26 Mayıs 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 4

26 Mayıs 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER C.H.P. Kurultay B eş yüz kadar milletvekili bu haf- tanın ortasında çarşamba sabahı gazetelerini okuduklarında, hiç şüp- hesiz derin bir göğüs geçirmekten kendilerini alamamışlardır. O gün manşetlerde bir meslektaşlarının is- mi vardı: Sırrı Atalay. Sırrı Atalay şöyle demişti, Sırrı Atalay böyle de- laydan geçilmiyordu. Hele Zafer, Sır- rı Atalayın hikâyesini ballandıra bal- landıra anlatıyordu. Sırrı Atalayın şiddetli hücumları, ırrıi - Atalayın yaylım ateşi... Fakat ertesi gün, o beş yüz mil- letvekilinin gözünün gayrı ihtiyari a- radığı havadis hiç bir yerde, hattâ Zafer'de bile çıkmadı. Partinin Genel İdare Kurutu toplanıp Sun Atalayı ihraç talebiyle Yüksek Haysiyet Di- vanına sevketmemişti. Sun Atalay afaroz edilmiyordu. Genel Başkan Sun Atalayı ne muhterislikle, ne si- yasi ahlâksızlıkla, ne politika sapık- İığı ile itham etmişti. Ulus ise, ses- sizdi. Her şey tabii karşılanmıştı an beş yüz milletvekilin- den pek çoğu, içten içe de olsa, Kars- tan milletvekili seçilmemiş bulun larına yandılar. Karsta seçimleri C. H. P. kazanmıştı. Hele o beş yüz kişiden bir tanesi yardı ki yüreğinin yandığını büsbü- tün hissetti. Zira yarası tazeydi ve üzerine sanki biber ekilmişti. Bu, E- dirne müilletvekili Cemal Köprülüy- dü. Demek ki Türkiyede, gruba tak- sir verip sual sormak ne kelime, a- çık Kurultay toplantılarında liderle-- ri şiddetle yeren, onlar hakkında söy- lemediğini bırakmayan milletvekil- lerini "fesad" damgası vurarak kov- mayan partiler hâlâ mevcuttu. .H.P. nin XII. Kurultayının en büyük başarısı bu oldu. Prestijle artan kalabalık urultay pazartesi sabahı, görül- miş bir delege kalabalığının ve O nısbette dinleyicinin huzuruyla a- çılmıştı. Ankaranın otelleri adam al- mıyordu. Ama bu otellerin içnde meşhur 'Ankara Palas yoktu. Anka- ra Palas nin iktidar yılları kurultayları sırasında dolardı. Buna mukabil o devrin muhalefet partisi olan D.P. nin Büyük Konegreleri es- nasında, pazartesi günü adam alma- yan dıger oteller Trağbet görürdü. Sanı 1948 deydik. Sanki yeniir parti iktidara gelmenın hazırlığı i- çimdeydi. C.H.P. bundan evvel de bir muhalefet partisi olarak Kurultaylar yapmıştı. Ancak onlarda bir durgun- luk, bir hayal kırıklığı, bir ümidsiz- lik havası vardı. efer ise, tefti de Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana birinci defadır ki eski parti küllerinden silkinmişe — benziyordu. 4 Haftanın sonlarına doğru, bu silkini- nın ateşine sahip degıllerdı dinamizmine de erişmiş görünmü- yorlardı. Ama memleketteki hava- nın 1948 havasının esi olması, mille- tin o günkü kadar iktidardan bezgin bulunması eski partiyi kurtarmıştı. Düşününüz ki C.H.P. nin XII. Ku- rultayını takip edenlerin arasında Bayındırlık Bakanının cazip refikası Bayan Çav da vardı. Tıpkı 1948 bakanlarından bazılarının refi- kalarının, kocalarının partisini değil, muhalefeti tutması gibi o da her şe- ye rağmen Ulus sinemasının balko- nunda müzakereleri dinliyordu. 1956 da 1948 in geri geldiğinin bundan i- İsmet İnönü Persona Grata yi delili mi olurdu? Tarih tekerrür ediyordu. Bir çok kimse bundan, 1958 de de 1950 nin tekrarlanacağı mânasını çı- kardı ki, bunların yanıldığım söyle- mek hadiseleri bilenler için son de- rece zordur. Millet reyini her halde artık vermiyecekti. Peki, kime verecektı" Kurultayın bir çok delegesi "CHP. ye versin" diye gay- ret sarfetti. Şak şaklar... azartesi sabahı delegelerin bir al- P kış hastalığına tutulmuî oldukla- Ti görüldü. Rekor İsmet İnönüdey- di. Genel Başkan i: ğıltımemeış tezahü- ratla selamlandı. Sanki yer yerinden oynamıştı. İsmet İnönü bütün Kurul- taylarda aynı şekilde alkışlanırdı, a- ma hiç birinde bu kadar coşkunluk ve hararete rastlanmamıştı. una mukabil Kasım Güleğin selâmlanma- sı evvelki toplantılara rağmen sönük geçti. Halbuki Genel Sekreter, mu- tad veçhile sabahın erken saatinde Ulus Sinemasının kapısında yerini al- mış ve ilk delegeyi dahı bizzat kar- şılamıştı. Toka maktan elının nasır bağladığını, nıtekım salı kendisini müdafaa ederken ıftıharla gösterecekti. Ancak Kasım Güleğin ölçüsüz hareketleri Kurultay delege- lerının bir kısmını tereddüde düşür- üştü. Bunlar alkışlara katılmama- yı tercıh ettiler. Delegelerin ismi okunurken bir hadise havayı canlandırdı. Bir delege Celâl Bayar adım taşıyordu. Eskiler bunu yadırgamadılar, bir çok Kurul- tayda aynı ismi delegeler arasında duymuşlardı. Buna mukabil yeniler alkış tuttular. Onlar, çift partili re- jimin gençleriydi. Başkanlık de gürültü uyandırmadı. Şemseddin Günaltayın başkanlığa getirileceğini, kendisi dahil hemen herkes biliyor- ekseriyetini laylıkla topladılar. Bundan sonra sı- a Genel Başkandaydı. İsmet İnönü sahneye çıkarken, sahnede ve sahne- den inerken yeniden tezahürata yol açtı. Delegelerin hepsi, ayakta al- kışlıyorlardı. Genel Başkanın muh- — telif cumlel eri de aynı şekilde mua- mele Ama dogrusu istenilirse Çankaya yokuşundaki pembe evde uzun emek- le hazırlanan nutuk, son senelerin güzel nutuklarından biriydi. Hadiselere bakış Ismet İnönünün nutkunda, Cumhur- başkanlığı yapmış bir 'muhalefet liderinin havası seziliyordu. İç ve dış politikanın bütün meselelerine temas edilmişti. Sanki bu bir, Türkiye Bü- yük Millet Meclisini açış nutkuydu. Ertesi gün bazı gazeteler İsmet İnö- nünün kendisini halâ Cumhurbaşka- nı sandığı yolunda yarı müstehzi "Kurultay intibaları" yazdılar. Hal- buki Genel Başkan kendisinden bek- lenileni yapmıştı. Hür, lideri Fev- Lütfi Karaosmanoglunun dediği gibi, pamuk tarlasından gelmeyen ,bir devlet adamının Kurultayını baş- ka türlü açmasına imkân Böylece C.H. arın millet reyiyle iktidara getırıldıgı takdirde hangi kıratta insanlar tarafından memle- ket mukadderatına el konulacağım gösteriyordu. Amatorlugun zaafları- na son verilecekt İsmet İnönü geçen Kurultaydan bu yana cereyan eden hadiselerin kı- sa bir bilançosunu yaptı. İç politika, iktisadi meseleler ve dış politikayı dikkatle inceledi. Anlattıkları bilin- meyen şeyler değildi. Mühim olan ko- nuşmaya nikbin bir havanın hakim AKİS, 26 MAYIS 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: