yarın ikti- arın alınıvereceği yolunda budala- ca bir nikbinlik değildi. Ümidli eda, daha ziyade, demokratik rejimin bir daha geri götürülemiyecek şekilde milletimize malolduğuna dair Genel Başkanın inancından ileri geliyordu. İsmet İnönü sanki meseleleri tak- dim ediyordu. Kurultay bunları pişi- recek, sonra kendisi kapanış nutkun- da pişen yemekleri bir tabağa koyup yeniden ortaya çıkaracaktı. Malüm dâvalar teker teker ele alındı. Ana- yasa, adli teminat, üniversite muhta- riyeti, basın hurrıyetı, macerasız bir dış politika, 6-7 eylül faciası.. İsmet İnönü 1 en bu yana iktidarın Ve muhalefetin tutumlarım da hülâsa et- ti, hadiseleri kısaca belirtti. Nutuk başladığı gibi nikbin bir havayla so- a eriyordu. Delegeler görülmemiş tezahürat yaptılar. Fakat İsmet İnönünün ya- yındaki oklar, bundan ibaret değil- di. Şu satırların yazıldığı ana kadar Genel Başkan sık sık müdahalede bu- lundu ve eline fırsat geçtiğinde kür- süye çıkarak bazı meseleler hakkın- da fikrini söyledi. En az nutuk ka- dar ve hakikatte nutkun da üstünde ehemmiyet taşıyan kısım bunlardı. Fakat evvelâ "Sırrı Atalay bom- bası" ndan bahsetmek lâzımdır. Heyecanlı bir düello S alı günü öğleye doğru Kars mil- letvekili genç Sırrı Atalay kürsü- ye çıktığında, Ulus sinemasının alt kat salonunu dolduran delegelerin bir çoğu içinden "Allah Kasım Güle- ğe kolaylık versin" diye düşünmek- ten kendini alamadı. Sırrı Atalayın. Genel Sekreteri hırpalıyacağını her- kes biliyordu. Zira evvelden bir ta- kım hazırlıklar yapılmıştı. Sırrı Atalay partinin sevk ve ida- resinden memnun olmadığım biç bir zaman saklamamıştı. Hattâ, Meclis Grubunda bizzat İsmet İnonuyle sert münakaşalara girişmişti. dare tarzı, parti kademelerine bir türlü hakini olamıyordu. Genel Mer- kez hareketsiz, selâhiyetli organlar ifti milletvekiline göre Ka- C.H P. için iyi bır Genel Sekreter değildi. Sırrı Atalay Kurul- taydan çok evvel partinin sevk ve i- daresını tenkid edeceğini açıklamış- tı. Kars milletvekili bu fikirde yal- nız değildi. Derece derece bir ço kimse Kasım Gülekten şikâyetçiydi ve onun değiştirilmesini istiyordu. Ancak bunların biç biri o makama kimin getirilmesi gerektıgıni söyliye- cek vaziyette değildi. Zira gayrı memnunlar partinin — münevverleriy- di. Bu sıfatla da münevver hastalı- ğına, yani tembelliğe müptelâydılar. Yumurta kapıya gelince — çalışırlar, hemen biç bir partı kongresine git- mez, hattâ sesini dahi işittirmez, son- ra Kurultay gelince Genel Sekreterin değiştirilmesini ve dah lâyığının bulunmasını İsmet İnonuden ister, beklerdi. Nitekim bunlar Kurultayın are- fesinde aralarında görüşmeler yaptı- AKİS, 26 MAYIS 1956 Kasım Gülek Et mi, zerzavat mı? lar. En atılganları - ve şuphesız en samimileri - Sırrı Atala un konuşmasına bir eskiz hazırladılar Bir çok hususi toplantı tertip edildi müdavelei efkarda bulunuldu. Bom bayı Sırrı Atalay patlacaktı. Böy- lece zemin yoklanmış olacaktı. On- Şemsettin Günaltay Yuvaya dönüş YURTTA OLUP BİTENLER dan sonra vasiyete göre, hücum kı- taları harekete geçec Bu Ur plândı. Anut planın hususıyetı tama- miyle parti menfaatinin düşünülerek hazırlanmış bulunmasıydı. — Yıkıcılık, fesad bahis mevzuu değildi. Nıtekım Kurultay da bunu müşahededen geri katmadı. İşte Sırrı Atalay böyle bir lıazırlıgın sonunda, salı günü öğle ü- zeri kürsüye çıktı ve on dakikalık za- man tahdidine Trağmen, delegelerin müsaadesiyle bir saate yakın müd- det fikirlerini sert cümleler halinde ifade etti. Konuşmasının daha ilk ke- limeleri, eğer toplantı bir D.P. top- lantısı olsaydı Kars milletvekilinin, partiden derhal ihracını gerektirir- di. Zaten toplantı bir D.P. toplantısı olsaydı Sun Atalay kürsüye çıkmak fırsatını dahi bulamazdı ya.. Zira a- leyhte ve şiddetli konuşacağını her- kese duyurmuştu. Bu C.H.P. lilerde hiç akıl yoktu! Kurultaydan — evvel yaramaz çocuk hakkında ihraç kararım alıverirsin, sinemanın kapısından dahi içeri gire- mez. Böylece lider de memnun olur, delegeler de.. Ama C.H.P. bu şekilde davranmadı ve propagandaların en büyüğünü yaptı. Belki de ilk defa o- larak tarafsız vatandaşta, eski par- tinin hakikaten değiştiğine dair kuv- vetli zehap uyanmış oldu. Taktik kurbanı S ırriı Atalay en güzel fikirlerini, n kötü bir hatip gibi araladı. Tenkıdlerınde tamamiyle olmasa bi- le pek çok, ama hakikaten pek çok bakımdan haklı bulunduğu ortaday- dı. Son Kurultaydan bu yana Genel Merkez hemen hiç bir şey yapmamış- Lâf ebeliği. Çarık ve Kok- eyl partiler.. Palyaçoluk Yapılan bunlardı. Çalışılmamıştı. Seçim neti- celeri dahi tesbit olunamamıştı. Bir gazete uzun tereddütlerden sonra çı- karılmıştı. — Plândan, programdan bahsedılıyordu Peki, C.H.P. nin plâ- , programı neydı" Mıllet artık eh— nel Sekreter bunu gerçek- leştirmek ıçın kifayetli değildi ki.. Bunlar ve bunun gibi tenkidler bir çok delegenin zihnini işgal eden . Ama Sırrı Atalay, fena Mecliste yaptığı gibi taktik hataları işledi, haklı bulundu- ğu meseleleri sempatik hale koya- madı, zaman zaman ısırıcı oldu, po- litik sayılamıyacak gaflar yaptı. Ko- nuşmasına "tenkid edeceğim" diye başlamıştı. Eğer Shakespeare oku- muş olsaydı böyle demez, "methede- ceğim" der, işe o yandan başlar, son- ra sırayı "ancak" a getirirdi. Fakat Kars milletvekili acemilik etti — ve böylece kötü bir hatip tarafından sı- ralanan en haklı, en güzel tenkidler en faydalı temenniler kendisinden sonra kürsüye çıkan haksız, ama ağ- zı kalabalık ve mugalâtacı — Genel Sekreter tarafından adeta bir bir çü- rütüldü. Kasım Gülek bir tek şey isbat et- mişti: Adnan Menderesle mücadele 5